Çöplüğe doğru yürürken uzun bir süre konuşmamışlardı. Hilal oraya her gittiğinde insanlığın düştüğü duruma daha çok üzülür, o yaşamı tercih eden ve tanıdığı insanları gözünün önüne getirirdi. Doğanın ortasındaki bu çöplüğü göstererek herkese gerçekleri anlatmak isterdi. Leon merak ettiği için kendini durduramayarak "Neden çöplüğe gidiyoruz?"dedi. Hilal onun burada olduğunu unutmuş gibi irkilip yüzüne baktı.
"Atılan robotların bazı parçaları işimize yarayabiliyor. Mesela seni iyileştirmemize yardımcı olan parçalar gibi. Duvarlara en yakın kamp bizim kampımız olduğu için diğer kamplara parçaları gönderiyoruz. Bunun için en iyi kaynak orası."
"Yani ben düştüğüm gün parça toplamak için oradaydınız."
Hilal kaşlarını çatıp durdu.
"Sen düştün mü?"
Leon başını çevirdi, cevap vermedi. Hilal onun kendisinden bir şeyler saklamasına şaşırmıştı. Daha önce ne kadar güveniyorsa şimdi de o kadar güveniyordu. Eskisi gibi olmadığını hatırlamayı unutuyordu, aşağı atladığını zannediyordu. Çöplüğe vardıklarında Leon derin bir nefes aldı ve başını eğdi. Etrafta kamera olduğuna emindi ama o kadar fazla çöp vardı ki gözükmüyor olabilirlerdi. Hilal eğilip bir robotu incelerken analiz yaptı. İnsan dokusu paramparça olmuştu.
"R2065 model."
Leon bunu söyleyince başını kaldırıp yüzüne baktı.
"Analiz ederek hangi parçalarının çalıştığını bulabilir misin?"
Mavi ekrandaki daire kolunda, göğsünde, yüzünde gezdi. Gözüne odaklandığında görüş sisteminin bozulduğunu gördü. Parçalanmış göğüs kafesinin içindeki kapalı kalbe odaklandığında kusurlu olduğunu fark etti. Başını iki yana salladı.
"Düşük enerji modunda. Her yeri hasarlı."
Hilal dudaklarını büktü ve yeniden robota baktı.
"Neden buraya atıldı acaba?"
Leon onun sesinin üzgün çıktığını görünce dizlerinin üstüne çöktü, robotu ters çevirdi. Hilal sırtındaki kurşun izlerine baktıktan sonra Leon'a döndü.
"Evet. Bir hafta önce sahibini altı el ateşle öldüren robot."
"Fakat sırtındaki izler tam tersini söylüyor."
Kabul etmek istemiyordu ama doğruydu. Haberin üzerinde oynanmış, insan ve robotun yerini değiştirmişlerdi.
"Öldüren insanmış."
Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Leon da buna çok üzülmüştü. Doğrulup yürümeye başladı. Bir süre Leon yerdeki robotları analiz edip Hilal'e çalışabilecek olan parçaları söylemiş ve böylece bir sürü parça toplamışlardı. Bir tane robotun yanına eğildi. Çalışan parçalarını çıkartırken çok garip hissetmeye başlamıştı. İşi bittiğinde yerden kalktı. Düştüğü ilk gün gördüğü robotun hala yerinde olduğunu görünce durdu, ona yaklaştı. Analizinin sonucunda kalbinin eğer onarılırsa hala çalışabileceğini öğrendi. Hilal, Leon'un yanına gitti.
"Bir şey mi buldun?"
"Bana sizin yanınıza gitmemi söyleyen robot."
Kaşlarını kaldırıp inceledi. Gerçekten kötü bir haldeydi. Leon başını Hilal'e çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğaüstü
FanfictionHiLeon'u 3022 yılında hayal edin. O zamanın teknolojisini, imkanlarını düşünün. Her şeye rağmen bütün farklılıklarını bir kenara bırakıp kalplerindeki saf sevgiyi bularak birbirlerine kavuşan bu çiftimizin bambaşka bir evrende olan mücadelesi. 02/10...