6

5.2K 423 40
                                    


pjm95:

Kapının önüne çikolatalı dondurma bıraktım

Al ve ye.
(Görüldü 22.49)

yoo.jim_kim:

Jimin yazdın sonunda.

Aşağıda mısın hala?

Aşağıdaysan lütfen bekle

Seni görmem gerek. Çok özledim.

pjm95:

Peki bekliyorum.

~Yazarın ağzından~

Yoo Jin heyecanla telefonunu kapattı ve hemen kapıya doğru yöneldi. Evde zaten herkes yatmıştı.

Sessizce kapıyı açıp anahtarı aldı ve evden çıktı. Merdivenlerden hızlıca inip kapıyı açtı hemen. Karşısında elinde poşetle yere bakan Jimini görünce mutluluktan koşup hemen ona sarıldı.

Çok özlemişti onu. Jiminde sarıldı Yoo Jin'e. Aslında ilk başta onu görmek konusunda kararsızdı ama dayanamadı. Çok fazla özlemişti meleğini. Boynundaki eller sıkılaşınca Jimin gülümsedi. O da Yoo Jin'in belinde olan ellerini daha da sıkılaştırdı. Kokusunu özlemişti... Çok fazla hemde...

"Chimmy lütfen benimle küsme, benimle konuşmamazlık yapma"

Dedi Yoo Jin, Jiminin boynundan yavaşça ayrılırken. Jimin ise hiç bir cevap vermemişti.

"Neden aramız böyle oldu Jimin? Neden bana böyle soğuk davranıyorsun? Lütfen bir şey söyle artık."

Yoo Jin'in sesi fazla çaresiz çıktı.

"Yoo Jin ben sadece..."

Devamını getirmedi Jimin. Ne diyeceğini bilmiyordu. Ne diyebilirdi ki?

"Chimmy bana Min Ho yüzünden mi kızgınsın?"

Jimin başını kaldırıp Yoo Jin'e baktı.

"Hayır o yüzden değil."

"Peki o zaman neden?"

Yoo Jin merakla gelecek cevabı bekliyordu. Ama Jimin ne söyleyeceğini dahi bilemiyordu. Konuşmadan önce ona soğuk davranacağını düşünmüştü. Tıpkı mesajlardaki gibi. Ama öyle olmadı. Meleği ona sarılınca her şeyi çoktan unutmuştu.

"Ben sadece seni başkasıyla paylaşmak istemiyorum." Dedi Jimin zar zor.

Yoo Jin kocaman gülümsedi. Ayaklarını havaya kaldırıp Jiminin yanağına sulu bir öpücük bıraktı.

"Jimin sen benim hayatımdaki en değerli varlıklardan birsin. Sakın seni unutacağımı felan düşünme." Dedi gülerek.

Jimin bu cümleden hiç iyi şeyler çıkarmamıştı. 'Sakın seni unutacağım felan düşünme.'
Bu hayatımda biri olduğu zaman seni de unutmam demekti.

"Demek bana dondurma aldın."
Yoo Jin gülerek Jiminin elindeki paketi aldı.

"Hadi gel beraber yiyelim." Dedi Yoo Jin Jiminin kolundan çekiştirerek. Jimin ise onun kolundan tutarak durdurdu ve gülümsemeye çalışarak konuştu.

" Yoo Jin saat çok geç oldu, benim eve gitmem lazım. Hem ben zaten yedim onları sana aldım."

Yoo Jin'in gülen suratı bir anda düştü.

"Gerçekten bensiz mi yedin Jimin? Biz hep birlikte yerdik. Çok kırıldım." Dedi etrafına asık suratla şapşal şapşal bakarak.

Jimin ise onun bu tatlı haline gülümsedi ve kolundan çekip yanağına öpücükler kondurmaya başladı. Onun içini yiyip bitiren ama Yoo Jin'in sadece kardeşçe bildiği öpücükler...

Jimin öpücüklerini bitirip kıza sıkıca sarıldı. Cidden bir kaç gün içinde onu çok özlemişti. Bu kadar çabuk onu affedeceğini düşünmüyordu...

Yoo Jin'de mutluydu. Kardeşi, biricik arkadaşı olarak gördüğü kişiyle sonunda barışmışlardı. Bu küslüğün sebebinin altında başka şeylerinde yattığını düşünüyordu ama çok deşmek istemedi. Barışmışlardı en azından. Bu tatlı öpücükler onun işaretiydi. O da sıkıca sarıldı Jimin'e.

"Meleğim gitmem lazım. Yarın pazartesi ve okul var. Sende erkenden yat ve uyu tamam mı?"

İkiside birbirinden ayrıldı. Yoo Jin gülerek başıyla onayladı ve apartmana doğru yürüdü. Daha sonra arkasını döndü

"Yarın sabah beni evden almayı unutma." Dedi normalde Jimin'in her gün yaptığı rutinini hatırlatarak. Gülümsedi Jimin ve başıyla onayladı. Daha sonra kızın apartmandan girişini izledi.

Yavaşça arkasını döndü ve kendi evinin yolunu tuttu. Düşünmeden edemiyordu, içinden de sürekli tekrar edip duruyordu çocuk.

"Canın yanacak Park Jimin. Hemde çok..."

************

Çikolatalı Dondurma |Texting| PJMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin