Jimin sigarasından son bir nefes çekip önünde durduğu pencereden dışarı fırlattı. Soğuk hava içeriye doluyor, odanın ısısını gittikçe düşürüyordu. Sigara dumanını sıkıntılı bir şekilde üflerken beline dolanan kollar ve omzuna dayanan bir başla gözlerini yumdu.
"Siktir git Jeon."
Jungkook'un tutuşundan sıyrılıp pencerenin önünden ayrıldı.
"Hah, şimdi de öyle mi olduk, Park?" diye alaylı bir şekilde konuşan Jungkook'u umursamayarak tekli koltuğa oturdu.
"Sevgilin burada değil mi? Neden beni çağırdın?"
Jungkook parmaklarını kahverengi tutamların arasında dolaştırıp arsız bir gülüş attı.
"Öyle. İçerde, uyuyor." dedikten sonra Jimin'e doğru bir adım attı ve devam etti.
"Daha önce bu seni rahatsız etmemişti."
Jimin yutkundu, bakışlarını karanlık odada gezdirdi. Geçmişte yaşananlar bir hataydı ve bir daha tekrarlanmamalıydı.
"Sadede gel, Kook. Fazla zamanım yok."
Jungkook alaycı tavrını bir kenara koyarak odanın içinde adımlamaya başladı.
"Bu aralar ortalıktan kaybolup duruyorsun. Ne işler peşindesin?"
Jimin dudağının kenarının yukarı doğru kıvrılmasına engel olamadı.
"Bu seni neden ilgilendiriyor? Artık kendi hayatını yaşa ve benimkine burnunu sokmaktan vazgeç."
Jungkook hışımla döndü ve Jimin'in oturduğu koltuğun iki yanına ellerini koyarak ona doğru eğildi.
"İnan tahmin edemeyeceğin kadar çok ilgilendiriyor."
"Jungkook, haddini aşıyorsun. Bir kere yanlış bir şey yaptık diye-"
Jungkook yumuşak bir kahkaha attı. Jimin odanın kapısına hızlı bir bakış attıktan sonra sessiz olması için Jungkook'a sert bir bakış yolladı.
"Bir kere mi? Bir kere mi? Biz bunu defalarca yaptık, Park! Ard arda, sayamayacağım kadar çok. Altımda, bana seni sikmem için yalvardığın zamanları çok çabuk unutmuşa benziyorsun."
"Kes şunu."
"Ne oldu, yoksa şimdi de namus bekçisi mi oldun? O kadar namussuzluktan sonra hem de?"
Jimin Jungkook'u göğsünden ittirdi ve oturduğu koltuktan sinirle kalktı.
"Yoongi'yi arıyorum." derken parmaklarını saçlarının arasından geçirdi sıkıntıyla.
Odada, birkaç saniyeliğine sessizlik oluştu. Jungkook gözlerini kırpıştırarak kafası karışmış bir şekilde Jimin'e baktı.
"Arıyorum derken? Yoongi ortalıkta yok mu?"
Belki Jungkook Yoongi'ye ihanet etmiş olabilirdi, onu kandırmış, arkasından iş çevirmiş ve sırtından vurmuş da olabilirdi ancak tüm bunlara rağmen ona hâlâ değer veriyordu. Onu hiç sevmemiş değildi, tabii ki ondan hoşlanmış, gözü ondan başka kimseyi görmemişti. Bir süreliğine. Ancak Yoongi her şeye rağmen sorumsuz bir adamdı ve bu, Jungkook'un ondan soğuması için yeterli bir sebep olmuştu.
Jimin kafasını salladı ve cebinden sigara paketini çıkararak bir tane daha yaktı.
"Telefonuna ulaşılamıyor. Evde yok, uzun bir süre de uğramamış gibi, her yer pislik, toz içinde. Şu sıralar olabileceği mekanları araştırıyorum ama hiçbirinden bir şey çıkmadı. Polise gidip gitmemekte kararsızım." dedi sigarasının dumanını üflerken. Jungkook yarıya gelmiş sigarayı ondan alıp kendi dudaklarına yerleştirdi ve derin bir şekilde içine çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limerence // Yoonseok
Fanfiction"Seni hiçbir zaman yalnız bırakmayacağımı biliyorsun, değil mi Yoongi?" {300818-270719} [Kısa hikaye]