Benim Bu Halimi Görsen Kesin Dalga Geçerdin

47 3 14
                                    

(Bölüm Bloody'nin ağzından. İyi Okumalar :) )

"Ciddiyim kızım! O seni kıskanıyor. Hadi ama buna da itiraz edemezsin. Kıskanıyor işte!" Gerçekten de beni kıskanıyor mu? Ama bunun için bir nedeni yok ki. "Beni kıskanması için bir nedeni yok Alice. O sadece benim... Arkadaşım..." "Hadi ama bal gibi ortada! İkinizde birbirinizden hoşlanıyorsunuz. Artık itiraf etsenize!" "Alice sana söylemiştim. Bugüne kadar bana benden hoşlandığına dair en ufak birşey söylemedi. Çıkma teklifi etti ama sonra aklına bile gelmedi. Ümidimi kestim artık. Bundan sonra birşey söylese de umrumda değil. Arkadaştan ötesi asla olamayız. Bunu biliyorsun. Bunu istemiyorum ama... Biliyorsun." "Off of! İkinizde ortada olan birşey için canınızı acıtıyorsunuz. Yani okulun neredeyse yarısı birbirinizden hoşlandığınızı anladı. Yani..." "Ne! Neyden bahsediyorsun?" "Ah o kadar belli ki. Bazıları sizi sevgili bile sanıyor. Mesela bazıları sizi sokakta görmüşler dün. O sana sarılıyormuş falan." Yüzümün kızardığını hissettim. "Ya o sadece arkadaşça birşeydi. Yani... Eğer bu günden sonra bana çıkma teklifi ederse kabul etmeyeceğim. O değilde on sekize az kaldı." Gülümsedi. Ama bunun altında daha değişik bir anlam vardı. "Belki de doğumgününde sormayı planlıyordur?" "Yok canım daha neler! Zaten dediğim gibi teklif etse de kabul etmeyeceğim. Peşini kovalamaktan bıktım artık. Hergün artık itiraf etsin diye beklemekten. Ümidim tükendi. Kalbim kırıldı. Kalbimi kırdı. Asla da düzelmeyecek. Bunca yıl bekledikten sonra... Yoruldum anlıyor musun? Hayal etmekten yoruldum. Birgün birlikte olabileceğimizi düşünmekten yoruldum. Korkuyorum. Aramızda arkadaşlıktan öte birşey olmasından ve beni bırakmasından korkuyorum. İtiraf etmiyorum çünkü beni bırakmasını istemiyorum. Eğer, eğer sonsuza kadar benimle olacaksa, yanımda olacaksa... Arkadaş kalmaya razıyım." Yanağımız kaşınmasıyla elimi götürdüm ve ağladığımı fark ettim. Gözlerimi sildim ve Alice'e baktım. Dışarıdan birkaç tıkırtı geldiğinde saate bakmayı akıl ettim. 17.30? Onca saattir ne yaptık lan biz? Daha da önemlisi bunca saattir Ben neredeydi! Kıskanma Bloody kıskanma! O senin sevgilin değil nereye isterse gider ne isterse yapar. Ya bir bara gittiyse ve oradan bir kızla ayrıldıysa? Ya sokak arasında birini döverek öldürdüyse? Ya da... Belki de sarhoş olup dayak yemiştir! Çünkü asla yanımıza gelmeden duramazdı. Kötü düşüncelerimi Alice böldü. "Ben artık gitsem iyi olacak. Sizi başbaşa bırakıyorum. Halledin bunları artık! Ne hissediyorsan ona aynısını anlatmalısın." O gitti ve bende kapıya bakakaldım. Dediğini mi yapmalıyım? Yani Ben bile bugüne kadar kardeşten yakın olduk. O benim ailem gibiydi. Herşeyimizi anlattık ve beraber ağladık. Ama... Asla böyle konuları konuşmadık. Ama o beni dinlerken bunu yapmaya niyetim yok! O uyuduktan sonra ancak. Onun kapısını tıklattım ve beklemeye başladım. Tam kapıyı açacaktım ki o açtı ve burun buruna geldik. Tanrım öyle harika ki... Saçlarını karıştırdım. "Selam şapşal." "Bana kızgın mısın?" "Ne? Niye böyle düşündün ki?" "Yani ben... Haksızdım. Ve... Özür dilerim. Bana kızgın mısın?" "Sana kızgın değilim tabikide. Ben sana asla kızamam... Hayatımı sana kızdığım için pişmanlık duyarak ya da seninle küstüğüm için üzülerek geçirmek istemiyorum." Gülümsedim ve bana sarıldı. Yüzüme yayılan gülümsemeyi o çekildiğinde toplamam biraz zor oldu. "Neredeydin?" "Bilmiyorum." "Nasıl yani?" "Şey...evin ilerisindeki tepe varya, oradaydım." "Ne yaptın ki orada?" "Hiçbirşey. Sadece düşündüm..." "Neyi?" "Neden seni kıskandığımı." "Nedemiş?" "Çünkü... Sen benim arkadaşımsın ve... O ucubeye güvenmiyorum." Bir anda suratım asıldı. "Sadece... O kadar mı? Arkadaş... Olduğumuz için?" "Evet..." "Tamam. En mantıklı açıklaması bu. Neyse. Şey İyiyiz o zaman? Tamam ben... Ben yatmaya gidiyorum. Biraz uykum var. Muhtemelen hemen uyurum. O yüzden... Görüşürüz!" Koşarak odama gittim ve kapıyı kapatıp yavaşça yere kayarak oturdum. Yüzümü ellerimin arasına aldım ve gözyaşlarımın akmasına izin verdim. Neden böyle olmak zorunda? Tam onu bırakacağım derken bir anda bana tekrar umut veriyor ve sadece birkaç saniye içerisinde yine kalbimi kırıyor. Sürünerek yatağıma gittim ve yüzümü gömüp ağladım. Kapı kolundan bir ses geldiğinde bir anda düzelip uyuyor numarası yaptım. Ayrıca elimi de yataktan aşağı sarkıttım. Ben içeri girdiğinde gözlerimi kapattım. Yatağımın yanındaki komidinin önüne, yere oturdu. "Selam." Kıkırdadı. "Ciddi olmak bana göre dğil. İkimiz de asla ciddi olamayacağız. Değil mi? Keşke söylemeyi düşündüğüm şeyleri yüzüne de söyleyebilseydik ama o kadar cesur değilim. Belki de benim yerimde olsan sen bana bunları söylemekte zorlanmazdın." Tabi canım tabi. Eminim söylerdim! İçimden göz devirdim. "En azından uyuyorsun,değil mi? O zaman endişelenmeye gerek yok. Oh umarım beni duymazsın. Aslında belki duysan daha kolay olurdu bilemiyorum. Ben aptalın önde gideniyim." Artık konuya geçsen canısı? Dayanamıyorum da artık. Nasıl bu kadar tatlısın? Bi gün tarifini bana da veresen canısı? "Tamam konuya geçiyorum artık." Düşüncelerimi mi okudun bitanem? Hani düşüncelerimi okuyorsan seninle ilgili yavşama düşüncelerimi GİZLİLER adı altında biryere kilitleyeceğim de. Yani en son görmek isteyeceğin şey benim sana yavşamalarımdır emin ol buna. "Nasıl başlayacağımı bilmiyorum." İlk önce menüyü getir sonra seçtiklerimi servis et sonra da hesap. Lan acayip bi yaratıksın sen ya. Acayip tatlı bi yaratık! Oyşşş yerim ki ben seni! Küçük Tom Felton'um benim! Ashton Irwin'im benim! Misha Collins'im! Tamam bu kadar yeter. "Senden hoşlanıyorum. Hatta hoşlanma değil sana direk aşığım. Senin için deli oluyorum. Emin ol seni her gördüğümde öpmemek için zor tutuyorum. Seni ilk gördüğümden beri sana deli oluyorum. Ama tabi bunu kendime bile itiraf edemiyordum orası ayrı mesele. Öldüğüm gün teklifimi kabul ettiğin konusunda ciddi olmadığını biliyorum. Üzgündün ve öylesine söylemiştin. Bunu biliyorum. Beni arkadaşın hatta kardeşin gibi gördüğünü biliyorum ama keşke öyle olmasaydı. Emin ol bu bana acı veriyor. Hemde herşeyden çok. Her saniye yanında olup seni öpememek." Hala öpüşmedesin sen de benim zihnim benim o süper zihnim öpüşme zamanlarını çoktan geçti canışkom. -p'ç sımayl- "benim bu halimi görsen kesin dalga geçerdin. Bunu sana itiraf edememekten bıktım. Evet seni kıskanıyorum. O ucubenin sana bakan gözlerini oymak istiyorum çünkü sana aşığım. Lanet olsun böyle olmamalıydı biliyorum ama... Yapamıyorum. Seninle sadece arkadaşmışız gibi duramıyorum. Sana yakınlaşmaya çalışıyorum. Ama sen her zaman seni öpmemi engelliyorsun. Yüzünün kızarmasına bayılıyorum. Öyle harikasın ki... Ağlarken de gülerken de. Sana yaklaşmaya çalıştığımda hemen yüzün kızarıyor. Sen ağlarken içim paramparça oluyor. Üzüldüğünde sanki kalbimi kızgın yağa batırıp paramparça ediyorlarmış gibi hissediyorum. Gözyaşların aktıkça öldürmek istiyorum. Sana zarar veren herkesi ve herşeyi yok etmek. Sen mutlu oldukça seni daha da mutlu etmek istiyorum. O güzel yüzündeki gülücüklerin asla yok olmasın istiyorum. Seni mutlu etmeyi seviyorum. O kadar kolay mutlu oluyorsun ki. Ufacık şeylerde mutlu oluyorsun. Aynı zamanda en kolay şeylerde kızıyorsun. Seni anlıyorum. Yaşadıkların kolay şeyler değil ve emin ol yapabildiğim kadar senin yükünü taşımak istiyorum. Sırf o güzel gülücüklerinin asla solmaması için. (Nightcore-Chandelier yan etkisi çok üzücü yazdım) Sana yardımcı olmak, sana yakın olmak istiyorum. Asla üzülmemeni. Ve emin ol hayatımın sonuna kadar yanında olup seni koruyacağım. Elimden geldiğince yükünü taşıyacak ve seninle paylaşacağım. Üzülmene engel olup seni üzenleri buna pişman edeceğim. Seni üzen ben bile olsam bu birşeyi değiştirmez. Sonuna kadar seninle olup o harika gülümsemeni izleyeceğim. Mutlu olmanı sağlayacağım. Benim olamayacağını bilsem de... Sonuna kadar seni her kötülükten koruyacağım. Sadece benimsin. Sonsuza kadar benim kraliçem olacaksın..."

***Oha bölümde az kalsın ağlayacaktım çok duygusal oldu. Ayrıca süperdiZ sizce? Bölümle ilgili yorum yaparsanız çok sevinirim. Ama şunu söylemeliyim Blo'nun 18. Doğumgününde kadar asla sevgili olmayacaklar hatta belki o günden sonra da olmazlar bilmiyorum. Neyse çok konuştum :) yazdığım şarkıyı dinleyin mutlaka süper birşey. Nightcore-Chandelier <3 one two three,drink *-*

-CrowleyZerefJones***

KŞK3-Şeytan Kız,Bilgisayar Oğlan Ve Ressam ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin