Gözyaşı (zümre)

2.bölüm

Selamün aleyküm dostlar nasılsıniz iyisiniz inşallah 🤗

       “İyi okumalar“

Zümre sabah annesinin o güzel sesi ile gözlerini açmıştı

*Kuzum hadi kalk sabah oldu *

*Tamam annem günaydın *diyerek kalktım kimsenin kalbini kırmak istemiyorum çünkü lavabo ya gidip elimi yüzümü yıkarken kendime baktım önceden gözlerinin içi gülüyordu şimdi gözlerimin altı morarmış yüzüm sapsarı fersizleşmistim iyice bugün kefenimi seçmeye gidecektik hızlıca siyah dizlerime gelen elbiseyi giyip siyah bide babet giyip saçlarımı toplayıp indim aşşaği  Mahmut abim Levent abime ters ters bakıyor rojin yengem de Leyla'ya kahvaltı yaptırıyor annemde yeni gelini semraya birşeyler diyor oda kafasını sallayarak onay veriyordu sanki alışmışlar dı durumlarına anladım ki kimseye guvenmeyeceksin  bu kim olursa olsun

*Günaydın*diyerek Mahmut abimin yanına oturdum annem gülüyordu buda benim zoruma gidiyordu

*Kuzum hadi kahvaltını yap şimdi Berivan hanımlar gelirler *

*Tamam *diyerek tabağımdakilere baktım oysaki ne iştah li bı kızdım şimdi ise canım en ufak bir istemiyordu
Bahçe kapısı açıldı birden ve celladımın annesi gelmişti ...

Semra hemen bı gelinlik alıp kabine girdi ben ise boş boş bakiniyordum birden omzumada bir el hissedince arkamı dönüp kim olduğuna baktım ama tanıyamadım

*Pardon kimsiniz acaba ?*dedim ürkek çıkan ses tonum ile

*Ben semra emre ve Yağızın ablası Eylül *diyice bı şok bunlar iki kardeş degilmiydi yada ben bı bilmiyordum

*Tanıştığımıza memnun oldum*dedim hafif bı tebbesum ile

*Bende canım hadi yardım edeyim sana *diyip oradaki görevlilere birşeyler diyip beni üst kata çıkardı burada ki gelinlikler mükemmel di ama nedense hiç ilgimi çekmiyordu her kızın hayalidir gelinlik ama bende o hayal iki gün önce sönmüş tü her ne kadar istemesem de Eylül abla beni çekiştirerek bı gelinlik tutuşturdu elime giyip kendime baktım eğer ben bu gelinliği taşıya bilirsem ne mutlu bana kabinden çıkınca annem kaynanam ve semra bana bakıyor du utandım sanki bı yerim açılmıştı da onlarda açık olan yer bakıyorlar gibiydi

*Maşallah gelinim sana * sana diyince utandım hemen kafamı aşşaği eğip yerdeki fayans lara baktım

Gelinlik tır bindallı dir derken öğlen olmuştu daha sonra bı mağazanın önünde yine durduk Eylül abla ben semra içeri girdik ve iç çamaşırı mağazasiydi ya bunlar kafayı yemiş sanki ben güle oynaya gelin gidiyorum sinirlenmiştim  bana acayip acayip şeyler gösterirler ama ben beğenmedim çünkü ben o şeyleri giymeye utanirdim en son Eylül abla ve semra elleri kolları dolu hesap ödemeye gittiklerini görünce bende sıkıldığım yerden çıktım dolanmaktan ayaklarıma tam anlamıyla kara sular inmişti takı larıda alıp artık evimize doğru yol almıştık kısa sürede eve geldiğimizde vedalaşıp indik ne gereği varsa ...

Bahçe kapısından içeri girdiğim de Mahmut abim leyla ile oynuyor Levent abim ise dalmış ti uzaklara daha çok dalarsin sen diyip Mahmut abime selam verip kendi odama çıktım hemen bı duş alıp uyuyacaktim zira yorgunluk tan ölebilir dim yatağıma uzanınca duşun da verdiği ağırlıktan hemen uyumuştum taki sabaha kadar gözlerimi açtığımda saat daha 6 idi  biraz daha uyumak istedim ve istediğim de olmuştu 1 saat daha uyuyup annem tarafından uyandirıldım bugün benim kınam vardı vay ne dedim kendi kendime yine sessiz geçen bı kahvaltı ardından hazırlanmak için odama çıktım ben tam oturmuş Ken kapı çalındı

*Gel *diyerek komut verdim ve kapıyı çalan kişide  girmişti içeri

Abim kafası eğik bı şekilde semra ile gidi içeri

*Zümrem beni affedebilecekmisin *

*Abi ben sizi zaten affetim ki daha fazla bu basın yerde olmasın sizi seviyorum*diyip sarıldım tam ağlama moduna geçerken yengem le bı kadın sesi daha geliyordu

*İşte geldik bura *diyerek bı kadını içeri giren yengem ve kuaför kadın gülümsedi yengem de  bana bakıp

*Gülüm kuaför geldi sizin saçlarınızı zi yapacak *kafamı saalyinca kadınla kısa bı tanışma sonrası üç kişi ile saçlarımiz tamam di

Kına gecem başlamıştı artık coşkulu geçiyordu ama benim içim de yangınlar yanıyordu sıra kına yakmaya gelince meşhur kına türkü sübolan kınayı getir aney ve yüksek yüksek tepelere türküsü ve yeni duyduğum bı türkü ile beni aglattilar zaten ben bı kaç gündür agalama kota doldurmuştum derken yine agladim kınamiz bitimisti geriye kalan düğün dü sacalarimi bozup yine kendimi sıcak suyun altına atmıştım ve güzel bı uyku ...

Sabah olmak bilmiyordu 3 saat uyumuştum düşünmek ten gözüme uyku girmediydi ama sonunda yine kazanan ben olmuştum

Sabah 07:00 di kendiliğinden uyanıp üzerime yalan yanlış birşeyler giyip indim aşşaği herkes mutlu idi hiç kimsenin umurunda değilim ki zaten sessizce kahvaltımizi yapılan yine gelecek olan kuaförü bekledim sonu da gelmişti yine güzel bir saç yapan kadın semranin da  güzel duruyordu

Akşam olmuştu artık misafir ler geliyordu  ben ise yatağımda oturuyordum biri giriyor biri çıkıyordu en sonunda abim kırmızı kuşağı ile içeri girince gitme vaktinin geldiğini anladım zaten ağlamaya hazırdım abim de benden farkı yoktu kuşağımı üç kere bağladı en kopma noktası idi yok böyle bi acı gerçekten tarifsiz di hani sevdiğim kişi ile evlenmsem o kadar olmazdı ama ama sı var işte abime sımsıkı sarıldım anneme Levent abime rojin yengeme derken zor ayirdirlar daha sonra abimin koluna girip aşşaği indik celladım bütün heybeti siniri öfkesi ile bekliyordu ....

Emre den

O kızla berdele karar verilmişti evet ben evlilik düşünmeyen gününü gün eden adam evleniyordu semrayi hiç affetmeyeceğim hep düşmanım olarak kalacağına eminim ne yapacağımı bilemez halde damatlığımı giyiyorum hayat ne garip koskaca emre kaya gel sen nedü belirsiz tanımadığım bı kız la evlen içimde ki intikam ateşi bitmiyordu kapı çalınin ca

*Gel *dedim annem bana bakmaya gelmişti sanki kaçacaktım düğünümden

*Oğul hazirsan gidelim semrayi almaya geldiler bizde arkalarından gidelim akşam olmadan *

*Tamam ana tamam *
Dedim isyan edercesine çünkü hakliydim tanımam etmem ki benim bacımi kaçıran itin kız kardeşi ile evleniyordum ne hisetmem gerekti bütün özgürlüğüm bütün sosyal hayatım bitiyor ve yatağımda ömür boyu tanımadığım bı kadınla yatmak offf Allahim of diyerek odamdan çıktım çünkü artık bu odaya iki kişi girecektik

Düğün yerine konvoy eşliğinde gitmiştik sonunda özgürlüğümü kısıtlayan kız geliyordu annesine abisine serefsize  semraya ve bı kadına daha sarıldı sanki hanımefendi yi zorla götürüyordum da ayrılmak istemiyordu annem ve isminin Zühre olduğunu öğrendiğim sevgili karım benimle geldi babam kardeşlerim de Eylül ablamla geldiler

Akşam geç saate kadar düğün olmuştu semra bütün halaylarda başta idi ben ise somurtarak oturuyordum bı kadın hadi kızım odana çıkalım diyince yüzüne bakıp tamam dedim ve artık bı odaya getirdiler saçıma bı yazma türü birşey örtüp otururdum iki 3 kişi daha vardı

Hocanın dediği herşeyi kabul Edip  evlenmiştik hem dini hem resmi olarak artık Zümre kaya yani emre Ağa'nın eşi idim

Odaya bı teyze eşliğinde gelince kadın bana birayerler anlatıp çıktı odadan ve korku dakikaları başlamıştı kısa bı sure sonra ayak sesi duydum kapı sert bı şekilde açılıp kapandı yerimde sıçramama neden olmuştu ki emre agamiz gelmişti ....

Nasıldı sizce ya kusura bakmayın yazmamiyorum çok canlar 😊😊