Her biri koridorlarda ilerleyip odaları ararken, bilinmezliğin ürkütücü adımları da kendi adımlarına eşlik ediyordu. Etrafa sessizliğin sükûnetinden ziyade kendi adımlarının ağırlığıyla gürültü yayılıyordu. Büşra'nın zihni karmakarışıktı. Bir günde hem mutluluğu... Hem heyecanı... Hem acıyı yaşayan bedeni yorgundu. Sonra Nurullah GENÇ'in bir şiiri geldi aklına... Ne kadar çok uyuyordu şuan ki durumuna...
Korkunun parmakları uzandı boğazıma
Parçalandı bir anda ruhumun yelkenleri
Son mutluluk sesleri inince kulağıma
Kapladı her tarafı sessizlik dikenleriAbisi... Erdem... Daha telefonda konuşurken buraya geleceğim dediğinde içine doluşan sıkıntının nedeni bu muydu acaba? Belki de hissetmişti girdiği bu binanın abisinin mezarı olacağını... Şimdi her adımda onu bulmayı ümit ederken aynı anda korkması normal miydi? Ne halde bulacaktı onu? Dayanabilecek miydi karşılaşacağı manzaraya?...
Dört mevsimi bir arada yaşadım ve ürperdim
Oynadım bu çileli oyunda son rolümü
Her adımda bir korkunç âkibeti bekledim
Her adımda seyrettim yeniden öldüğümüAtılan her adımda uzaklaşırken kendinden, yaklaştığı kimdi? Elinde silahla önünden yürüyen adamın bir başkasını öldürmesini izlemeye katlanabilir miydi? Peki ya kendi? O nasıl adam öldürülür bilmezdi ki! Kardeşine bunu yapanlardan alacağı tek intikam onları adalete teslim etmek olurdu en fazla... Bu yüzden içinde ki öfkeyi tekrar susturdu İntikam diye bağırırken...
Çaresiz, duyulmaya başladı vuruşları
Gözlerimin önüne serilince yüreğim
Kanatlandı semaya sessizliğin kuşları
Anladım; sessizliğe ben de gömüleceğimSemih bir anda dururunca oda durdu.
' hey ne oldu neden durdun ?'
' Şşşş... Sessiz ol.' Semih başıyla ileriyi yeri işaret etti. Yerde birkaç damla kan izi vardı.
Göz göze geldiler. Semih ' Pekala... Silah kullanmayı biliyor musun?'
' Tabi ki bilmiyorum. Nerden bileyim ?' Sonuçta olayın başkahramanı olan bir aksiyon filminin yıldızı değildi ki! Kimse ona Bak kızım silah kullanmayı öğren ilerde bir laboratuvara girersiniz orada kötü adamlar falan olur. Bir köşe de dursun lazım olur dememişti.
Semih ' Çok kolay. Emniyet kilidini aç, karşıya tut, hedef al, ateş et, bitti. Gördün mü? Hiç karmaşık değil.' Daha sonra belinden bir silah daha çıkarıp Büşra'nın eline tutuşturdu.
' Hayır... Ben kimseyi... Vuramam.'
' Birini vurman için... Kendini koruman için... Tamam mı?'
'Ta... Tamam'
Silahı aldı ve sıkıca kavradı.
' Arkamda kal ve sakın ayrılma.'
' Tamam.'
Semih ilerlemeye başladı. Birlikte kan izlerini takip etmeye başladılar. Kan izleri koridor boyunca devam ediyor ve geniş bir laboratuvarın içine doğru devam ediyordu. Oldukça büyük olan laboratuvar yan yana iki sıradan oluşan beyaz masalarla doluydu. Odanın kendisi de beyaz olduğu için yukardaki ışıklandırma sayesinde etraf alabildiğine temiz ve berrak görünüyordu. Masaların hepsinin üzerinde mikroskop ve deney tüpleri yer alıyordu. Birkaç masa da ocaklar ve kimyasallar mevcuttu. Toplamda 20 sıra vardı.
' Tamam. Şimdi ortaya gideceğiz. Sırtta verip tüm masaların arasına bakacağız.'
' Tamam.' Büşra silahı yerde doğru bakacak şekilde yürüyünce semih onu uyardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B24
Science FictionKaradeniz kıyılarında keşfedilen yeni bir tür çiçek ; misistis oderem mortis ( ölüm kokusu ) ilaç ( ! ) testi için seçilen 100 denek hayata geçirilmeyi bekleyen bir proje B24 Kapak tasarımı @Esranurner7'e aittir.