3.1

608 57 10
                                    

Azra

Emel ile odada tek başımızaydık. Ben hala Denizle aynı odada kalacak olmamın şokunu atlatamamıştım. "Azra şu posteri bana versene." Daldığım hayal aleminden çıktım. "İmkanı yok, o en sevdiğim." Emel oflayıp eşyalarını koymaya devam ederken mırıldandım. "Sen yaptın," cevap vermedi.

Odadan çıkarken heyecan ve stres karışımı bir şekilde ayağa kalktım. Peşinden odadan çıkarken Deniz elinde mavi sepetleri eski odasının önünde duruyordu. Yutkunup kızlara bakınca Heves Deniz'in koluna girdi. "Yeni gelen arkadaşı yerleştirelim." Deniz oflarken kızlar hep beraber odamıza daldı.

Göz ucuyla Deniz'e baktım. Sepetle durup kapıyı süzüyordu. Kapıyı açıp elimle geçmesi için yer açınca gülümseyip içeri girdi.

"Azra bende şuraya bir yer yatağı yapayım diyorum." Heves eliyle iki yatağın arasını gösterirken ofladım. "Heves." Kızlar gülüşürken ışıklar aniden kapandı. "Oha o kadar geç oldu mu?" Dedi Derya şaşkınca. Onayladım. "Olmuş demek ki." Diyip gitmelerini ima edince Dudu ayağa kalktı. "E bizde gidiverin bari."

"Aynen yalnız bırakalım sizi." Dedi Ilgaz. Sonra koşarak kapıdan çıktı. Kızlar odayı boşaltırken odada sadece Deniz ve ben kaldık. Kendimi yatağa atıp duvarı izlemeye başladım. Kıpırdanmalarla anladım ki kıyafetlerini yerleştiriyordu. Arkası dönük olduğu için rahat rahat izlerken aniden üstünde tişörtü çıkardı.

Gözlerimi telaşla duvara çevirdim. Bir kaç dakika sonra Deniz de yatağına uzanırken sırtımı duvara dönüp Denize baktım. "İyi geceler, Azra." İç çektim. "Sanada De-boncuk." Bana baktığını hissedince bakışlarımı kaçırıp gözlerimi kapattım. Günler sonra rahat bir uyku çekecektim.

_____________

Deniz

Her sabah olduğu gibi erkenden kalktım ama bir değişiklik vardı, sanki dün geceyi bu hapishanenin dışında geçirmiş gibiydim. Esneyip yatakta doğrulunca karşı yatakta kızıl saçları etrafa dağılmış Azrayı görünce heycanla güldüm. Her sabah böyle uyanmak, pekala hoşuma gitmişti.

Hava çok sıcak olduğu için kızarmış yanaklarına bakarken ayağa kalktım. Kimse uyanmıştı. "Gü nay dın!" Yani Heves hariç kimse. Ne yapacağımı bilemeyip Azrayı izlemeye devam ederken Heves ve Ilgazın çığlıkları ile Azra homurdanıp gözlerini kırpıştırdı. Yutkunup bakışlarımı zemine çevirdim.

Bir kaç dakika sonra Azra'nın sesiyle tekrar ona çevirdim. "Günaydın, boncuk." Gülümsedim. "Günaydın." Ayağa kalkıp kapıya ilerleyince bende peşinden gittim. Kapıyı açması ile tüm koğuş buraya dönmüştü. "Vay vay vay, kimler uyanmış ee nasıldı ilk geceniz?" Dedi Heves çocukça bir mutlulukla.

Azra takmadan ilerlerken utana sıkıla Hevese baktım. Çok açık sözlüydü. "Ya hadi anlatın." Yankalarımın kıpkırmızı olduğunu hissedince sinirle bağırdım. "Sanane Heves ya!"

Ilgaz kahkaha atıp yanağımı sıktı. "Aman kızarmış mı?" Oflayıp kendimi kızların elinden nasıl kurtaracağımı düşündüm.

___________

Azra

Çatalımda ki peyniri ağzıma atarken göz ucuyla Kudrete baktım. Göz göze gelince homurdandım. Eline malzeme vermiştim. "Ouv, kızlar valla ben bu Azra karısından çok şüpheleniyorum!" Hasret taklidini yaparken kızlar güldü. "Niye anne?"

"Valla bu kız bana aşık Hacer." Herkes kahkaha atarken gülüp arkama yaslandım. "Daha genç olsaydın belki nenem." Deniz'in sinirle bacağını salladığını farkedince güldüm. Bunu bile kıskanmıştı. "Yada Boncuğun olmadığı bir evrende falan."
Dediğim de herkesin kahkahası yerini ıslıklara bırakırken Deniz şok içinde bana bakıyordu. Omuz silktim. Eğer Oğuz büyük oynayacaksa, bende oynuyordum hodri meydan.

"Hızınız 102 Azra Kaya yavaş!" Dedi Heves sırıtarak. Gülüp çatalımı masaya bıraktım. "Biz hayatı hızlı yaşayanlardanız Heves." Deniz başını eğmiş bana bakarken ayağa kalktım. "Yediyseniz kalkalım."

__________________

"Azra yolla bana!" Maçın bitmesine dakikalar kala şovu tabi ki tek başıma yapacaktım. Hasrete aldırış etmeden karşı tarafı ezerek kaleye ilerledim. "Gooooll." Kendimi yere bırakırken üstüme atlayan kazılarla nefessiz kaldım. Kahkaha atıp kızlarla minik bir kutlama yaparken aniden ortam sessizleşince ayağa kalktım.

"Bu adamın ne işi var ya burda?" Fısıldaşmalarla Denize baktım. O da kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Sonra aniden arkadamdaki bir noktaya bakıp ayağa kalktı. "O-oğuz?" Arkamı dönmeden sinirle yutkundum.

Deniz yanıma doğru adımlayınca aniden arkamı döndüm. "Ne işin var senin burda?" Kızlar yanımda nefretle söyleniyordu. Onlardan farksız sayılmazdım. "Zerrin Hanım sağolsun."

"O Zerrin'in yollarını-" kendimi sansürleyip hala kolumda duran futbol topu ile Deniz ve Oğuzun arkasından baktım. Deniz her beş saniyede bir dönüp bana bakıyordu. "Ne konuşuyorlar?" Dedi Rüzgar bana bakıp. Yanımdaki bir mahkûmu dürttüm. "Git dinle, akşam sayımdan sonra rapir ver." Onaylayıp ayağa kalkınca Heves sırıttı. "Birileri savaşmaya karar vermiş anlaşılan."

Gülümseyip ayağa kalktım. "İşin sonunda o güzel adamlar küheylanlarına binip toz olacak." Diye mırıldandıp kızlara döndüm. "Maça devam." Ve başlar başlamaz topu yanlışlıkla Oğuza fırlattım.

"Azra! Ne yapıyorsun sen?" Dedi Özlem bana dönüp. Omuz silktim. "Azra'yı hücreye götürün." Zerrin'in sesiyle yüzümü buruşturdum. "Yanlışlıkla oldu!" Dedim Deniz bana bakarken.

red and blue-AvluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin