1. Bölüm

991 13 5
                                    

-SaeJin-

Güneşli bir Washington sabahıydı, gece uyuyamadığım için sabah alarmım çalmasına rağmen uyanamadım. Her zamanki gibi kalkıp odamdaki tuvalete gittim ayna da kendimi görünce bir anlık boşluğuma geldi ve çığlık attım. Göz altı torbalarım adeta bir jip tekerliğiydi. Ayna da boş boş kendime bakarken odamın kapısı çaldı ve sürünürcesine "gellll" diye seslendim. Kapıyı açmamla birlikte babamın " benim güzeller güzeli kız......" lafının yarım kalmasıyla kendime gelmem ve yüzümü kapatmam bir oldu. "Hayır baba bana böyle bakma, gerçekten çok mu kötü?" "O kadar kötüki dışarıya çıktığın anda bütün erkekler senden kaçıcak, sakın böyle dışarı çıkmayı düşünme" "Efendim Baba niye geldin ?" diye cevapladım suratımı asarak. "Sadece hazır mısın uyandın mı diye bakmaya geldim çünkü 2 saat sonra uçağımız kalkıcak" Bunu duyunca elimdeki havluyu fırlatarak banyoya koştum ve dişlerimi fırçaladım. Banyo da ki işim bitince dolabıma yöneldim elime ne geldiyse üstüme geçirdim. Çok hafif bir göz makyajı ve hafif bir ruj ile aşağıya indim.

Aşağıda beni karşılayan babam "az öncekinden daha güzel gözüküyorsun" diyerek valizimi elimden aldı ve arabaya yöneldi. 3 senedir yaşadığım bu güzel eve son bir kez bakarak içim buruk bir halde arabaya yöneldim... *Artık seyahat etmekten bıktım, neden sürekli seyahat etmek zorundayız ki babam her gittiğimiz yerde kalıcı olucağımızı söylüyor fakat yine taşınıyoruz. Tam bir yere alışıyorum arkadaşlarım oluyor fakat yine taşınıyoruz, yine taşınıyoruz...* Arabayla 1 saatlik bir yolculuktan sonra havalimanına vardık. Artık Amerika'da ki son durağım Washington havalimanıydı. Bavullarımızı kontrolden geçirdikten sonra, uçağı beklerken babamla kahvaltı yapmaya karar verdik saat 5.00'di ve uçağımız 6.00'da kalkıcaktı.

Amerika da ki son 1 saatimdi ve bunu düşündükçe suratım asılıyordu. Bunu farkeden babam kolumu sıvazlayıp hafifçe gülümseyerek; "Lütfen artık suratını asma emin ol orada daha mutlu olucaz, her şey daha güzel olucak ve çok güzel arkadaşların olucak. Biliyorum artık seyahat etmekten çok sıkıldın. Seni işim yüzünden peşimden sürüklemeyi bende istemiyorum ama mecburum lütfen üzülme çünkü bende üzülüyorum, bana destek olmana ihtiyacım var..." dedi. *Annem iş için Fransa'ya gittiğinden beri babamın yanında sadece ben vardım. Birbirimizden başka kimsemiz yoktu, ona destek verebilcek tek kişi bendim ve benim üzülmemi de istemiyordu, haklıydı tabiki ama bende çok yorulmuştum...* Kendi içimde bu düşüncelerle boğuşurken hoparlörden gelen sesle kendime geldim, uçağımızın kalkmak için hazırlandığını yolcuların artık binmesi gerektiğini söylüyordu. Babamla birlikte son hazırlıklarımızı yapıp uçağa binerek sıra numaramızı bulduk ve oturduk. Hostesler son hazırlıklarını yapıyorlardı ki beklediğim sesi duydum.

"İyi günler sayın yolcularımız, Washington'dan kalkacak BOEİNG 777-300 Lily adlı uçağımıza hoşgeldiniz. Ben kaptan pilotunuz Chris, Kore'de hava şu anda güneşli 24 derece ve yolculuğumuz 15 saat sürecektir. İyi yolculuklar diler Korean Air'i seçtiğiniz için teşekkür ederiz."

Pilotumuz konuşmasını bitirdikten sonra kendimi koltuğa iyice yerleştirdim. Kemerimi bağladım ve başımı babamın omzuna dayayarak kalkışı beklemeye başladım. 

----------15 SAAT SONRA----------

Uçağımız inmek üzereyken uyandım ara ara uyandığımı hatırlıyorum ama o kadar yorgundum ki yolculuk boyunca uyumuşum. Artık uçmaya o kadar alıştım ki, ne yemek ne su ne de başka bir şey arıyorum. Uyumadan önce açtığım kemeri tekrar bağladım ve inişe geçtik. Artık Güney Kore'deydim. Burası nasıl biyer içindeki insanlar nasıllar hiç bilmiyorum. Kore hakkında bildiğim tek şey drama dizileri ve annemle babamın anıları...

Bavullarımızı teslim alıp bir taksiye binerek babamla birlikte otele gitmeyi planlıyordum ki babam; "Hadi bakalım ben işe, sen otele" diyince duraksadım. Yüzümü ekşiterek; "İş bu kadar çok acil mi ? İlk önce otele gidip birazcık dinleseydik" dedim. "Buraya gelme amacımız iş değil mi zaten, hadi bin bakalım arabaya" Mutsuz ve bıkkın bi şekilde babamın dediğini yaparak taksiye bindim... *Oda haklıydı buraya gelme amacı işti ve bir an önce hastasını muane edip, tedaviye başlamak istiyordu. Babam kendini işine adamış bir doktordu, Kore'de okuyup işini genişleten en ünlü doktorlardan biriydi.*

Arkadaşım, Bir Aşık !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin