"Vay Be! Havalı Bir İsim.Ama Soyadın Da Gerçek Değil Bayan Williams."

138 3 8
                                    

"Bugün okula gitmesen?"

"Neden? Altıüstü grip oldun şapşal. Ucunda ölüm yok."

"Ondan değil. Bugün gelemeyeceğim ve..."

"Ve ne?"

"Ya işte... O çocuğa güvenmiyorum ve gitmeni istemiyoum."

"Sen beni kıskandın mı?"

"Yok ya kıskanmadım. Sadece... Öyle işte."

"Bana birşey olmaz biliyorsun. Hem bara falan gitmiyorum, altı üstü bir okul. En fazla ne olabilir ki?"

"Ihmm... Saymaya başlayabilir miyim?"

"Seni rahatlatacaksa annem ve babam katildi, cehenneme ve arafa gittim, içimde melek kanı var, seninle bir sürü korkutucu şey atlattık ve yanımda bıçak taşıyorum." Cebimdeki bıçağı gösterince gözlerini devirdi.

"Ben de geliyorum o zaman."

"Gelmiyorsun! Bu kadar. Yatıp dinleneceksin. Ben de okuldan sonra gelicem zaten. Bu kadar paranoyak olmana gerek yok Ben."

"Kötü birşeyler hissediyorum ama tamam. Kravatını düzelt!" "Tamam anne!"

Gözlerini devirdi ve yaklaşıp yanağına bir öpücük kondurup gülümseyerek odasından çıktım. Okula girdiğimde Alice yanıma geldi.

"Ben nerede?"

"Sana da günaydın. Donmuş şeyler yeme Maratonumdan sağ kurtulamadı. Evde. Zaten zor ikna ettim."

"Kıskanıyooğğğrrr!!!"

"Bilmediğim birşey söyle." Konuşa konuşa içeri geçtik. Sırama geçtim ve bay turuncu gözle karşılaştım. Kimse adını bilmiyor. Hatta okul müdürü bile bilmiyor. Ve niyeyse garip bir şekilde sürekli bakışları üzerimde. Okula bu sene geldi ve merak ettiklerim var.Ben onun sürekli bana baktığını bildiği için kavgalı gibiler. Ölümcül bakış yani. Ve bugün turuncu göze soru sormak için son şansım olabilir. Ve ben bu şansı sonuna kadar kullanırım! Etrafında kimse olmaması benim şansımı arttırır diyerek yanına gittim tenefüste. Tam ağzımı açmıştım ki "Burada sorularından hiçbirini cevaplamam" diyerek beni susturdu ve kullanılmayan daha doğrusu içine okul malzemeleri sıkıştırılmış olan klüp binalarından birine doğru sürükledi. Resim Kulübünün binasına girdiğimize göre içerinin baya dar olması normaldir. Cidden her taraf resim kaynıyor. Turuncu gözün mekanı. İlk geldiğinde bahsetmişti.

"Şimdi sor ne soracaksan."

"Cidden soru soracağımı nerden biliyorsun?"

"Aklını okudum."

"Çok komik!"

"Gözlerin ele veriyor."

"Sende garip birşeyler var. Cidden garip."

"Herkes öyle söylüyor."

"Neden kimseye adını söylemiyorsun?"

"Gizemli olmayı severim." Yeterinceden birazcık fazla yakındı ve bu beni rahatsız ediyordu.

"Çok sinir bozucusun."

"Biliyorum." Ofladım.

"Bari bana söylesen?" Kafamı yana eğdim ve gülümsedim.

"Seni diğerlerinden farklı yapan şey ne?"

"Mel benim gerçek ismim değil."

"Anlamıştım."

"Nasıl?"

"Yalan söylediğin anlaşılıyor.Bazen ismin söylendiğinde isminin Melanie olduğunu unutuyorsun."

"Tamam bir anlaşma yapalım. Sen ismini söyle ben de benimkini."

"İyi bir anlaşma."

"Söyle."

"En son ben." Ters bakışlarımı görünce kıkırdadı.

"Sözüm sözdür."

"Bloody."

"Vay be! Havalı bir isim.Ama soyadın da gerçek değil Bayan Williams." Kısa süreli şokun ardından iyi bir dedektif olduğunu anladım. Belki de Sherlock'tan bile daha iyidir.

"Önemli değil. Ailenin birer katil olduğunu kimseye söylemem. Annen araştırdığım katillerin içinde en iyidi." Alnını alnıma dayadığında yüzümde hissettiğim nefesi ile ürperdim.

"Sorun ne?"

"Hiç. Yok birşey." Sakin ol! Ben umrunda bile değil Bloody. Aklına getirme. Şuanda turuncu gözü ittiremememin tek nedeni alanına dar olması. Hem zaten Ben benim sevgilim değil ki? Yakınlaşsak ne olacak? Yavaşça fısıldadı. "Evan." Ve odadan çıkıp sınıfa doğru gitmeye başladı. O.M.G! (Oh em ci diye okunuyo bilmeyen yoktur?) Eğer bugün olanları biri görüp Ben'e anlatırsa mezarıma 'Gerçekten sevgilisi olmadığı halde kendini sevgilisi sanan sevgilisi tarafından bir çocukla konuştuğu için gebertildi.' yazın...

•,•.•_•-•=•^•*•+•~•'•0•

:} :]

"Ben geldim!"

"Sonunda.Sıkıntıdan ölüyorum."

"Birşey bulamadın demek,ha?"

"Sabahtan beri AMR oynamak için ölüyorum!"

"Hala oynamadın mı? Odamda duruyor."

"SENİN odan. Senin odana sen evde yokken giremem."

"Peh sanki normalde çok izin alıyorsun ya!"

"En azından sen evde oluyorsun ve sabahları ne kadar dağınık olduğunu biliyorum."

"Sabahlara özel değil ki."

"Biliyorum. Okul nasıldı?"

"Sıkıcıydı. Hiçbirşey olmadı anne!"

"Bana şöyle seslenmesen?"

"Bir anne gibi davranıyorsun."

"Şu oyunu getirir misin artık!"

"Bende seninle oynayacağım. Ve ayrıca senin bilgisayarın çok yavaş! Benimkinde oynayalım."

"Taaamam."

"Daha iyi görünüyorsun?"

Kafasını sallamakla yetindi ve gülümseyip saçlarını karıştırdım. Oyunu bilgisayara taktıktan yarım saat sonra çoktan Hysteria moda geçmiştik bile. Evde küfürler savurarak oyun oynuyoruz. Ne kadar da harikayız, değil mi? (deme ama öyle yhaaa kalbimi kırıyon. öyle arkadaşım olsun off miss) (öyle arkadaş dediğim erkek değil.) (erkek değil derken ben kız olarak arkadaş dedim ama hani duygu bakımı sadece arkadaşça) (Fesat tayfaya bir notum var... S*KTİRİN GİDİN HİKAYEMDEN! Ya da gitmeyin nyse)

"Bu ne?" Elindeki The Walking Dead oyununa baktım. Bir Ben'e bir de oyuna bakıyordum.

"Yürüyen Ölüler'in neresini anlamadın mankafa? Zombiler falan işte."

"Hadi oynayalım!" O polis şefinin zombi olup ana karakterin onu vurma kısmındayken aklıma bir fikir geldi.

"Son partın sonunda karakter ölecek ve bulduğu kız yani Clem ile oynayacağız ikinci sezonu."

"Neden bu kadar gıcık olmak zorundasın!"

"Bilmem.Canım istiyor. Hey, film izleyelim!"

Daha sonra işte film falan izledik. Atraksiyonlu birşeyler olmadı. Nerde bize ekşın? Biz kimiz ki ztn .s

KŞK3-Şeytan Kız,Bilgisayar Oğlan Ve Ressam ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin