3. Bölüm

458 64 2
                                    

Multide Eylülün arabası var,

Bölüm Şarkısı:
Buray- Davetsiz Misafirim

🌸Keyifli okumalar...

Birden tükürüğümü yutamayınca öksürmeye başladım. Neyse ki 2 kere öksürdükten sonra boğazım rahatladı. Allahtan ona bakarken yakalanmamıştım. Çantamı annemlerin olduğu masaya bırakıp başta Neriman teyze ve eşi Salih amca olmak üzere tanıdıklarımda selamlaştım.

Daha yerime oturmadan Gamze beni yanlarına çağırdı. Gamze babamın kuzeni olan Tarık amcanın kızıydı. Diğer kuzenlerine nazaran onu daha çok seviyordum. Gamze ile konuşurken gözüm kuzenlerine takıldı. Buraya bakmıyorlar bile, resmen karşı masadaki adamı gözleriyle yiyorlardı. Kaç dakikadır burada oturuyorum bir selam bile vermediler. Ben saksı değilim! diyeceğimde neyse...

Sonunda birisi konuşmaya başladı o pek hoşlanmadığım kişi olan Şevval idi. " Ay kızlar şu karşı tarafta duran çocuk çok yakışıklı değil mi? "

Melike durur mu başladı konuşmaya " Vallahi çok karizma duruyor . Allah sahibine bağışlasın. "

Hep bir ağızdan "Amin!" dediler. Biraz yüksek çıkan sesten dolayı bir kaç kişi bize bakmıştı. Ve o tanımadığım kişi ile 1 saniyeliğine göz göze geldik.

Şevval heyecanla konuştu "Kızlar gördünüz mü? Bir sürü erkek bize baktı. Ve o da! "

Ne odası yatak odası mı diyecektim ki, kendimi zorda olsa tuttum. Psikolojim bozuldu galiba tam kalkacaktım ki Şevval onun hakkında bir şeyler anlatmaya başladı. Ne olacak canım 5 dk sonra kalkarım diye düşündüm.

"Duyduğuma göre adı Poyraz, Poyraz KARAHAN holdingleri var inşaat işiyle uğraşıyorlar. Şu ana kadar yanında bir kız bile görülmemiş ve çok sert biriymiş. Yanındaki kızın kültürlü ve kibar olmasını istiyormuş. Sıkı durun bombayı söylüyorum. Ailesi evlenmesi için Poyraza baskı kuruyorlarmış . Yani ne diyelim kızlar Allah sahibine bağışlasın."

"Maşallah ajan gibi kızsın Şevval." dedi Gamze.

Hep birlikte güldüler. Artık sıkılmıştım, kızlardan ayrıldıktan sonra kuzenim Melisa ablaların olduğu masaya gittim. Masada ablam, eniştem, Melisa ablam ve eşi vardı. Hepsiyle selamlaştıktan sonra ablam ve kuzenimin ortasındaki sandalyeye oturdum. Biraz konuştuktan sonra Melisa abla malum konuyu açtı. "Kız bu Şevval ve diğerleri şu çocuğu gözleriyle yiyor ama çocuk onların yerine sana bakıyor. ''

Utandığım için olayı dağıtmak istedim. "Aman ne bakması ben görmedim uydurmayın." dedim.

Ablam altın bulmuş gibi konuşmaya başladı. '' Yakaladım seni sarı. Çocuğun sana baktığını anlaman için ona bakman gerekiyor. Hiç bakmadı dediğine göre gözün hep ondaydı."

ıq seviyem düştü yeminle. Ablam durur mu devam etti konuşmaya. "Sen yanımıza doğru gelirken adam sana dikkatlice baktı. Anneanneme söyleyeyim de işinizi ayarlasın

" Saçmalama! Ciddiye alır sonra bak sizinle konuşmam vallahi! " diye çıkıştım.

"Ay söyleyende kabahat, bence onunla konuşmak isteyen bir sürü kız vardır. Seni ne yapsın." dedikten sonra ablamla yumruklarını tokuşturdu Melisa abla.

Adam tanışmak için yanıma gelse nikah tarihi alacaklar resmen!

"Görüşürüz sayın Esra Erol ve Zuhal Topal. Bu arada yeğenim nerede abla? "

"Annemlerin yanında kadın yoruldu bakmaktan biraz da sen baksan ablacım"

Annemlerin yanına gittim ve yeğenimi kucağıma alıp sevmeye başladım. Özlemişim biraz vakit geçirsek fena olmazdı. Mira 1,5 yaşında sarı saçlı, ela gözlü tatlı bir kızdı. Sanki benim küçüklüğümün yan sanayisi gibiydi. Övünmek gibi olmasın ben daha güzelmişim. Araya ablam ve eniştem girince tip değişiyor normal olarak. Allahım sıkıntıdan dolayı kafayı yedim galiba.

Bu kız da herkese öpücük atıyor canım. İşte bu yönü bana çekmemiş. Ve birden Ceyda Maviş birine öpücük attı. Mavişte  gülümseyerek ona öpücük attı. Ceyda gülüp ona tekrar öpücük atınca başımı kaldırıp Ona baktım. Maviş öpücük attığı anda bana bakınca ortaya tuhaf bir görüntü çıktı. Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemeye çalıştım. Ve başımı başka bir yöne çevirdim.
Poyraza göz ucuyla baktığımda bir şeye sinirlenmiş gibi duruyordu umursamadım.

Yavaş yavaş yemek servisi başlamıştı. Kimse sohbetine ara vermiyordu. Acıktım yahu! Tabi ki bunu içimden söyledim

2 saat sonra

Davetliler yaklaşık yarım saat önce yemek yemeyi bırakmış koyu bir sohbete dalmışlardı. Ve birbirini tanımayan bazı ailelerde kaynaşmışlardı. Bende Poyrazın annesi olduğunu düşündüğüm kadınla tanıştım. Adı Melekti gerçekten melek gibi kadındı umarım annesidir. 10 dk sonra Poyrazın kardeşi yanımıza geldi. Ve yanımızdaki kadına anne dedi. Kızın Poyrazın kardeşi olduğunu ablamdan öğrenmiştim.

Poyrazın kardeşi Esra ile baya bir samimiyet kurduk. Hatta telefon numaralarımızı bile aldık. Yediğim yemek biraz ağır geldiği için yürümeye karar verdim. Nedensizce izleniliyorum hissine kapıldım. Haklıymışım, başımı kaldırdığımda beni yiyecekmiş gibi bakan bir çift mavi gözle karşılaştım. Demin çok farketmemiştim ama Ürkütücüydü erkeklerde laciverte yakın mavi gözleri sevsemde, açık çiğ bir mavi göz rengi beni hep korkutmuştur. Hızla gözlerimi çevirsemde hala arsızca beni izlediğinin farkındaydım. Poyraz anlamış olacak ki adama pis bakışlar atıyordu. Sahi niye sinirlenmişti. Nedensizce hoşuma gitmişti bakışları. Anneme geri geleceğimi söyleyip evden çıktım. Arabama binip sahile doğru gittim. Söylenenin aksine denizin tuzlu kokusu bana ferahlık vermiyor üstüne üstlük burnumun direğini sızlatıyordu. Ama hava almak beni rahatlatmıştı. Denizin tuzlu kokusundan daha güzel bir koku doldu burnuma ve bu koku gitgide yaklaşıyordu. Düşüncelerimden o tok sesle sıyrıldım.

"Merhaba, oturabilir miyim?"

Umarım beğenirsiniz diğer bölümde görüşmek üzere... 🍀❣

ALACALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin