İki baygın beden, bir Demir Adam, bir Örümcek Adam ve bir de adı Ebony Maw olan güçlere sahip bir uzaylı... Uzayın derinliklerinde bir uzay gemisindeler. Savaşın ortasına doğru gidiyorlar ve ne yapacaklarına dair hiçbir fikirleri yok.
"Taşı bana ver." Dedikten sonra karşısındaki büyücünün acı dolu sesi duyuldu.
"Asla."
Acı çekiyor olmasına rağmen sesinde en ufak bir güçsüzlük yoktu. Hala dimdikti ve cesurdu. Karşısındaki uzaylıdan korkmuyordu. En azından kendi için.
"Pekala, bunu sen istedin."
Liz'in çığlığını duyduğunda ellerini kulaklarına bastırmak istemişti Stephen ama bunu yapamazdı. "Stretch, iyiyim. Bu çirkin şey taş falan almayacak."
"Sen ya da o. İkinizden biri taşı bana verecek ve diğer taşı da kalanın cesedinden söküp alacağım."
"Alacağın tek şey orta parmak olacak." Cümlesi bittiği an çığlıkları başlamıştı. Bu Stephen için zorlu bir sınavdı. Sevdiği kadın acı çekerken taşı vermemek ve bu acıyı durduramamak ona kötü hissediyordu. Ama yine de taşı vermeyecekti. Dünya'nın kaderi onun elindeydi ve onu kendisi için tehlikeye atamazdı. Hem Liz'in de bunu istemediğini biliyordu.
"Ne yapmamız gerekiyor? Onları kurtarmak zorundayız." Gizli bir köşeden onları izleyen Tony fısıltıyla konuşmuştu.
"Bir fikrim var. A-ama emin değilim."
Tony kaşlarını kaldırarak ona baktı. "Dinliyorum."
Peter fikrini anlattığında Tony ona etkilenmiş bir şekilde bakmıştı. "Mükemmel bir plan değil ama denemeye değer. Bu durum için en iyi plan sanırım bu. Etkilendim, çocuk."
"Ah, şey... teşekkürler."
"Tamam, sen ve kostüm onları tutacaksınız. Ben de onarımı yapacağım ve sapasağlam kalacağız."
"Anlaştık mı?" Peter yanındaki pelerine baktığında gülmek istedi ama durumun ciddiyeti bunu engelliyordu. "Pekala... kurtarma operasyonu başladı."
Tony aşağıya atladığında Ebony maw yavaşça arkasına döndü. "Arkadaşlarınla birlikte ölmek için mi geldin?"
"Ölecek olan biz değiliz."
"Güçlerin benim karşımda etkisiz kalır."
Tony kafasını salladı. "Evet ama çocuk çok film izlemiş." Herkes ne dediğini düşünürken Tony geminin duvarına ışın atıp koca bir delik açtı. Ebony Maw büyük bir hızla delikten çıktığında Peter atlayıp Stephen'ı yakalamıştı. Liz de Stephen'ın elini tutmuştu. Üçü birlikte uzaya doğru çekilirken Tony olabildiğinde çabuk bir şekilde deliği kapatmaya çalışıyordu. İşi bittiğinde gitmemek için uğraşan üçlü yere yapıştı. Elizabeth homurdanarak ayağa kalktı.
"Az kalsın uzay boşluğuna düşüyordum!"
"Ama düşmedin, seni kurtardım."
"Kurtardık." Peter'ın düzeltmesine güldü. "Sen cidden zeki bir çocuksun Pete."
"Aslında sadece asosyal bir inek ve çok film izliyor."
Stephen üzerini silkeledikten sonra Liz'e sarıldı. "Sana bekle demiştim."
"Sizin gibi harika güçlerim olmayabilir ama ben de bir Süper Kahraman'ım biliyorsun değil mi?"
Tek kaşını kaldırarak ona baktığında bir nebze olsun onu güldürmeyi başarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vertigo(Doctor Strange)
Fanfiction(Hikaye Türkçe'dir.) "Doctor Stretch?" "It's Strange." - "Hey Stretch!" "It's Strange, okay? Strange!" - "I love you Stretch." "I love you too but please... It's fucking Strange!" Kapak için @4everavengers'a teşekkürler ❤