#5 Eye Contact

462 56 281
                                    

"Saçmalıyorsun." Shawn elindeki su bardağını merdivenin ilk basamağına bırakıp geri doğrulurken, en üst basamakta ona silah doğrultan kızın gözlerine bakmayı tek bir saniye ihmal etmedi. Genç kızın silahı sıkıca saran elleri titriyor, bedeni ayakta durmak için dahi büyük bir çaba sarf ediyordu.

Shawn bir basamak adım atarak hareket ettiğinde kızın titremesi ve hissettiği korku arttı. Silahı daha da sıkı tutarken sesini geri kazanmaya çalışıyordu.

"Hayır." Dedi başının dönmesini yoktan saymaya çalışırken. "Gelme. Dur." Elindeki silah dahi, korkan tarafın o olduğunu değiştirmiyordu.

Shawn kızın sadece gözlerine bakmaya devam etti ve yeni bir basamağı da ardından bırakarak geçti. Kız kalbinin hızlandığını fark ederek çocuğun gözlerine baktı.

"Yemin ederim, yemin ederim ki seni vururum." Kekeleyen ve kurumuş sesi ni oğlana yollarken bundan emin olup olmadığını dahi bilmiyordu.

Ona âşıktı evet, onu seviyordu evet, onu özlemişti evet. Fakat o, şuan canına gözünü kırpmadan kıymaya çalışmış bir katildi.

"Silahı nasıl kullanacağını bile biliyor musun?" Dedi Shawn kaçamak yol olarak kızı şüpheye düşürmeyi amaçlarken. Kız alt dudağını sımsıkı dişleyerek güçsüz vücudunu duvara yasladı ve adım adım ona yaklaşan bedene baktı.

"Sadece ağırlığından, içinde kaç tane mermi olduğunu dahi biliyorum Mendes, geri dur."

Shawn'ın adımları kesildi. Merdivenlerin ortasından, önündeki titreyen ama kararlı bedene baktı.

"Beni öldürecek misin?" Dedi sessizce. Ardından kaşları meydan okurcasına havalandı.

"Sen ölüsün Mendes, yoksun. Gerçek cesedini sakladığımı kimse fark etmez değil mi?" Carmen iki eliyle tuttuğu silahtan bir elini serbest bıkarak arkasındaki duvara yasladı. Güçsüzdü ve tamamen yorgundu, ama sözleri ve kararlılığı, hala oradaydılar.

Shawn yutkunarak karşıdaki kızın gözlerine baktı. Haklıydı, o zaten gitmişti. İnsanlar çoktan ölümünü kabullenmiş hatta onu unutmuş olmalıydılar. Sonuçta, Shawn Mendes intihar etmişti değil mi?

Genç kıza bakarak bir adım daha attı. Bir adım daha ve bir adım daha. Carmen yutkunarak üzerine gelen uzun bedenin adımlarını takip etti. Diğer eli tekrardan silahı kavradı ve genç adama doğrulttu. Tıpkı onun, bir kaç saat öncesinde yaptığı gibi.

"Yaklaşma." Shawn kızın zayıf sesini dinlemedi ve adımlarını atmaya devam etti. Tedirgindi belki ama, içindeki yoğun bir duygu kızın o silahı çekmesinin imkansız olduğunu vurguluyordu.

Shawn çıktı çıktı ve çıktı. Mallory görüş açısının git gide döndüğünü, ayakta kalacak gücü bile bulmakta zorlandığını fark etti.

Carmen yutkunarak artık tamamen yakınında, önünde dikilmiş olan bedene baktı. Shawn genç kızın tam önünde durarak gözlerine dikkatlice baktı. Günün başından beri kafasını karıştıran ve onu dengesizleştiren, bu gözlerdi.

"Silahı bana ver Mallory." Mallory dudaklarını birbirlerine bastırarak ağlamasını engellemek için çabaladı. Hızla dönen başı onu zorlarken neredeyse ayakta duramadığını hissetti ve nereden destek aldığını umursamadan elini Shawn'ın gövdesine yaslamak zorunda kaldı.

Ne yaptığını fark ederek elini geri çekmek istese de her geçen saniye başı daha da hızlı dönmeye ve kalan gücünün daha fazla tükendiğini hisseti. Shawn gövdesine yaslanan ele daha sonra neredeyse yıkılacak olan kıza baktı ve yutkundu.

"Silahı bana ver Mallory. Hadi." Dedi Shawn kulağına doğru fısıldarken. Ardından parmak uçakları yavaşça kızın okulundan eline doğru inmeye, kızın avucunun içindeki silaha doğru yavaşça yaklaşmaya çalıştı.

Death / Shawn Mendes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin