Uzun uğraşlar sonucu gözlerimi araladım. Farklı bir yerde olduğumu kavrayınca kalkmak istedim. Başıma giren ağrı ise buna engel oldu
"N-nerdeyim?"
"Yoongi sakin ol. Benim evimdesin"
"Ne işim var burada? G-gitmem gerekiyor. O-o yalnız kalmayı sevmez Taehyung gitmem gerekiyor"
"Hayır iyi değilsin gidemezsin. Aynaya bakar mısın? Gözlerin şişmiş, her yerin toprak! Eğer geri gelmeseydim bayıldığını kimse farketmeyecekti. Çok üşümüştün"
"O da üşüyor Taehyung... Ayrıca ne var her yerime toprak bulaşmışsa? Ne var biraz ona bulanmışsam?"
Kendimi zorlayarak bulunduğum yerden kalktım. Kapıya yöneldim. Küçüğüm beni beklerdi...
Kolum Taehyung tarafından tutulunca ona baktım"Bir şeyler ye öyle git"
"Yemek için sebebim yok. Şimdi bırak gideyim"
"Ne demek yok? Yaşamak için yemen gerekiyor. Tamam.. çok kötü bir şey Jungkook'un ölmesi fakat hayat devam ediyor. Kendini toparlamalısın"
"Bir daha O'nun adını ağzına alma. Ve benim hayatım, toprağın altında beni bekleyen bedene ait."
Kolumu sertçe çekip bir şey demesine izin vermeden çıktım. Koştum. Durmadan, yorulmadan, bir şey hissetmeden koştum. Gelmiştim işte, O'nu yine yalnız bırakmamıştım. Yerleştim hemen yanına. Okşadım onu örten toprağı.
"Özür dilerim. B-ben çok özür dilerim. Söz vermiştim. Her sabah seninle uyanacağıma söz vermiştim. Üzgünüm. Bugün sözümü tutamadım. Ama bir daha asla gitmeyeceğim. Buradayım, yanındayım"
Okşamaya devam ettim. En çok bundan hoşlanırdı çünkü
"Hyung saçlarımı okşar mısın~?"
Gülümsedi soluk tenli. Sevgililerdi ama küçüğü ona hâlâ hyung diyordu. Sevgilim diyemezdi ki büyüğüne, utanırdı. Eliyle işaret verdi soluk tenli
"Gel buraya"
Koşarak yanına geldi küçük. Başını koydu dizine. Gözlerini kapadı hemen. Hissetti saçlarında gezinen kemikli parmakları"Özledim"
"Yumuşak saçlarını özledim K-kook"
"O-onlara dokunmaya ihtiyacım var"
Yine tutamıyordum kendimi. Gözyaşlarımla suluyordum toprağını. Beni duyuyor muydu? Beni görüyor muydu? Beni hissedebiliyor muydu? Bu soruların cevaplarını bilmiyordum. Aklımda yalnızca anılarımız, düşlerimde yalnızca O vardı. Tek bildiğim buydu
"Meleğim derdim,"
Gözyaşlarım haddini aşıyor hıçkırık olarak dudaklarımdan çıkıyordu.
"Şimdi ge-gerçekten melek oldun s-sevgilim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Carry Me |YoonKook ✓
Fanfiction[Tamamlandı] Siz hiç her şeyinizi adadığınız sevdiceğinizin mezarına gittiniz mi defalarca? Ben gittim. O kocaman gözlerini, gülerken bana sunduğu inci dişlerini, elimi her daim beline yakıştırdığım zarif bedeni... olur da son kez, son bir kez daha...