• XXX

13.2K 613 4
                                    

Karşımda görüp sarılamadığım Barın beni çok büyük bozguna uğrattı. Damla geldiğini bile bile bana nasıl söylemezdi ?!!

İçeri ilk girdiğimiz an kokusunu ciğerlerimde hissettim. Salonda bahçeye bakan camın önünde telefonda İtalyanca konuşuyordu. Selma teyze kahve yaptırmak için mutfağa geçerken Barın önünü döndü. Eli kumaş pantolonunun cebinde iken gözüme öyle heybetli geldi ki. Kendimi onu incelerken buldum. Deli gibi özlemiştim. Sarılıp öpmek boynunu saatlerce koklamak geliyor içimden. Bir de vicdan meselesi var. Ona söylemediğim bebeğim var. Daha doğrusu söyleyemediğim.

Gözlerini üzerimden çekmeden başıyla dışarıyı işaret etti. Sağ taraftan açtığı kapıyla verandaya çıktı. Başım önüme eğik aldığım güçsüz nefesler eşliğinde onun gibi çıktım. Kapının kolundan elimi çekerken soğuk hava yüzüme çarpıp geçti. Yüreğim yerinden çıkacak derece hızlıydı. Soğuktan buz kesilmiş ellerimi önümdeki ceplere sokup bebeğimi okşadım.

Barın bana arkasını dönmüş verandanın ucunda dışarıya bakıyordu. Üzeri kapalı olduğu için ıslanmasak bile esintili rüzgardan dolayı yüzüm nemlenmişti. Barın sadece üstündeki gömlekle üşümüyor muydu ?

Sesine hasret kaldığım , özlemekten yanıp kavrulduğum adamla bir kelime konuşacak takatim yoktu. Doğru kelimeyi dudaklarım bulamıyordu. O yüzden vücudumu hareket ettirdim. Yanına sokulup kollarımı beline sardım. Vücudunun sertliğini bile özlemiştim. Ben daha sıkı sarılınca tamamen bana dönmüş güçlü kollarıyla beni kendine çekmişti. İçine sokmak istercesine sararken bebeğimi sıkıştırmamak adına gevşetmesini sağladım. Başımı hızlı hızlı inip kalkan göğsüne dayadım.

-"Seni çok özledim ama yoruldum Deniz. Saçma sapan nedenlerden dolayı beni kendinden uzaklaştırman yoruyor beni. En çok yakın olmamız gerektiği zaman , senden kilometrelerce uzak olduğum zaman sen benden kaçıyorsun. " Omuzlarımdan tutup beni bedeninden ayırdı.

Yaşlarla dolmuş gözlerimi başımla beraber sol tarafa çevirdim. Damlalar şakır şakır yere vururken çıkarttığı sesler ıslanmaya değerdi.

-"Haklısın , özür dilerim." dedim kısık çatallı sesimle.

-"Şimdi iyisin. Peki tekrar gidince ne olacak ? Aynısı mı ?! Tamam belki bende hatalıyım haklısın seni bırakıp gitmemeliyim ama işim orada Deniz. Pat diye çıkıp gelemiyorum sende bunu anla ! Sana gel diyorum istemiyorum diyorsun ! Daha ne yapayım ben ?! "

İç çekişlerim çoğalmış dudaklarımı ısırıyordum. Daha fazla dayanamayacağımı anlayınca yüzümü ona çevirip bağırdım.

-"Bana bağırıp durma ! Bende böyle olmasını istemedim tamam mı ?! Sen beni burda bu şekilde mutlu muyum sanıyorsun ?!!"

Daha çok söyleyecek şeyim varken kendimi sıkmaktan karnımda ağrı hissedince sustum. Hıçkırıklarımla , iç çekişlerimle yanından ayrıldım.

Psikolojim zaten yerle birdi. Bir de bana kızması hormonlarıma iyice baskı yaptı. Omuzlarımda çok ağır bir yük varmış gibi hissediyorum.

-"Deniz ! Ne oldu ?!" Seray ayağa fırlayıp elini belime koydu ve yürütüp koltuğa oturttu. Kucağıma bıraktığım ellerime bakarken sessizce ağlıyordum.

-"Dur ağlama ne olur sakinleş."

-"Kızım ? Deniz yavrum niye ağlıyorsun ?!! Barın ! Ne yaptın kıza ?!!" İçeri koşa koşa giren Selma teyze soluğu yanımda aldı.

Ayaklarımın dibinde oturan Seray ellerimi kavrayıp destek olurken Damla'da yanaklarımı siliyordu. Selma teyze ise diğer yanıma oturmuş Barın'a bağırmıştı.

HAYATA TUTUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin