2

3.4K 172 13
                                    

Bazen nedenini bilmediğiniz bir his kaplar içinizi. Aklınız ermez yaşananlara, yaşadıklarınıza. Sanki dışardan hayatınızı izleyen yabancı bir seyirci gibi hissedersiniz kendinizi. olanlar oluyordur ama siz sadece izlemekle yetiniyorsunuzdur. Dökemiyorsunuzdur içinizdekileri, anlatamıyorsunuzdur sakladıklarınızı. Oysa susarak da olsa dökmek isterdiniz içinizde biriktirdiklerinizi. Birine sarılma ihtiyacıyla yanıp tutuşuyorsunuzdur ,belki birinin elinizden tutmasına ihtiyacınız vardır ama tam da o an fark edersiniz ki kimse yoktur yanınızda. arasınızda kimse çıkmaz karşınıza. bir başınıza, yapayalnız savaşırsınız bütün zorluklarla. kendi dünyanızda sıkışıp kaldığınızı anlarsınız. tıpkı lilya gibi..

avucunu yumruk haline getirip şakağına yaslamış bir şekilde içinde bulunduğu durumun sonunun nereye varacığını düşünüyordu. oturduğu yerden kımıldamıyor, tek söz dahi etmiyordu lilya. gözünden ardı ardına akan göz yaşlarıda cabasıydı. Aklı karman çorman, yüreği ise kuru bir çöl misaliydi. hiç bir şey yetişmiyordu orada. dikenlerini ruhuna batırarak kendiliğinden yetişen kaktüs ağaçları dışında...

'' Bir şey söylemen gerekmiyor mu bu durumda lilya? ''

genç adam parmak uçlarına sıkıştırdığı sigarasından bir kez daha çektikten sonra nefesini gökyüzüne verdi. yere attığı sigara izmaritini de ayağıyla ezmeyi ihmal etmedi.

'' sana inanmamızı mı bekliyordun? ''

ellerini cebine yerleştirerek duvara yaslanan Barın , Lilyayı oldukça sinir eden rahatlığıyla cevap verdi;

'' evet..''

Lilya sinirine yenilerek oturduğu yerden kalkarak tanımadığı adamın karşısına geçti. hapsolduğu düşünceleri bir kenara bırakmış , bu durumdanda kızı zarar görmeden sıyrılmayı düşünüyordu.

'' pardon?! ordan bakınca salak gibi mi görünüyorum? ne demek evet ? ''

'' hayır, salak gibi gözükmüyorsun güzelim. hala ilk gün ki gibi çok güzelsin. geçen yıllar ve doğum seni bozmamış. ''

Lilya gözlerini sıkıca yumarak derin nefesler eşliğinde sakinleşmeye çalışıyordu. kendini bu durumun bir şaka olduğuna inandırmak istiyordu. gözlerini açarak kahkaha atmaya başladı.

'' güzel şaka. seni kim gönderdi? arayalım da yanımıza gelsin..''

Lilya, Barın'nın cebinden çıkardığı telefonla gerçekten şaka olduğuna kanaat getirmiş ve derin bir nefes almıştı. çalan telofanla içindeki şüphe kırıntıları kendini belli etmiş olsada o hala şaka olduğuna inanıyordu.

'' alo, Hakan. Lilya yanımda galiba açıklaman gereken bir durum var! kısa kes fazla uzatma açıkla! ''

Lilya duyduğu isim ve sesle içindeki şüphe kırıntılarının haklı çıktığını anlamıştı. bir kaç adım geri giderek Hakanın yapması gereken açıklamayı bekledi.

'' Lilya.. yıllar önce aradığın isim Barın.. o, o doğru söylüyor.. spermler ona ait. Almiranın biyolojik babası Barın.. inanmıyorsan gerekli te....''

Barın, Hakanın gerekli açıklamayı yaptığını düşünerek telefonu suratına kapatmış bakışlarını tekrar Lilyaya çevirmişti.

'' bana inanmaktan başka seçeneğin yok güzelim. gerekirse o test zırvalıklarını da hallederiz. sonuçtan eminim. ''

Lilya, Barını duymuyor Hakanın bahsettiği yıllar önceki diyolog gözünün önünden gitmiyordu.

" lütfen hakan... söyle spermler kime ait söyle.. Kızımın biyolojik babası kim lütfen söyle.."

"Bunu sana söyleyemem lilya.. kurallar gereği bunu yapmam gerek. Arkadaşın olarak değil bir doktor olarak.."







 -KAN BAĞI-|DÜZENLENİYOR|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin