12. Bölüm

344 31 24
                                    


Annem bana öyle diyince bir an dondum, beynim uyuştu. Garip hissediyordum. Ama zaten en sonunda öğreneceklerdi ki, ama bu beni avutmaya yetmezdi.

Usulca "anne??"
"Biliyorum kızım, ben Aliyi oğlum gibi severim biliyorsun"
O an daha fazla konuşmak istemedim ve banyoya kaçtım, annem az da olsa iyi sır tutardı ve babam... o hiç anlayışlı olmazdı.

Odaya girdiğimde annemi benim 3 numaralı gülüş ismi ile adlandırdığım 'uyanıkk' bakışı yüzüne bürümüştü...

"Anlatabilirim an-" annem bir anda gülmeye başladı ve bende susup onu izledim.
"Ayyy Aliyi oğlum gibi severdim, şimdi harbi oğlum oluyor haa, ayy tam benlik damat."
"Damat? Ana kraliçe ateşin filan mı var?"
"Yok kızım ne kadardır sevgilin olsun istiyordum, allahtan huyunu suyunu bildiğim biri oldu" dedi ve yine güldü
"Ay ay ay ay ana kraliçeye bak sen bee" diyince ben annem
"Ama baban sevinmeyecek" dedi ve güldü.
"S-sevinir yaa, en azından ben öyle düşünüyorum..."
"Kızım şimdi işini bitir ve Aliyi çağır, az konuşayım bir müstakbel damadım ile, birde alıcı gözle bakayım DAMADIMA" damadıma derken inadına üstüne basa basa söylemişti. Ve sonra zirvede bırakarak odadan çıktı.

Ben hala mal gibi sırıtıyordum. Odamın camına çıkıp Aliyi aradım.
Konusma;

-Efendim Yaprak?

-Aliii, annem barışın bana taktikverdiği defteri bulmuş, dolayısıyla sevgili olduğumuzu öğrendi.

-Nee?!?

- Babama söylememiş ama az önce konuştuk Oya sultan ayy Ali gerçekten oğlum olacak, tam benlik damat diyip duruyor
*kahkaha atarak*

-Vayy o kadar anlayışlı oldu yani ha? Boynuma dola reise gelmeme az kaldı ama Oya sultan

*Dedi ve kahkaha attı*

-Ali birde işim bitince seni aramamı söyledi, bir alıcı gözle bakayım damadıma diyor.

-Her ne zaman isterse, o yeterki damat diyip dursun bana

*sinsice güldü*

-tamam hadi kapat bay bay

-tamam öyle olsun
Diyip kapatınca ne ondandamat lafını duyunca ben iptal
Beynim bensiz devam et diyor...
Eridim resmeeeeen
Yatağa kendimi fırlatınca tavandaki eski dostumu gördüm. Yine susuyordu.
"Ooo avize reis beni beklemişsin yine, valla seninde ağzın olsa mesaiye başlarsın , oda bana küfür etmek için. Eminim. Senide dert babası yaptım en sonunda, ama baya iyi dinliyorsun. Hep susarsın düşüncelerime karışmazsın. Güzelsin. Ama bugün derdim yok. Sana malzeme çıkmadı bugün eski dost. Valla domates is loading yaa gelmiş ikiside damat diyor" derken kendime hakim olamayıp sırıtmaya başladım. Tam o an hayal kurup düşünürken bir mesaj geldi. Sırık.
Ben anladım senin olayını, beni öldürmek amacın. Ya gelmişim seni izliyorum camdan sen, sen o adam sana damat kelimesi kullandı diye eri, saçma. Beni görmeyip onu görmen de saçma. Ki sizi o kadar takip edip sırf seni denizden çıkıp minnoş halin ile görmek için gittiğim yol. Ve senin gelip gözümün önünde ona sarılman. Saçma. Hayat, sen, aşkım. Saçma iste lan!

Mesajda camdan izliyorum lafını duyunca camdan dışarı baktım . Ortalarda yoktu sonra yukardan gelen sese baktım Tuna,
Parmağı ile aşağıyı gösteriyordu. Aşağıda ise hali perişan bir Barış Ozansoy... Tuna daha sonra içeri girdi, bende aşağı indim koşarak. Barışın yanına. İndiğimde hali perişandı, bu sene iyi bir üniversite kazanmış, ama aklında hala ben vardım.

-Barış?

-Ne kadar özlemiştim bir bilsen. Dedi ve güldü

-Ne işin var burda?

-Hiç gitmedim ki, yakında doktorlar beni burdan amilyat ile alacaklar. Yine güldü yanına oturdum bende.

-Inan sana ne diyeyim bilmiyorum, ama hala benim gibi bir salağı sevmemelisin, hatta hiç, senin sevgini kazanacak ne yaptım ben?

-Sayayım mı? Mesela mükemmel gülüyorsun*güldü* sonra, sonra herşey yaa, senin kötü olmanı gerektiren 1 şey dahi yok...
O değilde annen öğrenmiş, bende bir ara o kelime içindeki damat olma hayalleri kuruyordum. Ama nerde, severdi belki annen beni, ha? Olmaz mı?

-Yapma barış böyle lütfen, senin unutman lazım, en baba aşk bile unutulur

Hizlica giriş yaptığı cümlesine sakince devam etti.
-Unutlmuyor işte lan! Senin gülüşün, bakışın, öyle selahattin abiye dönüşün, çikolatalı süt içerkenki masumluğun...
Olmuyor lan işte unutamıyorum. Çıkıyorsun aklımdan, yapamıyorum.* göğsünü göstererek * Bak, şuraya laf geçmiyor, dinlemiyor ki beni siktiğim kalp!

*ben hobime devam ederek yine ağlıyordum.*

-Hop! Hop! Hop! Sen ağlamayacaksın, sen güleceksin, sen gülmezsen bu çiçekler güller ne yapsın?

-Baris, barış ben özür dilerim... ama ben 2 aşkın arasında eziliyordum... Ya normal insanlar 3 4 aşkı aynı anda alır kalbine, 2 iki tanesiyle kafayı yedim yaa

Barış biraz düşündü sonra
-hadi bakalım bu fedakar avcı gider. Onun daha uzaktan seveceği bir prenses var...

-Iyi bak kendine Ozansoy...

Yukarı çıktım istemsizce garip hissediyordum. Avizeye baktım ve kendime sovemeye başladım
"Hem ben benim amk, ikisinin de aşkını öğrenmeden sap gidip gelseydim ya!" Küfürlerimi Alinin telefonu kesti.
"Efendim Ali?...Geliyor musun?... Tamam... Yok evde değil babam...Tamam bay bay...
Ali gelecekti ve beni bu halde görkemliydi. Hemen WC'ye gidip elimi yüzümü yıkadım.
Aşağıdan zil çaldı ve merdivenden bakınca Alinin geldiğini gördüm annem aliyi "vay be müstakbel damadıma bak sen yaa"
"Valla Oya teyzecim böyle öğrenmeni istemezdik ama oldu, yinede kızmadığına sevindim doğrusu " dedi gülümseyerek.

Son...

'4N1K,Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin