Azra
Gözlerimi ovuşturup üzerimdeki çarşafı ayağımla tekmeledim çarşaf yavaşça yere düşünce eğilip almaya çalıştım ama tek elimle yapamayınca yere düştüm. Muhteşem bir başlangıç!
Sinirle ayağı kalktım, kesinlikle bu gün asi modumdaydım. Altıma şort üstüme yarım tişörtümü giydim saçımı insanca bir şekle sokup bloğumdan çıktım.
Etraftaki mahkumlar bana selam veriyordu hepsini başımı sallayıp karşılık verdim. Kızlar bizim masada oturmuştu. Esneyerek yanlarına gittim, hepsi günaydın diye seslenince bende günaydın diyip en başa oturdum. Deniz yanımdan Günaydın diye seslendi. Bu gün ayrı bir güzel miydi?
Bir an ne sorduğunu unuttuktan sonra gülümsedim, "Günaydın, boncuk." Hasret bloğundan çıkıp yanımıza doğru geldi ve yine bir günaydınlaşma faslından sonra Hasret yanımıza zorla sıkıştı. Yana doğru kayarken elimi oturduğum yerin yanına koydum. Bu sandalyeler ne zamandan beri bu kadar sıcaktı yahu?
Elimi koyduğum yere bakınca Deniz'in eli olduğunu farkettim elimi çekerken Denizle göz göze geldik ve ben yine çok sıcakladığımı hissetim, ne oluyordu ya bana?
YEMEK SAATİ BAŞLAMIŞTIR.
Hemen ayağı kalktım. "Çok açım ben ya hadi." Hepsi önden giderken Denizle arkadan yavaşça ilerledik. "Şey Azra ya?" Boş anıma gelmişti. "Efendim bebeğim?" Dedim Denize dönüp şaşkın şaşkın bana baktı. "Unuttum."
Gülüp ilerledim. "Hatırlayınca söylersin o zaman boncuğum."
-Önümdeki tabağa bakıp aç olmadığıma karar verdim. Aniden aklıma yeni müdür geldi. Daha sert olmalı ve otoritemi müdüre iyice göstermeliydim yoksa işimiz işti.
Hasret yüzünü buruşturdu. ''Bunların hepsi niye buz gibi ya?" Yonca da aynı şekilde söylendi. "Çorba akmıyor bile, katı resmen."
Etrafa baktım. Hüseyin kapının orda arkasını dönmüştü. Tabağımı alıp yere firlattım, ve ayağa kalkıp sandalyeyi devirdim. Hüseyin bana döndü. "Azra yine azıttın ha!" Bizim grup ayağa kalkınca Denizin kolunu tutup yanıma çektim. "Sen karışma boncuğum, zaten bir kaç yılın var yeni müdürün gözüne batma."
Deniz kaşlarını çattı, "Azra ben yanında olmak istiyorum." Ofladım. "Deni-" Deniz yanındaki sandalyeye tekme attı. Sonra bağırıp çağıran kızların arasına karıştı. Gülümseyip dudağımı yaladım. İnsan sandalye tekmelerken nasıl güzel görünür ki?
Ellerimi havaya kaldırıp herkesi susturdum sandalyeyi sürükleyip kalabalığın arasından en öne geçtim ve sandalyeye çıktım. Tam o sırada içeri Zerrin ve tüm gardiyanlar girdi. Sinirden deliye dönmüş gibiydi, ilk günden olay. Bana baktı. "Aşağı in."
Gülümseyerek yavaşça aşağı indim. Zerrin tam önüme geçti. Aramızda yaklaşık 20 30 saniyelik bir bakışma geçti. Sonra Zerrinde aniden gülümsedi ve göz ucuyla Deniz'in olduğu yere baktı. Sinirle yutkunup kaşlarımı çattım. Kimsenin anlamadığı bir dili konuşuyor gibiydik ve ben Zerrin'in amacını anlamıştım.
Göz temasını kesmeden çok kısık sesle, "Azrayı hücreye götürün." Dedi herkes hayır nidaları çıkardı. Denizin buraya geldiğini farkettim ve Hasrete döndüm. Denizi işaret ettim. Hasret başını tamam anlamında salladı.
Deniz bana baktı. Göz kırptığım sırada Oktay kolumu tuttu. Kalabalığı yara yara ilerledi yemekhaneden zorla çıkarılırken Deniz'in ve Hasretin bağırışlarını duyuyordum.
-
5 Gün Sonra
Sinirle yatağa tekme attım. 5 gündür bekliyordum ve Zerrin'in de beni buradan alamaya niyeti yok gibiydi. Odada bir kaç kez daha tur attıktan sonra tam yatağa oturacakken yan hücrenin kapısından ses geldi. Ayak sesleri uzaklaşırken bir kaç gün daha burda kalacağımı anladım.
