Jimin
Ben daha ne olduğunu anlayamadan özlediğim dudaklarını benim dolgun dudaklarımla birleştirmişti. Fakat resmen sömürüyordu.
Karşılık vermeye başladım. Özlemiştim. Özlemle karşılık vermeye başladım. Belindeki ellerini sıkılaştırdı. Bende ensesindeki saçlarıyla oynuyordum. Gerçekten özlemiştim. Onun her şeyini özlemiştim. Çok ayrı kalmıştık.
Onu dinlemeden ondan ayrılmıştım. Tam olarak affetmemiştim. Ama gene de öpmesine izin vermiştim. Dediğim gibi fazla ayrı kalmıştık. Özlemiştim ve dayanamamıştım.
Bu sefer kendisini açıklamasını izin verecektim. Boşuna onu ve kendimi yıpratmıştım. Önceden ona fazlasıyla kırgın ve öfkeliydim. Ona olan öfkemden dolayı kendisini açıklamasını izin vermemiştim.
Ama bence yeterince süründürmüştüm. Kendimi de onunla beraber süründürmüştüm. İkimizde hatalıydık. O beni öfkelendirdiği için ben ise onu dinlemediğim için hatalıydık.
Dudaklarımızı ayırdım. Ama hala dudaklarımız birbirlerine değiyordu. Bir santim vardı. Dudaklarıma bakıyordu. Sırıtıp konuşmaya başladım. Hafif cilveli bir ses tonuyla konuşuyordum.
"Seni daha tam olarak affetmiş değilim. İlk önce açıklaman lazım. Sonra düşünücem Kookie~~"
Konuşurken boynunda bağlı olan ellerimi çözüp göğüsüne indirdim. Parmaklarımla göğüsünde daireler falan çiziyordum.
Gözlerine bakıp kocaman gülümsedim. Yanındaki süsü aldım. Arkasını döndü. Sırtına atladım. Elleriyle bacaklarımdan tutup destek olmuştu.
Süsü yerine asımıştım. Omuzunu pat patladım. Mesajı alınca beni yere indirmişti.
Havayı gösterip konuşmaya başladı.
"Birazdan burda olurlar. Gidelim."
Elini uzatmıştı. Elini tutup arabaya doğru yürümeye başlamıştık. Ellerimize bakıp gülüyordu.
"Neden elimize bakıp gülüyorsun?"
Gülümsemesi iyice büyümüştü. Ellerimizin ayırmadan beni kendine çekip anlıma uzun bir öpücük bırakmıştı. Ellerimize bakarak konuşmaya başladı.
"Ellerimizin uyumunu seviyorum."
~~~Yazardan~~~
Yoongi Jungkook arabadan çıkınca biraz beklemişti. Yeterince beklediğini kanaat getirdiğinde sakin kalmaya çalışarak arabadan inip ona doğru gitmeye başlamıştı. Heyecanlıydı. Altarafı çıkma teklifi edicek diyebilirsiniz. Ama Yoongi bu anı kaç kere hayal etmişti. Gerçekleştiremeyeceğini düşünüyordu.
Bu an onun için özeldi. O çok saf sevmişti. Karşılık beklemeden sevmişti. Karşılık alabileceğini düşünmeden sevmişti. Ama şimdi gidip kelimelerle anlatamayacağı kadar sevdiği adama çıkma teklifi edicekti. Hayatının sonuna kadar onun olabileceğini ya da olamayacağını soracaktı.
Bu düşünce bile kalbini bu kadar hızlandırırken ne yapacağını bilemiyordu. Derin bir nefes alıp omuzuna dokunmuştu. Birazdan güneş batıcaktı. Güneş batarken sormak istiyordu.
Hoseok ise düşüncelere dalmıştı. Omuzuna bir el dokunana kadar öyleydi en azından. Omuzunu dokuma kişiye dönünce düşüncelerinin merkezi olan adamı görmüştü. Gülümseyip yanını pat patladı.
" Selam hyung. Otursana."
Yoongi küçüğünün pat patladığı yere oturdu. Biraz havadan sudan konuştular. Sonra Hobie hyungunun elini kendi iki eline hapsederek cevabını merak ettiği soruyu hyunguna sordu.
Direkmen gözlerine bakıyordu. Gözlerinden anlasın istiyordu. Hyungu ise ellerinin üstündeki ellerine bakıp gülümsiyordu. Gözleri kesince konuşmaya başladı Hobie.
"Hyung sen birine aşıksın diyelim. Ona nasıl duygularını belli ederdin?"
Bu soruyu beklemiyordu. İlk başta tepkisiz kalsa da sonra piç bir şekilde sırıtıp ona doğru yaklaşmaya başladı. En son aralarında bir santim kala durup nefesini Hobie'nin dudaklarına vererek konuşmaya başladı.
"Nasıl belli ettiğimi uygulamalı olarak göstereyim mi?"
Bir şey demesini fırsat vermeden dudaklarına kapanmıştı. Hobie elini omzuna koyarak karşılık vermeye başladı. İkiside gün batımında deliler gibi öpüşerek geçirmişlerdi.
Bundan sonrası için kelimeler yetersiz kallıyordu. Aşklarını dudaklarından rahat bir şekilde ifade ettiğini düşünüyordu ikiside.
🔴🔴🔴
Final bölümüydü. Bu kitapta bitti. Sizi seviyorum. Yorum yapan ve oy veren herkese içtenlikle teşekkür ederim~~~
İkincisinde görüşmek üzere~~Sizi seviyorum💜
Kitaplarımı ve beni sevin😘😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
In My Feeling☆Sope☆✓
Short StoryYoongi bir gün deliler gibi sevdiği adama mesaj atma cesareti gelir ve her şey böyle başlar...