❀ 4. Bölüm ❀

279 21 3
                                    

‘Beklemeyi bıraktığında hayat daha güzel.’

İki koskoca gün geçmişti. Bartu Saltoğlu yeni oyuncağından vazgeçmiş olmalı ki dükkânıma uğramıyordu. Şanssızlık mı şans mı, emin olamasam da hayatım eski monoton haline geri dönmüştü.

Fırına yerleştirdiğim poğaçaları çıkarırken seslice nefes verdim. Aynı anda pastanenin kapısında çan çınlayarak olduğum yerde sıçramamı sağladı. İçeri giren en yakın arkadaşım kapıyı öyle bir hışımla çarptı ki camların titrediğini gördüm.

‘‘Sakin!’’ dedim elimi yakmaya başlayan poğaçaları tezgâha koyarken. Beyza’nın oturduğu sandalyeye giderken endişeyle onu izledim. Kızarmış gözleri, sinirden dişlediği dudaklarıyla berbat bir şey olduğu belliydi. ‘‘Ne oluyor?’’

‘‘Kovuldum! Hah! Deli midir nedir? Tam tamına üç yıldır orada çalışıyordum ben! Üç yıl! Hani şu burada doğum günü partisi yapan zengin çocuk var ya? Onun talimatıyla. Bunu nasıl yaparlar ya?’’

Beyza’nın her kelimesiyle kaşlarım daha da çatıldı. Bana ne demişti Bartu? ‘‘Ben sırf canı istedi diye insanların ekmeğiyle oynayan tiplerden değilim! Onlar film, kitap!’’

Yalancı!

‘‘Peki, neden kovuldun?’’

Omuz silkti. ‘‘Bilmiyorum, çalışıyordum. Sonra birisi gelip kovulduğumu söyledi, nedeninden bahsetmeden! Ne aptalca.’’

‘‘Belki de o değildir?’’ dedim heyecanla. Sandalyesini geriye iterek dudaklarını alayla kıvırdı. ‘‘Zengin oğlanı sana iki hoş laf etti diye en yakın arkadaşına inanmayacak değilsindir, umarım?’’

Söyledikleri düşüncelerimi karman çorman etmişti. İrem arka taraftan çıkıp bizi görünce sevinçle yanımıza yürüdü. Ardından Beyza’nın dağılmış halini görerek yüzündeki gülümsemeyi sonlandırdı. ‘‘Ne oluyor?’’ dedi şokla açılmış gözlerle ikimizi süzerken. ‘‘Kovuldum! Olan biten bu! Ne sinir bozucu! Sorup durmayın!’’

Sessizlik ortamı esir alınca sandalyemi yavaşça geri ittim. ‘‘Böyle zamanlar için mükemmel pastalar yapıyorum.’’ dedim tezgâha yürürken. O sırada Mehmet içeriye girdi. Tam ne olduğunu soracağı sırada Beyza tek elini havaya kaldırdı.

‘‘Sakın ne oldu diye sorma yoksa çığlık atacağım.’’

‘‘Aslında iyi misin diye soracaktım.’’

İrem suratını asarak kasaya doğru hamle yapınca ikisinin haline sırıttım. Birbirlerinden hoşlandıkları barizdi. Bende ortamı yumuşatabilmek adına kıkırdadım. ‘‘Erkek ve kızların düşünce yapılarındaki farklılık kanıtlanmış oldu.’’

İrem gülümser gibi oldu ama Beyza’nın suratındaki tek kas oynamadı. Öfkeyle çantasını karıştırarak cüzdanını çekip aldı. Ay sonuna kadar ne kadar parası kaldığını hesaplamaya çalışırken gözlerine yansıyan öfke barizdi.

‘‘Hepsini öldürmek istiyorum! Bu haksızlık! Sebepsizce kovulmak.’’

Homurdanmaya devam ederken bir şekilde ona ulaşıp laflarını suratına çarpmak istedim. Bartu kendini beğenmiş pislikti, hem de yalancı bir pislik!

Ona inandığım için hatanın küçücük kısmı bana ait olsa da sinirimi ondan çıkaracaktım! Üç yıl çalıştıktan sonra kovulmak Beyza için yıkım olmuştur. Rafa dizdiğim tek kişilik pastalardan, frambuazlı olanı alarak ona yürüdüm. Önüne koyarken Mehmet’ten çatal istedim. Dediğimi ikiletmeden hemen gidip getirdi.

Pastam Olur Musun?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin