HAVALANDIRMA SAATİ BAŞLAMIŞTIR*
*Media turuncu saçlı Azra, ve çetesi.
Azra Kaya
Hapörlerden gelen sesle çığlık atan Merve'nin ağzını kapatıp Hasrete döndüm."Sen şunu tut işim bitmedi bunla."
Hasret benim yerime geçerken kendi hücreme doğru yol almaya başladım malzemeleri alacaktim. O sırada bize doğru gelmekte Özlem Hanımı ve yanında muhtemelen yeni gelmiş olan birini gördüm. Tam o sırada o da bana baktı ve göz göze geldik. Gözleri şey gibiydi... Boncuk? O sırada dank etti bizim Merveyi tuttuğumuz odaya ilerliyorlardı yolumu değiştirip hızlıca Özlem hanımın önünü kestim.
"Ooo Özlem hanım hoşgeldiniz sefa getirdiniz ne oldu bir durum mu var?"
Özlem hanım tam Boncuğu göstereceği sırada
"Aaa birileri gelmiş, Özlem hanım verin ben yerleştireyim." Boncuk hala şaşkın şaşkın baktığı sırada kolumu omzuna attim. Başta tereddüt etse de başka şansın da olmadığını anlamış gibi "Azra sorun istemiyorum." Dedi sonrada boncuğa dönüp"Allah kurtarsın Deniz."dedi gözlerimi kısıp gülerek Özlem hanıma el salladım. Arkasını döner dönmez Denizi kolundan tutup hücresine soktum. O sırada Hasret "Nerde kaldın Azo ya!" dediği sırada boncukla göz göze gelip Ne ayak bu dercesine kaş göz yapmaya başladı. "Boşver sen, havandirma başladı sal sen şu kızı.
Sonra Merve'nin önüne geçip, birdaha Kudrete bilgi sızdırmazsın dimi Mervecik" dedim moraran yanağını okşayıp sonra arkasından itekledim. "Git birdaha gözüme gözükme!" Merve dönüp yalvarmaya başladı. "Azra NOLUR ya, Azra beni Kudretin tarafa gönderme, Azra beni tehdit etti gerçekten nolur..." Yavaşça gülümseyip "Kaybol." Dedim Rüzgar kızı kollarından tutup"Hadi ablacığım uğraştırma bizi hadi!" Dedi Sonra aklıma birden boncuk geldi tam o sırada butona basmak üzere olduğunu görüp kolundan tutup yere eğilmesini sağladım. " Dakika bir gol bir Boncuk sakinleş biraz." Kolundan tutup duvara yaslayıp ellerimi iki yanına koydum.
Deniz ise korkudan kaskatı kesilmişti pekala pek hoş bir karşılama sayılmazdı "Şşşt, merak etme seninle daha sonra özel olarak ilgenicem." Diyip saçını kulağının arkasına koydum. O sırada dudu aniden içeri daldı. "Azra kız hadi bitçek bak havalandırma." Dediği sırada Boncukla göz temasını kesmedim. O sadece gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. Sırıttım. Ve aniden kollarımı çekip kapıya yöneldim arkamdan bizimkilerde gelmeye başladı. Koridordan çıkınca Muazzez ablanın sesi gelmeye başladı. "
"Armudu dalında pazar eyledim döktür..." Gülüp başımı iki yana salladım. Küçük bir Avluya sığmış binlerce can. O sırada banka çökmış Kudret ve çetesini gördüm ve klâsik 'bana yaklaşmayın tehlikeliyim' bakışıma döndüm. Tam Kudretin olduğu bankın önünden geçerken gülüp. " Ooo nenem bu günde huzurevine göndermişler seni tüh dedim." Nenem beni görünce neşelendi.
"Senin evlendiğini görmeden şurdan şuraya gitmem." Dudağımı ısırıp güldüm. Hapisanenin nabzını yoklayan iki isim vardı. Azra ve Kudret. Üstelik namımız Avluyla sınırlı değildi. Dışarıda da tanınıyorduk.
"Kısmet be nenem." Kudret gözlüğünü takıp etrafa bakmaya başladı. Etrafa bakınca gözüm Melis Hanıma (!) Takıldı. Sırıttım "Pişşt Melis Hanım hiç bakmıyorsunuz Bu tarafa." Bana bakıp güldü ve kafasını tekrar önüne çevirdi. Sonra Hasoyla Rüzgar günlük bilek güreşi yapmaya başladı Sonra Rüzgar Her zamanki gibi Yenilmeye. O sırada Denizi avluya çıkarken gördüm ellerinin titrediğini fark ettim Hatta neredeyse tüm vücudu titriyordu. Bloğumuza Yeni gelen herkesin ilk bir hafta kendine zarar vermemesini sağlamak benim görevimdi. Başı tutmak da zor işti. Bizimkilere döndüm " Buraları boş bırakmayın geliyorum." Dedim. Hızlı bir şekilde denizin peşinden yürümeye başladım hücrelerin olduğu bomboş koridora doğru ilerledi ve aniden dizlerinin üzerine çöktü hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı da ne yapacağımı bilemeyip öylece durdum.
Daha sonraki derin bir nefes alıp omzuna dokundum. "Boncuk?" Dedim sessizce ayağa kalkıp bir anda bana sarılınca olduğum yerde öylece kaldım. Birkaç saniye sonra bende kollarımı beline doladım. Sakinleşince kollarını benden ayırdı. "Ölmüş. " Dedi sessizce
"Kim?" Dedim havalandırma derken duduya sorup her şeyi öğrenmiştim Deniz hakkındaki büyük ihtimalle kocası ölmüştür. "Ben yaptım." dedi. Eğer adam komadan çıkamadıysa bu müebbet yediği anlamına geliyordu Tam o sırada biri kollarımdan tutup beni etkisiz hale getirdi aynı şekilde başka biri de Denizin kollarından tuttu. O sırada dank etti Kudret tek başıma çıktığımı görmüş olmalıydı.
"Bırak." Dedim sinirle 3 kişi beni tutuyordu. İte kalka zorla benide Boncuğuda depoya soktular. Kudret sırıtarak bana baktı. "Ooo kınalı yapıncak hoş geldin." Güldüm Kudrete karşı sürekli taktiğim bir maskeyi gülmek. "Nenem maşallah sende beni bir tek buldun mu ordu yollatıyorsun." Nenem güldü "Kaçırır mıyım?" Sonra Denize döndü "Bu kız kim?"
"Valla annem Azra'nın yanındaydı sarılıyorlardı bununda enseledik."
Yutkundum.
"Demek sarılıyorlardı. Kuzu gel bakayım bir." Diyip Deniz'in kolundan tuttu sonrada eline bıçak tutuşturdu. "Ozaman senin yapman daha eğlenceli olur." Deyip Denizi bana doğru yönlendirdi. Deniz yalvarmaya başlamıştı "Ben yapamam nolur yapamam ben," Gözlerimi Boncuğun gözlerine çıkardım bunu yaparsa zaten bir daha ne yüzüne bakardım nede başka bir şey. Kudretin dediğini ne olursa olsun yapan benim gözüme bir daha gözükmemeliydi. Deniz aniden bıçağı Kudrete doğru salladı ve Kudret çığlığı bastı. Büyük ihtimalle kolunu sıyırmıştı. Herkes Okadar şaşırmışti ki bu anlarından yararlanıp kollarımı kızlardan kurtardım. Denizide kolundan tutup kulağına " Koş." Diye fısıldadımHAVALANDIRMA SAATİ SONA ERMİŞTİR.
Blogumuzun olduğu yere ulaşınca güldüm. Oh be ne gündü. O sırada bizimkiler hemen bize doğru geldi. "Azra nerdesiniz ya aklımız çıktı."
"Uzun hikaye." Dedim ve masamıza doğru ilerledik. Benden laf çıkmayacağını anlayınca kendi aralarında sohbete daldırılar. O sırada Deniz'in odasına gittiğini fark ettim. "Deniz! Gelsene sende." Diyince bana doğru döndü elimle gel gel işareti yaptım. Bizimkilerde de hemen oraya dönüp "Deniz abla gelsene" demeye başladılar. İlk başta tereddüt etsede masamıza oturdu. Tabii benim Deniz'le geldiğini gören Bizimkiler kaçırır mı hemen Denizin ağzından laf almaya çalıştılar. Denizde dayanamayıp anlattı her şeyi. Yaptıklarından sonra bu masaya oturmaya hak kazanmıştı. O sırada bir anda tüm koğuşta alarmlar ötmeye başladı.