James Young - Wondering///
Jimin sıkıntıyla elini saçlarının arasından geçirerek dudaklarını ısırdı, gecenin karanlığına doğru boş gözlerini dikmiş düşünmeye çalışıyordu.
Delirmek üzereydi. Polise gittiğinden beri Yoongi'nin kayboluşuyla ile ilgili ortaya çıkanları düşündükçe sinirden bir şeyleri parçalamak istiyordu.
Yoongi kendi isteğiyle kaybolmamıştı, kaçırılmıştı.
Ve bu olay haftalar önce gerçekleşmişti.
Yaslandığı duvarda aşağı doğru kayarak soğuk betona oturdu ve düşünmeye devam etti.
Yoongi haftalar önce kaçırılmıştı ve kendisini arkadaşı olarak gören Jimin onun peşine yeni düşmüştü.
Ne arkadaş ama.
Yoongi'nin neler hissetmiş olabileceğini hayal etmeye çalıştı fakat beceremedi. Ne zaman düşünmeye kalksa acı o kadar yoğun oluyordu ki, kafasını arkasındaki duvara vuruyordu her seferinde.
Yoongi'nin kat kat fazlasını çekmiş olduğu düşüncesi ise zihnini kemirip duruyor, asla ayrılmıyordu.
Onun şimdiye ölmüş bile olabileceğini biliyordu, karakoldaki polislerden biri ona böyle söylemişti.
"Aradan haftalar geçtiği için hâlâ yaşıyor olma ihtimali çok düşük. Bizim daha çok cesedini bulmaya yönelik çalıştığımızı bilmenizi isterim."
Yeni bir sigara daha çıkarıp yaktı. Buraya gelişinden beri kaçıncı sigarasıydı bilmiyordu, umursadığı da söylenemezdi zaten.
Jungkook onu arayıp çağırdığında, karakoldan yeni çıkmış, sersemlemiş bir haldeydi, buraya nasıl geldiğini bile tam olarak anımsayamıyordu.
Nasıl bir insanım ben?
Kafasını tekrar arkadaki duvara çarptı yavaşça, sanki bunun bir yararı olabilirmişçesine.
"Bu soğukta yerde neden oturuyorsun?"
Tanıdık ses zihnine dolduğunda ona bakmak için acele etmedi. Sigarasından bir nefes daha çekti ciğerlerine.
"Bilmem. Kendimi cezalandırıyorum galiba." diye mırıldandı, ardından kendi acizliğine güldü.
Karşısında, ayakta dikilmiş genç adamın kafasını karıştırdığını biliyordu, fakat kendinde açıklayacak gücü bulamadı.
"Hadi eve geçelim, dertleşecek çok konumuz var gibi duruyor."
///
Hoseok arkasını döndü, sessiz ama hızlı adımlarla Yoongi'nin odasına geldi.
Nasıl olurdu?
Nasıl?
Düşünceleri birbirine girmiş, kafasının içindeki sesler hiç olmadığı kadar çoğalmıştı. Öyle ki, Yoongi konuştuğunda neredeyse onu duyamıyordu.
Beti benzi atmış, olan biteni anlamaya çalışan Yoongi'ye baktı gözlerini kırpıştırarak.
"Neler oluyor?" dedi zayıfça çıkan sesiyle genç adam.
Bakışlarını zapzayıf kalan bedeninde gezdirdi Hoseok. Yoongi bakışlarından rahatsız olmuşçasına hafifçe hareket etti, bu hareketi ayak bileğindeki zincirden ses çıkmasına neden oldu.
Kapıya daha sert vuruldu.
"Nasıl yaparsın?"
Hoseok kaşlarını çatarak Yoongi'yi inceledi ve düşüncelerin zihnini ele geçirmesine izin verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limerence // Yoonseok
Fanfic"Seni hiçbir zaman yalnız bırakmayacağımı biliyorsun, değil mi Yoongi?" {300818-270719} [Kısa hikaye]