ORKID - Hands
Alexandra Porat - Don't watch me cry§§§
Şok yüzünden hissedemediği acı kendini gösterirken birkaç kere öksürerek ağzından gelen kanı yere tükürdü.
"Sen...neden?"
Hoseok elindeki bıçağı bıraktı ve Yoongi'nin saçlarını kanlı eliyle okşadı.
"Seni yeniden başka birinin kollarına gönderemem, Yoongi. Kendime bile kıyamadığım güzel vücudunu onlara teslim etmene izin veremem. Özür dilerim."
Delicesine sevdiği insanı öldürüyor olmak Hoseok'a acı veriyordu elbette ancak böyle olması gerekiyordu, başka yolu yoktu.
İki adamın da aynı anda gözyaşları akmaya başladı.
Yoongi arada kan kusuyor, hırıltılı nefesleri arasında konuşmaya çalışıyordu.
"Lü-lütfen, beni...öldürme."
İkisi de kan gölünün ortasında oturuyorlardı, Hoseok gözünü bile kırpmadan sevdiği adamın ölüşünü izliyor, her anını zihnine kaydetmek istiyordu çünkü bunu o yapmıştı.
Bunu Yoongi'ye o yapmıştı.
"Her şeyi bitirmem gerektiğini söylemiştin." Her kelimesinde dudaklarının arasından gözyaşları giriyordu içeriye davetsizce. Sanki hayatında ilk defa ağladığını ona unutturmamak için, bu anı iyice ölümsüzleştirmek istercesine.
"Böyle...böyle değil." Yoongi'nin gözyaşları kanına karışıyor, kırmızılıklar arasında geziniyor, ardında beyaz yollar bırakarak pembemsi bir renkle tişörtüne damlıyordu.
"Haklısın sevgilim, yapmam gereken bir şey daha var."
Hoseok oturduğu yerden kalktı, odanın kapısını kilitledi ve geri aynı yerine, hâlâ sıcak olan kanın ortasına oturdu.
Yoongi'nin nefeslerinin gittikçe ağırlaştığını görünce soluk yüzüne uzandı, yanağını okşadıktan sonra hafifçe çenesini kaldırdı ve kısık gözlerinin kendisine odaklanmasını sağladı.
"Gözlerini kırpmadan beni izlemeni istiyorum."
Yoongi tepki vermedi, tek yapabildiği gözünü hafifçe kırpmaktı. Hoseok için bu kadarı da yeterliydi. Elini kan gölünün üzerinde dolaştırdı. Odanın dışından gelen büyük bir gürültüyü birbirine giren bağrışmalar takip etti. Bulundukları odanın kapı kolu aşağı yukarı birkaç kez oynadı, daha sonra Jimin'in sesi duyuldu.
"Buradalar!"
Hoseok Yoongi'nin dikkatini kendi üzerine çekti ve konuşmaya başladı.
"Seni hiçbir zaman yalnız bırakmayacağımı biliyorsun, değil mi Yoongi?"
Elini kendine doğru çevirdi, tam göğüs hizasında kaldırdı. Yoongi'yi bıçakladığı yerin biraz daha üstüne. Tam kalbinin hizasına.
Daha sonra Yoongi'ye iyice yaklaştı, yüzeysel ve hızlı solumalarını duyabiliyordu.
Dudaklarını, boncuk boncuk terler olan alnına bastırdı ve hemen ardından, ellerini aldı.
Yoongi'nin güçten düşmüş ellerini bıçağın etrafına sardı ve üstüne de kendi ellerini koydu.
"Bunu yapmak istediğini biliyorum. Yap hadi." dedi yumuşakça.
Yoongi hırıltılı bir şekilde soludu fakat gözlerini Hoseok'unkilerden ayırmadı.
"İt onu Yoongi."
Hoseok'un bir kez daha konuşmasına gerek kalmadı. Yoongi son kalan gücüyle bıçağı ittirmiş, Hoseok'un ellerinin yardımına ihtiyacı bile olmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limerence // Yoonseok
Фанфик"Seni hiçbir zaman yalnız bırakmayacağımı biliyorsun, değil mi Yoongi?" {300818-270719} [Kısa hikaye]