"Azra, AZRA" gelen sesle olduğum yerde sıçradım. Önce acaba kendi kendime sesler mi duyuyorum diye düşündüm ama aynı ses bir daha geldi. Sonra aklıma gelen ihtimalle hemen duvara çöktüm.
"B-boncuk?" Umarım düşündüğüm şeyi yapmamışsındır. "Azra, ben seni özledim de." Sinir bozukluğuyla güldüm.
"Bari bir hücreye gireyim mi dedin?"
"Öyle yaptım galiba." Dedi, sesi mutlu mu geliyordu onun?
"Biz dünyadaki en manyak çiftiz." Dedim yaslandığım duvara dokunup.
"Evet, öyleyiz."
Deniz
"Biz dünyadaki en manyak çiftiz." Gülümsedim ve en güzel.
"Evet öyleyiz." diyip elimi sanki Azra'ya uzatabilecekmiş gibi duvara koydum. Eh hücreden en fazla yarın çıkardım ama Zerrin Azrayı çıkarmamakta kararlıysa, bende çıkarmakta o kadar kararlıydım.
Azra
"AH YETER BE!" bağırıp odadaki kameraya ilerledim. Boncuğu dün çıkarmışlar o da çıkmak istemiyorum banane diyerek arıza çıkarmıştı en son Zerrin gelip Denizi çıkarmıştı. Herhalde dünyada ilk kez hücrede kalmak isteyen bir mahkûm vardı.
Yatağa çıkıp kameraya döndüm. Yaklaşık 10 dakika kamerayla bakıştım. Eğer Zerrin beni görüyorsa ne demek istediğimi iyi anlamış olmalıydı. Anlaşmayı kabul etmiştim.
Yaklaşık beş dakika sonra kapının açılma sesini duydum. Zerrin iki gardiyanla gelmişti. Sonunda diyip sırıtarak kapıya ilerledim ama aynı anda Zerrin önümü kesti. Bir kaç saniye sonra geri çekilip "Çıkabilirsin, Azra." Dedi. Alayla gülümseyip yanından geçtim.
Bloğuma doğru ilerlerken Hüso yan yan bana bakıyordu. "Valla en son Kudret bu kadar hücrede kaldı. O da içeri mal sokmuştu. Bu kadının sana zoru var Azra." Başımı salladım. Çok büyük zoru vardı hemde. Hırsla adım atmaya başladım ama aynı saniyede çok sert bir şekilde birine çarptım. 10 gün hücrede kalmanın verdiği sinirle bağırdım. "ÖNÜNE BAKSANA! KÖR MÜSÜN?"
Kafamı kaldırıp bakınca karşındakinin bir erkek olduğunu farkettim. Üstelik gardiyanda değildi. Adam bana bakıp gülümsedi. "Kusura bakma." Sinirle soludum. "Bakarım bakmam sanane ya?" Hüso bana baktı. "Hücreden yeni çıktın Azra hadi."
"Yeni çıkmamış olsaydım varya sana bi koyardım!" Hüseyin çekerek beni götürdü.
Bloğun önüne geldiğimde Hüso hadi gir bakalım diyip gitti. Öylece kapıda dikildim. Kızlar her zamanki yerindeydi, Deniz kapıya ters oturmuş etrafa bakıyordu. "AZRA gelmiş!"
Herkes ıslık çalıp alkışlarken güldüm. Sonra kızlar beni farketti hepsi yanıma gelirken Deniz arkasını dönüp bana baktı. Gülümseyerek kollarımı hafifçe iki yana kaldırdım. Koşarak yanıma geldi ve sımsıkı sarıldı. Yüzümü saçlarına gömerken gülümsemekten kendimi alamadım. Yavaşça geri çekilecekken izin vermeyip daha sıkı sarıldım.
"Öhm, Azra Kaya." Deniz'in yavaşça geri çekildiğini farkedince hızlıca yanağına bir öpücük kondurdum. Denizde farketmiş olacaklar ki geri çekilirken kendi ayaklarına takılıp düşmek üzereyken son saniye kolumu tuttu.
"Azra Kaya!" Arkama sinirle döndüm. "Ne var görmüyor musun işim var?" Zerrin'in karşımda dimdik durduğunu gördüm. "Ooo müdürüm, tüm mahkumlarınzıı bu kadar ziyaret eder misiniz?"
Zerrin gülümsedi. "Hayır." Sonra gardiyanlara döndü. "Azra Kaya'nın tüm eşyaları toplasın, odası diğer bloğa alındı."