Sırtındaki acıyı hissediyordu küçük bedeninin her zerresinde..
Yerde yatıyordu.. Karnına çekmişti dizlerini..
Hıçkırarak ağlamak istiyordu, ama yapamamıştı.. Ağladığında neler olacağını biliyordu çünkü..
Az önce sırtına açılan yaradan bir kaç tane daha olacaktı.. Biriyle baş edemezken birden fazla yaranın acısını kaldıramazdı minicik bedeni..
Kolundaki morluklara bakıyordu.. 7 yaşındaki bir kız çocuğu için taşıyabileceğinden çok daha fazla yükü vardı..
Hissizleştiğini hissediyordu..8 yaşına girmesine saatler kalmıştı.. Bunu hatırlayınca kalkmıştı yerden.. Zorlanmıştı.. İstemsizce çıkardığı inilti, korku olarak geri dönmüştü ona.. Ses çıkarmaktan çok korkuyordu çünkü..
Küçücük odasında sadece bir yatak vardı.. O da yerde duruyordu. Eskiciden 50-60 tl'ye alınmış, oldukça rahatsız bir yataktı..
Başka hiçbir şey yoktu odasında.. Duvarlarının boyası bile yoktu.. Ağır kokuyu hissedebiliyordu ciğerlerinde.. Rutubetti bu, ama o bilmiyordu..Öksüreceğini hissedince acıyla adım atmıştı karşı duvardaki pencereye..
Eski pimapeninin kolunu zorla yukarı kaldırıp açmayı başarabilmişti.. Sokağa göz gezdirdikten sonra öksürmüştü şiddetle..
Ağzındaki kan tadını hissedebiliyordu..
Elinin kenarıyla silmişti dudaklarını.. Kırmızıya bulanan elini görünce artmaya başlamıştı korkusu.. Ağlamaya başlamıştı sessizce.. İşte o an, o an ilk kez ölmeyi dilemişti.
7 yaşındaki bir çocuk nereden bilebilirdi ölümü, neden isterdi ölmek...
Hem de doğum gününde.......
Gıcırdayan kapısını açmak istemiyordu.. Her ses çıkardığında saatlerce dayak yiyordu çünkü.. Bıkmıştı artık..
...
Bir iki saniye düşündükten sonra açmıştı kapısını.. Usulca uzatmıştı kafasını dışarı..
Ağlamaktan kızarmış, koyulaşmış mavi gözlerini gezdirmişti etrafta..
Kendi odasının aksine, son derece lüks eşyalar vardı burada.. Rahat koltuklar.. Bir televizyon, duvara asılmış büyük bir ayna..
Derin bir nefes alıp parmak ucunda çıkmıştı dışarı.. Tuvalete yönelmişti...
Oldukça sessizdi... Bu sessizliği bölen, aşağıdan gelen kahkaha sesleriydi...
Merakına yenik düşmüştü.. Görünürse dayak yiyeceğini biliyordu.. Ama umurunda bile değildi.. Bozmuştu sessizliğini.. Sert adımlarla inmeye başlamıştı ahşap merdivenlerden..
Kahkaha sesleri o yaklaştıkça şiddetleniyordu.. Duymamışlardı onu çünkü..
Aşağı indikten sonra yarı açık mutfak kapısına yönelmişti..
Usulca ittirmişti.. Bu kapı gıcırdamıyordu mesela, veya geniş evlerinin diğer kapıları.. Sadece onun odası berbat bir haldeydi, sadece onun duvarlarını süsleyen çizgi film karakterli duvar kağıtları yoktu mesela.. Veya usulca üstüne çıkabileceği bir yatağı..
Gıcırdayan bir kapı, rahatsız bir yatak ve demir korkulukla korunan eski bir pencere......
Dolu gözlerle izlemeye başlamıştı karşısında duran mükemmel ve mutlu aile tablosunu..
Baş köşede oturan babası, üvey annesi.. Ve gerçekten sevilen oğulları..
Uğur.."Aslanıma bak aslanıma.."
"Hepsini senin için yaptım oğlum, daha yer misin?"Acıyla buruşturmuştu yüzünü.. Sırtındaki yara değildi ama acıyan.. İçinde bir yerlerde hiç kapanmayan, kanamaktan hiç vazgeçmeyen başka bir yarası vardı onun.. Özlemi vardı.. Sevgiye muhtaçlığı..
...
"VEDAT!"
Duyduğu sesle paniklemişti bu sefer.. Hızla kapıdan uzaklaşıp koşmaya başlamıştı.. Minik ayakları çıkmasını yavaşlatıyordu o koca merdivenleri..
Saç diplerinde hissettiği acıyla çığlık atmıştı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Sabahlar
RomanceBirbirinden habersiz benzer hayatlar yaşayan iki insan.. Doğru insanı bulduğuna inanıp kendini mutluluğun kollarına bırakan bir kadın, hayatının tek amacı yeğenini yetiştirebilmek olan ve oradan oraya sürüklenen bir adam.. Aşkı bulduğunu sananlarla...