Medya: Röya ~ Dama Dama
Merhaba. İsteklerinizi dikkate alarak bu hikayenin karakterlerini modelsiz yapacağım. İleride fikrimizi değişir miyiz bilemiyorum :)
Keyifli Okumalar!!!
Genç adam kadının söylediklerini idrak ettiğinde gülümsedi. Demek bakire olmadığını söyleyerek kendisinden soğutacaktı onu. Kendisini o kadar mı sığ biri olarak görüyordu?
Yazık!
"Bakire değilsen de evleneceğim seninle Azra. Çünkü ben de temiz değilim. Kalbimde sen varken bedenimi başka tenlerle kirlettim. Her türlü kabulümsün sen" böyle bir cevap beklemediğini her halinden belli eden kadın şaşkınlıkla kaşlarını çattı.
"Sen beni hala seviyor olamazsın"
"Hala seviyorum"
Adamın sesindeki aşkı soludu içi sızlayarak. Sevmesini istemiyordu. Ondan uzak durmasını istiyordu. Soğuk bir adamla nasıl baş edeceğini biliyordu ama seven bir kalbi kırmak istemiyordu. Çünkü kendisi de hala çok seviyordu.
"Bir insan hele bir erkek uzun süre görmediği kadını sevemez. Doğaya aykırı bu." sakin çıkan sesi ona inanmadığını bağırıyordu adamın yüzüne. Ne diyebilirdi ki? Haklıydı.
"Haklısın. Seni unuttuğumu sanmıştım. Hatta kalbimin bir iki kere başka aşka kucak açtığını da düşünmüştüm ama yanıldığımı seni görünce anladım Azra" adam kendisine anlaşılmaz ifadeyle bakıyordu.
"Nasıl?" diye sormaktan alamamıştı kendini. Ender bulunan ve menekşeleri sevmesine sebep olan mor menekşe rengini taşıyan güzel gözlerini kocaman açmış kendisine bakıyordu. Gülümsedi adam. İlgisini çekmeyi başarmıştı demek. Güzel.
"Gözlerim gözlerine dokununca, ruhum seni hissedince kalbimin en ücra köşesine tozlanmaya bıraktığım aşkın silkinerek kendine geldi ve benimle alay eder gibi kalbimin taa orta yerine kuruluverdi arsızca. Sanki hep oradaymış gibi" hissettiklerini tam olarak anlatamasa da en azından küçük bir fikir oluşmasını sağlamıştı kadının zihninde.
Azra duyduklarından sonra uykudan uyanmış gibi irkildi. Titreyen ellerini saklamak için bir birine kenetledi parmaklarını.
"Bana aşık olmanı istemiyorum" kafasını salladı. Bu olamazdı. Olmamalıydı. Kafasını şiddetle yanlara salladığı için at kuyruğundan kurtulan bir kaç tutam siyah teli kulağının arkasına sıkıştırmak isteyen adamın yana kayarak dokunuşunu engelledi. Eli havada kalan adam tebessüm ederek kadına baktı.
"Benimle evlenmeyi neden kabul ettin Azra?" diye sordu bakışlarını karanlık bahçeye çevirerek. Azra ona baktı. Adamın yan profilden görünüşü etkileyiciydi. Kalbi Oğuz'a ait olmasaydı sevebilirdi onu. Buna emindi.
"Çünkü Oğuz mutlu olmamı istiyor" dedi kısaca. Rahşan soru sormadan kafasını salladı.
Bir hafta sonra....
Genç kadın aynanın karşısında kendini inceliyordu. Üzerindeki elbise mükemmeldi. Çok ünlü bir tasarımcının ellerinden çıkmıştı ve tekti. Feriha Karaman gerçekten de güzel iş çıkarmıştı. Simsiyah saçlarını doğal dalga halinde salık bırakmış, mor menekşe renkli gözlerini ön plana çıkartacak sade bir makyaj yapılmıştı. Dışı çok güzel görünüyordu fakat içi mutlu değildi. Oğuz ile nişanlandığı zamanki Azra ile şimdiki Azra arasında dağlar kadar fark vardı. Oğuz'un nişanlısı Azra'nın yüzünde güller açıyor, gözlerinden mutluluk akıyordu. Rahşan'la nişanlanan Azra'nın yüzünde ise ipe giden mahkum ifadesi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsunkâr !Kitap Oldu!
RomanceKİTAP OLDUĞU İÇİN BÖLÜMLER YAYIMDAN KALDIRILMIŞTIR!!! Küllerinden doğan bir aşkın hikayesi... Bir efsundu kadın. Mor gözlerindeki ışıltıya kandı adam. Daha çok küçüktü sevda tohumu gönlüne düştüğünde. Sekiz yaşındaydı beş yaşlı kızın elinden tutarak...