BÖLÜM 3

148 34 10
                                    

Ağaların toplandığı salona geçtiler. Muhammed Emin hiç olmadığı kadar öfkeliydi. Biraz oturduktan sonra babasinin katili Ahmet Şanoğlu girdi içeri. Muhammed Emin ve Abdullah adamın üstüne saldırdılar ağalar zar zor ayırdı. Aşiret reisi Ahmet Şanoğlu dinlemek istediğini söyledi.

- Ben o gün ormana avlanmaya gitmiştim onun orada olduğunu fark etmedim hayvanı vururken bir anda önüme yığıldı. Bilerek yapmadım ağam yemin ederim.

- Yalan söylüyorsun.
Diye çıkıştı Mustafa Kemal Bey.

- Hayır yemin ederim yalan değil.

Asi birkaç gün içinde başına gelenleri düşünüyordu. Önce babası katil zanlısı olarak gözaltına alınmış ardından hemen serbest bırakılmıştı ama bu işte yanlış bir şey vardı istemeden de olsa bir adamın ölümüne sebebiyet vermişti babası, nasıl oluyordu da serbest kalabiliyordu ?

Bir kaç saat süren toplantının ardından karar verilmişti aşiret reisi kararı açıklamak üzere söze başladı.

- Ahmet Şanoğlu sen can aldığın için borcunu ancak vereceğin canla ödersin. Fakat olay bizim araştırmalarımız sonucu yanlışlıkla olmuştur. Bu yüzden sen öldürülmeyeceksin kızın Muhammed Emin' le evlenecek bu sayede onlara bir can vererek borcunu ödemiş olacaksın. Yalnız kızın evlendikten sonra baba evine dönerse kızını kendi ellerinle öldüreceksin.

Mustafa Kemal Bey verilen karara karşı çıktı ama töre böyle karar vermişti yapılan itirazlar boşaydı. Muhammed Emin önce itiraz etse de sonradan ikna oldu ölüm Ahmet için kurtuluş olacaktı ama kızının canını yakmak daha iyi bir cezaydı.

Ahmet Bey çaresizdi. " Peki ağam " dedi kızını ölüme gönderdiğini bildiği halde. Evine gidip bahçede oturan kızını içeri çağırdı. İçeriye geçince karşına alıp konuşmaya başladı.

- Yavrum bugün toplantı vardı.

- Ne toplantısı baba ?
Diye sordu Asi.

- Eroğlu aşiretiyle. Mardin' den gelen ağalar toplanmıştı benim için bir karar verildi.

- Neeee ! baba neden bana birşey söylemedin ? Bu yüzden şikayetlerini çektiler değil mi ? Kalk baba polise teslim ol. Onlara boyun eğme adalete teslim ol.

- Sen ne diyorsun kızım hapiste beni yaşatırlar mı sanıyorsun...

- Peki ne yapacaksın baba ? Toplantı dedin ne karar çıktı toplantıdan ?

Ahmet Bey bakışlarını kaçırdı kızından. Nasıl söyleyecekti ölüme yolladığını....

- Verilen karar doğrultusunda oğluyla sen evleneceksin.

- Neee baba sen ne dediğinin farkında mısın ? Asla baba ben aslaaa evlenmem tanımadığım bir insanla.

- Mecbursun babanın hayatı sana bağlı kızım.

Asi gözünden akan yaşlara engel olamayarak konuştu.

- Hayır ben anneme söz verdim. Yapamam.

- Ne sözü kızım beni öldürecekler diyorum. Git valizini hazırla yarın gelecekler seni almaya önce devlet nikahı kıyılacak ardından İstanbul' a gireceksin.

- Hayır baba beni bırakma ne olur başka çare buluruz..

- Çaresizim kızım ben böyle olsun ister miydim sanıyorsun ama ne yapayım başka çarem yok.

Deyip evden çıktı Ahmet Bey. Kızını ölüme yolladığının farkındaydı Muhammed Emin' in gözlerinde ki nefreti görmüştü.

Asi babasının ardından bakarken başına gelenleri düşündü. Bu kader olabilir miydi ? Hayır bu Allah' ın emri olamazdı. Bu zorbalıktı. Bir çare bulması gerekiyordu. Birden aklına koruyucu meleği geldi zor durumda kalırsan beni arayabilirsin diye yazmıştı. Bugüne kadar hiç aramamıştı ama başka bir çare gelmiyordu aklına odasına sakladığı kağıdı bulup çevirdi numarayı.
Telefon defalarca çaldı ama açan olmadı. Tam telefonu kapatacakken açıldı. Asi sevinçle konuşmaya başladı.

KÖRDÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin