-15- TESELLİ

76 0 0
                                    

Multimedia'da Burak var. İyi okumalar...

Bahar'dan;

    Günün yemekten sonra olan kısmı benim için akıp geçmişti hemen. Tabi Sıla ve Ece için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. O koltuklarda Çiçek'e bunu Sıla'ya yaptırmaması için yalvarmış. Ece'nin bize bir zararının dokumayacağını söylemiştim. O ise beni dinlemek yerine ' İstersen sen de Ece'nin yanına git onunla takıl' diye azarlamıştı. Ben de sonuç olarak susmuştum. Hemen sonrasında Sıla yanımıza gelmiş ' Hallettim! ' demiş ve gitmişti. Günün devamında da bizimle pek konuşmadı. Yaprak ise diğer tenefüslerde dedikodu peşinde koşmuştu. Ben ise Çiçek ile takılmak zorunda kalmıştım. Yaprak servislere dağılırken yarın bize bomba dedikodular anlatıcağını söylemişti. Sıla'ya ise sadece servisim servisinin yanından geçerken el sallamıştım ve o da bana soğuk bir şekilde karşılık vermişti. Tuna mı? O hiç bir şey yapmamıştı. Ben bir şeyler peşinde olduğundan şüpelensem de şimdilik gayet iyidi. Yani iyiden kastım yanıma yaklaşmıyor ve her zamanki ters bakışlarını atıyordu...

   

  Servis hostesinin:

- Kızım geldik diyoruz! Diye kulağımın dibinde bağırmasıyla kendime geldim ve:

- Özür dilerim. Diyerek çantamı aldım ve hızlıca servisten indim. Kim bilir kaç kez seslenmişti bana kadıncağaz. Bahçeden geçtikten sonra her zamanki gibi eve girdim. Kont'u uyur bir vaziyette bulunca uyandırmamaya özen göstererek odama indim. Formalarımı üzerimden çıkartıp pembe kumaş bir şort ve Hello Kity'li beyaz bir bluz giydim. Bunları sadece evde giyiyordum çünkü Sıla görse benimle dalga geçerdi. Ben bile kendimle dalga geçebilridim. Böyle çocukça karakterleri seviyordum...  Sıkıcı ödevlerimin başına oturup dikkatle soruları çözmeye başladım. Ta ki annem ev kapısını sert bir şekilde kapatıp:

- Ben geldim!!! Diye bağırana kadar. Bu oluken hızlıca çalışma masamdan kalkıp deli gibi koşarak annemin yanına gittim ve:

- Anne Kont'u uyandıracaksın. Dedim nefes nefese kalmış bir halde. Ama aynı anda Kont'un havlamasını duydum. İnleyerek yanına gidip başını okşadığımda annemin bana şaşkın şaşkın baktığını da farkındaydım:

- Sana da merhaba. Dedi sonunda. Kont su içmek için giderken ben de ayağa kalktım ve sırıtarak:

- Merhaba. Dedim. Sonrasında annem gözlerini devirip bana sarıldı ve mutfağa gitti. Ben de televizyon izlemeye başladım. Yarım saat sonra annem ikimizin yemeğini de tepsiyle salona getirdi. Biz böyle dağnık yaşardık işte. Normal aileler gibi sofra kurmazdık. Çok nadir olurdu bu. Ben hem televizyon izleyip hem yemek yerken annem beni izliyordu. Sonunda bundan sıkılıp başımı ona çevirdim ve:

- Ne oldu? Diye sordum. Mamasını yiyen Kont'da başını çevirip bizi dinlemeye başladı:

- Çok mutlu görünüyorsun. Dediğinde. Haklı olduğunu fark ettim. Tuna ile ilgili olay anlaşıldığı için çok mutluydum. Yemeğimi bitirdikten sonra anneme tüm olup bitenleri anlattım. O da kimi zaman teselli ederek kimi zaman kahkaha atarak karşılık verdi. İşte biz annemle böyle arkadaş gibiydik...

    Ertesi sabah alarmın sesiyle uyandım. Yanımda yatn Kont'da benimle beraber sıçradı. Onu odadan çıkartıp formalarımı giydikten sonra saçımı şirin bir şekilde iki yandan ördüm. Sonra da siyah babetlerimi ve çantamı elime alarak salona çıktım. Annem hazırlanmmış bir şekilde mutfakta bekliyordu. Elime mısır gevreği kasesi verdi ben de hemen salonla mutfak arasındaki masaya oturup geverği bitirdim. Ardından da annemle vedalaşıp evden çıktım. Tabi bu sırada hızlıca babetlerimi giyip çantamı sırtıma takmıştım. Sokağın başına çıktığımda tahmin ettiğim gibi servisim orada beni bekliyordu. Şengül'ün gelmiş olduğunu umarak servise bindim. Ve işte oradaydı. ŞENGÜL. Merakla çarpan kalbime söz geçirmeye çalışarak Şengül'ün yanına oturdum. Servis hareket ettiğinde:

SIRTINDAN BIÇAKLAMAK (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin