Götür Beni Sevdiğime (Final)

708 91 145
                                    


"Evi sorgulamak için yanıma geleceklerdir. Burada olduğumu tahmin edebilirler. Kimseye hesap verebilecek kadar iyi hissetmiyorum. Bu yüzden birkaç saatliğine her zamanki sahile gidebilir miyim sevgilim?"

"Söz, güneş batmadan burada olacağım"

Oturduğum yerden kalktım. Okşadığım için toprak bulaşan ellerime aldırmadan ezbere bildiğim sahile yürüdüm. Vardığımda, kuruldum her zamanki yerimize.

Hava soğuktu, etrafta kimse yoktu. Ama sorun değildi. Artık bedenim soğuğu hissetmiyordu. Kulaklarım sessizliğe alışmıştı.

"Belki bir kazayla öldün sevgilim,"

"koruyamadım seni,"

"yetişemedim."

"Ama biliyorsun,"

"seni hiç yalnız bırakmadım."

Hava kapalıydı. Bulutlar en koyu halini almış tüm gökyüzünü sarmıştı. Deniz ise içimdeki çığlıkları bastıracak kadar hırçındı.

Tanrı 'ya yalvarmıştım. Günlerce, haftalarca... O'nu bana vermesi için tüm dualarımı sunmuştum. Vermedi, Meleğim geri gelmedi.

Pes etmedim, söz konusu Jungkook'sa her şeyi yaparım.

Gözlerimi kapattım, anımsadım. Kahve saçları, gülünce göz kenarlarında oluşan minik kırışıklıkları, defalarca ucuna öpücük kondurduğum küçük burnu, her daim kırmızılığını koruyan yumuşak dudakları, müptelası olduğum benleri...

Gözlerimi açtım ve gökyüzüne baktım. Ellerimi önümde birleştirip en içten şekilde tekrar Tanrı'ya yalvardım.

Gelmeyeceğini kabullenmiştim, ama en azından ben gidebilirdim...

"Götür beni sevdiğime,"

"Denizin üstünden bulutların ötesine,"

"O'nun beni beklediğini bildiğim yere."

Gözyaşlarım da eşlik ediyordu artık dileklerime

"Götür beni parlayan ışığa,"

"Dalgaların üstünde huzurlu bir gecede."

"Götür beni sevdiğime..."

. . .

"Ka-karanlığın arasından parlayan yıldızlar var. Görüyor musun Jungkook? B-biz de onlar gibi olacağız seninle"

Gülümsedim. Onunla birlikte olmak bana hep mutluluk vermişti. Başımı toprağa yerleştirmiştim. Artık ne kalkacak halim vardı ne de nefes alacak gücüm. Göz kapaklarım için direnmeyi bırakıp kapattım.

Ölümün kokusu sardı biranda bedenimi. Tepki veremesem de şaşırıyordum.

Tanrı'm duymuş muydu beni? Angut kuşu misali, kavuşturacak mıydı bizi?

Karanlık göz kapaklarımın ardında bir ışık belirdi. Ve bir beden gördüm...
Beyaz bir gömlek, beyaz bir pantolon ile karşılıyordu beni. Kahve saçları alnına dökülmüş, yüzü ay gibi parlıyordu. Çok ışık vardı seçemiyordum kim olduğunu. Elinde tüm masumluğunu temsil eden bir papatya. Bu Jeon Jungkook'tu. Kokusundan tanımıştım Meleğimi. Gülümsedim belirginleşen yüzüne karşın. Elini uzatıyordu bana.

Düşünmedim.

Her daim sıcak olan elleri aksine şimdi ölüm kadar soğuk olan ellerini tuttum. Ve kendimi ona teslim ettim.

Min Yoongi, sevgilisi Jeon Jungkook'u hiçbir zaman bırakmadı. Küçüğüne verdiği sözü ölüm bile bozamadı.

|______________end.______________|

Ölüm, Yaşam'a sordu;
"Neden herkes seni seviyor ve benden nefret ediyor?"
Yaşam cevap verdi;
"Çünkü ben güzel bir yalanım, sen ise gerçek acı."

"Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır; çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür" -Anne Frank

. . .

Bilgi;

Papatya= Bir mite göre bu güzel çiçeği gökyüzü tanrıçası Asterea'nin yarattığı söylenir. Asterea tanrılar diyarından gökyüzüne baktığı zaman hiç yıldız olmadığını görmüş ve ağlamaya başlamış. Derler ki tanrıçanın gözyaşlarının düştüğü yerlerde bu zarif çiçekler ortaya çıkmış.

Angut kuşları= Bu kuş türü eşi öldükten sonra başka eş kabul etmeden tek başına ömrünün sonuna kadar yaşar. Sadakat, angut kuşunu diğer hayvanlardan ayıran önemli bir özelliktir. Ayrıca Angut kuşunun 'Bu yas ömrünün sonuna kadar devam eder' Yırtıcı bir hayvan ya da insan gelse bile gözünü asla eşinin ölüsünden ayırmaz. Kavuşana dek baş ucunda bekler.

Saadettin Güven'in şiiri;

Angut Kuşu; nedir seni bu kadar üzen,
Hani mutluluğun, nerede önceki neşen?
Hiç eser kalmamış, bildiğim eski halinden,
Eşinden mi ayrıldın, yok mu başka sırdaşın?

Boynun bükmüşsün, dalıp gidiyor gözlerin,
Hiç aklından çıkmıyor mu, mazideki günlerin?
Kim bilir; ne anıların var, ne günler yaşadın?
Anlat bana; olurum senin dostun, sırdaşın.

Bir kısım canlılar doğarken, bir kısmı ölür,
Sende olan sadakat, başka kimde görülür?
Yaşarken kıymetin bilip, vefa gösterenlerin,
Ben de, senin gibi, yanında ölmek isterim.

Sevdiğin ölünce; üzülür, boş boş bakarsın,
Ölümü hiçe sayar, ayrılmazsın başından.
İçin için kanar yüreğin, yaşlar gelir gözünden,
Angut Kuşu; beni de dost bil, gelirim peşinden.

Gün gelir akrep, yelkovanın da dolaşır ayakları,
Saatler de bir gün susar, kesilir elbet tik- tak'ları.
Benim, senin gibi uğrunda olmasa da kimsem ölecek
Angut Kuşu; bu dizeleri gelecek nesiller de görecek.

__________Yazar Notu__________

Merhaba. Buraya kadar okuyan var mı bilmiyorum ama söyleyeceklerim var.

Öncelikle kimseyi ölüme teşvik etmiyorum. Bu kitabı yazma amacım içinde vermek istediğim 'asıl' mesaj. Bunu okuyanların bulduğuna inanıyorum.

Umarım anlatmak istediğimi yansıtabilmişimdir sizlere.

Bu kısa hikayemde bana eşlik eden herkese teşekkürler. Umarım beğenmişsinizdir🖤

Kafanıza takılan yerleri sorabilirsiniz.

Bu arada, bu bölümün medya şarkısından esinlenerek yazdım kitabı. Dinlerseniz sevinirim.

Sonraki kitaplarımda görüşmek üzere, kendinize iyi bakın, birbirinize iyi bakın. Hoşçakalın.

Carry Me |YoonKook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin