"Deuxième épisode"

217 19 8
                                    

~İyi okumalar~

Klavyeye tuşlayarak acaba bilgisayar dondu mu diye kontrol ediyordum ki maalesef öyle değildi.
"Soo Ah beni duyabiliyor musun?"
Aish görüntü gitti. Ardından robot gibi ses geldi.

"Kusura bakma kendimi göstermeyi sevmiyorum... sesim de sana garip gelebilir ama idare et."

Derin  nefes alıp vererek sessizce peki diyebildim.
"Bugün benim Doğun günümdü birkaç saat sonra..."saatime bakarak "bitmiş oluyor."

Ardından cevap vermesini bekledim.
"Soo Ah, sanırım kapatmam gerek. Ailen var galiba(?)"
Konuşmuyordu sadece mesaj atarak cevabını veriyor.

"Kusura bakma Tae abim odaya gelmişti, bilgisayarın önünü kapattım. Bu arada iyi ki doğdun!"
Yazarak, en azından mutlu olmamı sağlamıştı. Kişiliği garip olsada konuşmak istiyorum ya da istemiyordum.
Sanal arkadaş olsa bile, hayatımı şu dakikadan itibaren değiştirmişti... belki veya olmazdı, bilemiyorum(!)

Tae, bana fotoğrafını çekip atabilir misin? Yanlış anlama lütfen kkkk."

Fotoğraflarımı istiyor.. ben fotoğraf ne onu bile bilmiyorum çirkin yüzümü mü görmek istiyor, komik~

"Yanlış anlamadım ama ben pek fotoğraf çekinmeyi sevmem. Üzgünüm.
Umarım kırılmadın Soo Ah, daha yeni tanışıyoruz. Ve kim olsa vermezdi.
"Ama belki senin için uygun bir günde veya zamanda sana fotoğraflarımı çekip atarım. Aynı şekilde sen de yaparsan tabii."

Karşılığa karşılık demişler.
"Tamam Tae!!"

Yazarak, sohbetten çıkmıştım. Fark ettim de ben deminden beri görüntülü sohbetteydim. Ama onunkisi aktif değildi, umarım görmemiştir. Görse bile neden istesin ki?

Boş verip saate baktım saat 00:56'ydı normalde bu saate kadar asla kalmazdım çünkü sabah işe giderdim her insan gibi. Bir işe girmem gerek.
Odama çıkıp masamın üstündeki not defteri alarak kurcalamaya başladım.
İstediğim şeye ulaşarak telefonumdan, numaraları tuşluyordum.

"Umarım açarsın Hoseok Hyung..."
Birkaç dakika bekledikten sonra hedefime ulaşamadım, muhtemelen uyuyordur. Mesaj atarak sabah beni araması için dile getirdim.

Defteri yatağımın kenarına atarak yatağımın içine girmiştim.
"Seni unutmak için başka birine aşık oluyorum.."
Diyerek uykuya dalmıştım.

***

Güneş'in gözüme çarpmasıyla bugüne daha yalnız uyanmıştım. Her zamanki gibi. Yatakta oturur pozisyona gelerek telefonuma bakmıştım saat 8:22 çok erken kalkmışım. Fuck!
Telefonumu açarak Mesajlar kısmına girdim. Dün gece Hoseok Hyung'a mesaj atmıştım. Ve neyse ki dönmüştü.
"Ah, Tae. İş boşta var seni işe alabilirim. Kardeşim."
Mutlu olmuştum. Her ne kadar da evde 24 saatimi uyuyarak geçirmek istesem de. Mesajına geri dönerek teşekkürlerimi ilettim. Sadece cevap vermesini beklemeliydim.

Çıplak ayaklarımla paytak paytak yürüyerek, rutin işletimi haletiyordum.
Ardından üstüme sportif kıyafetimi giyerek mutfağa inmiştim. Duraksayıp karnımın gurultusunu duydum.
"Hey mide! Umarım ki açlıktan gurulduyorsundur. Daha yeni çıktım tuvaletten."
Kendi kendime konuşuyordum. Kasemin içine Mısır gevreği ve süt koyarak masanın üstünde yemek yiyip bilgisayarımdan mesaj gelmiş mi diye kontrol ederek, Evet tam beklediğim gibi, günaydın mesajı atmıştı. Hem yemeğimi yiyip hem de karşılıklı olarak günaydın yazdım.

Profil kısmına girdiğim de yine aynı şey yazıyordu. Merakımla bir şey yazmakta karar verdim.
Kthgucci:
"Neden profil fotoğrafında o yazı var? Sadece merak ediyorum da..."
Yazdığımda Cevap bekliyordum. Geri dönenene kadar yediğim yemeği bulaşık makinesine dolduruyordum. Ardından bilgisayarımı alarak, koltuğa geçmiştim uzanıp cevabına bakıyordum, ve neyseki atmıştı.

Kookielatss:
"Biraz garip kişiliğim de olda böyle sözleri çok seviyorum."

Biraz değil fazla garipsin Aq
Neden diyecektim.

Kthgucci:
"Neden? Sakıncası yoksa anlat dinlerim."

Kookielatss:
Boş ver bence, sevmiyordum onu. Eğer onu bulabilirsem onun sonu bitecek.

Anladım yazarak, en fazla ne yapabilirdi ki? Öldürmek falan mı?Saçmlalık. Görüldü attım, her zamanki gibi. Gruptan çıkacağım. Sıktı ve ilginç bi yana sahip. Her ne kadar da sevimli ve hoş biri diyerek yazsam da. Belki konuşmayı sonlandırabilirdim.

Bilgisayarı kapatarak boş boş oturup derin düşüncelere dalıyordum keşke demek istemediğim şeyi keşke diyorum. Lanet olsun.
"Keşke burada olsaydın, küçük Kookie'im."

liнe~lie+нe *✰* (тαεκøøκ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin