6. Bölüm.

396 47 70
                                    

Dudaklarını örten sıcak dudaklar, saçında ve kalbinin üzerindeki el, burnuna dolan eşsiz koku bütün sistemini alt üst etmişti. Ekrandaki yazılar çoğalırken nefes alabilmek için geri çekildi fakat gözlerini hemen açmadı. Bunu yaşadıklarına inanamıyordu, gözlerini açtığında Hilal'in yüzüne bakabilecek miydi? Bakabilse bile onun yüzündeki, gözlerindeki ifade ne olacaktı? Kaç dakika öyle durdu bilmiyordu sonunda sağ yanağında hissettiği elle gözlerini araladı. Beklediği bir görüntü yoktu karşısında. Hilal'in ifadesi yumuşak olsa da gözlerinde hala şaşkınlığın izleri vardı. İkisi de konuşamadan birbirine bakarken ekrandaki yazılar yok oldu. Kulağında sadece onun sesi yankılanıyordu.

"Seviyorum tabi ki sevmesem neden yanımda kalmanı isteyeyim? Farklı olan herkes birbirini sevebilir."

Seviyordu! Hilal kendisini seviyordu. Öptüğünde geri çekilmemiş ya da engellememişti. Aksine, öpüşmeyi bilmediğinden bütün kontrolü ona bırakmıştı. Hilal ise yıllardır hayal ettiği dudakları hissetmenin mutluluğu ve şaşkınlığıyla kendini kaybetmişti. Diyebildiği tek şey kendini zorlayarak "Beni burada bekle." oldu, hızlı adımlarla arkasını dönüp yürümeye başladı. Yeterince uzaklaştığında bir ağaca yaslandı ve yavaşça yere çöktü. İki elini de dudaklarına bastırmış, yere bakıyordu. Kalbi göğsünden çıkacakmış gibi atarken mırıldanıyordu.

"Bu yaşanmamalıydı, henüz olmamalıydı."

Uzun bir süre tekrar edip durdu. Leon kendisini sevdiğini söylemişti. Bu dünyanın en zor şeyiydi, ne kadar cesaret isteyen bir itiraf olduğunu biliyordu. Çünkü o da Leon'a ilk söylediği zaman zorlanmıştı fakat şimdi her şey farklıydı. O hiçbir şey hatırlamıyordu ve öğrenmesi gereken çok şey vardı.

"Tanrım nasıl yapacağım?"

Veronika'nın bu sabah söylediklerini hatırladı.

"Ona her şeyi anlatmalısın. Şimdi merak etmese bile sonunda soracak. Odama geldiğiniz ilk an birbirinize nasıl bağlı olduğunuzu anladım. Hilal ne kadar acı olursa olsun, en kıza sürede anlat."

Dolan gözlerini kapattı. Eğer Leon'a yakında söylemezse işlerin daha da kötüye gideceğini biliyordu. Hele duygularını söyledikten sonra onu bu gerçeğin ortasına nasıl sürükleyecekti? Elleriyle gözlerini ovdu, kendini toplamalı ve yanına gitmeliydi. Arzularını kontrol altına alıp karşılık vermeseydi işi daha kolay olacaktı ama yapamamıştı. Yerden kalktı, ifadesini düzeltip yürümeye başladı. Gerginliğini üzerinden atabilmek için derin derin nefes alıyordu. Şimdi ne olduğuna dair bir soru sorarsa nasıl cevap verecekti? Empati kurmaya çalışıyordu, Leon'un yerinde olsaydı bunu sorardı gene de onun ne yapacağı belli olmazdı. Öpmeden önce sevip sevmediğini sormuştu, cevabını biliyordu. Gülümsediğini fark ettiğinde başını iki yana salladı. Leon'u ayakta bulunca en iyisinin bu konu hakkında konuşmamak olduğuna karar verdi. Daha büyük sorunları vardı mesela her gece aynı yatakta uyumaları gibi... Gece zorlanacağını hissediyordu.

"Gel, gidiyoruz."

Leon, Hilal'in yüzüne baktı. Gittiği için korkmuştu ama görünüşe bakılırsa Hilal gayet iyiydi. Mutlulukla başını salladı, sırt çantasını takıp peşinden yürümeye başladı. Yanına gittiğinde elini tutması mutluluğunu ikiye katlamış, gülümsemesini bastıramaz olmuştu.

"Aynı filmdeki gibi."

Leon'a baktı.

"Ne filmdeki gibi?"

Leon sesli düşündüğünü fark ederek başını iki yana salladı. Hilal omuzlarını silkip yürümeye devam etti. Dudağını ısırıp duruyor, kendini alıştırmaya çalışıyordu. Gerçekleri ona anlatacak kadar güçlü olabilmesi için yine ona ihtiyacı vardı. Tarlaların olduğu kısma geldiklerinde etrafa baktı. Yeni tohumların ekildiği zaman burada oldukları için Leon'a sebze ya da meyve ekmeyi gösterebilirdi. Eşelenmiş toprağa basıp yürümeye başladı. Kovadan birkaç tohum, küçük bir kürek ve içi su dolu testi aldı. Leon uzattığı testiyi alıp kaşlarını çattı.

DoğaüstüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin