"Sikeyim." Shawn derin nefesler almaya başlarken avucunun içindeki silahı Carmen'ın göğsünden çekti ve ayağa kalkmaya çalıştı. Odadaki pencerenin önüne giderek dışarı bakmaya ve sakin olmak için çabalamaya başladı.
Nefeslerini düzgün tutmaya, sakinleşmek için ciddi bir çaba göstermeye çalışsa da tamamen başarısızdı.
Bulunduğu durumu kendine açıklamıyor gibiydi, kesinlikle tamamen tıkanmıştı.
Derin bir nefesle beraber arkasına döndüğü sırada Carmen, hala yerde oturmuş, donuk bakışlarını parke üzerine dikmişti. Kafası karışık olan sadece Shawn değildi.
"Beni zor bir duruma sokuyorsun." Dedi sinirle genç çocuk. Elleri gerginlikten hem titriyor, hem de terliyordu. Bu, silahı daha sıkı tutmasını sağladı.
Carmen çatık kaşlarla bakışlarını yerden çekti ve donuk bakışlarını ayakta duran bedene doğru çevirdi. Gözleri acıtacak derecede yanıyor, boğazı rahatsız edecek bir şekilde düğümleniyordu. Nefes dahi alamıyor gibiydi.
"Az önce," diye kupkuru sesiyle konuştu Carmen. Kendisi dahi çıkan sesine karşı yüzünü buruşturacak gibiydi. "Az önce canımı hiçe saydım."
Carmen gözlerini hızlıca yumdu ve göz yaşlarını engellediğinden emin olduğunda geri araladı. "Seni zor duruma mı sokuyorum?" Dedi göz kapakları ağırca düşüp geri aralanırken.
Shawn ağrıyan başının kızın sözleri ile daha hızlı dönmeye başladığını hissetti. Nefeslerini burnundan almaya başladığı sırada silahı, bedeni yerdeki kıza doğrulttu.
Ne yaptığını sorgulamıyordu, yanlış olduğunu biliyordu.
"Yanlış hissettiriyorsa, doğru yoldasındır Shawn."
"Bu her şeyi kötüleştirdi!" Diye bağırdı sinirleri fazlasıyla bedenini ele geçirirken. Kız yerinde hafifçe sıçradı ve başını geri önüne eğerek dudağını dişledi. Ağlamak istemiyordu. Bu kadar cesur olduktan sonra ağlamak falan istemiyordu.
"Beni gördün. Yaşadığımı biliyorsun, sikeyim sen neredeyse her şeyi biliyorsun. Tehlikenin farkındasın, tehlikenin içindesin ve benim senin kafana sıkıp buradan siktir olup gitmem gerekiyordu! Bunu anlamıyor musun?" Carmen sabrının taştığını hissediyordu. Yorgun bedenine uyum sağlayan şişmiş gözlerini hızlıca ayaktaki bedene çevirdikten sonra, ayağa kalktı.
"Sana bir kaç dakika öncesinde istiyorsan beni vurabileceğini söylemiştim, Mendes." Kız, tekrardan cesurdu. Yıkıldığını göstermiyordu. Deli gibi acıyan bileğine, hayal kırıklığı ile sarsılan düşüncelerine karşı, ayakta karşısındaydı.
Ama kolay değildi. Ruhunu incittiği hissediyordu.
Shawn'ın kasılan bedeni doğrulmuş silahı tekrardan geri indirirken gözlerini kızın yorgun suratına dikti. Başını yavaşça iki yana sallarken küçük bir çocuktan farksız duruyordu.
Bu oyunu oynamayı o da istemiyor, o da sevmiyordu.
"Yapamıyorum, Carmen!" Dedi Shawn silahı alnına dayayıp derin bir nefes alırken. Haftalardır yalnız başına hayatına devam eden bir kaçaktı, saatlerce hatta günlerce ağlamak isterse zamanı vardı. Ama yapmamıştı, şuan ise bulunduğu aciz duruma doğru çektiği kızın yanında yere çöküp saatlerce ağlamak istiyor gibiydi. Bu onu güçsüzleştirmişti.
"Zor durumda olanın sen olduğunu zannediyorsun." Dedi başını duvara yaslarken. Sırtı genç kıza dönükken bir anda Andrew veya başka birine danışmak, ne yapması gerektiğini sormak istedi. Andrew büyük ihtimalle onu öldürmesi gerektiği söyler, aptal olmaması hakkında uyarıda bulunurdu. Bütün bunlar başlamadan önce bunu defalarca tekrarlamıştı, bunu biliyordu.
Aaliyah'ı arayıp sorabilirdi belki de. O her zaman abisi için mantıklı bir yol gösterici olmuştu. Evet, onu arayıp ne yapması gerektiği hakkında yardım alabilirdi. Yardımına kız kardeşi koşardı ve her şeyi iyiye yönlendirmeyi bir şekilde başarırdı.
Oysaki, haftalardır sesini bile duymamıştı.
Genç çocuk anlını o kadar sert bir şekilde duvara yaslamıştı ki, başı şimdiden ağrımaya başlamıştı, daha her şeyin başında sayılırdı, ama o dayanmıyordu.
"Buradan git." Dedi Shawn. Arkasının hala dönük olduğu kız acıyan bileğinin güçsüz düşmesine karşı duvara hafifçe yaslanmak zorunda kaldı.
"Buradan git, kaç. Seni bulamayacağımdan emin ol. Zaten çabalamayacağım da. Seni elimden kaçırdığımı farz edelim. Benden kaç. Uzaklaş. Git buradan Carmen, yapmak zorunda olduğum şeyleri yapmak istemiyorum."
Carmen şaşkınca, genç adamdan gelen seslere karşı donup kaldığında bakışlarını yere doğru eğdi. Nereye gidebilirdi ki? Kimsesi yoktu.
Onun için var olan tek kişi, şuan yanındaydı. Ama uzaklaşmasını istediğini söylüyordu. Bu garip ve karmakarışıktı.
"Gitmiyorum." Dedi Carmen kekelerken ama yine de kararlı bir şekilde. Shawn kafasını duvardan uzaklaştırırken yumruğunu sıkarak sakinleşmeye çalıştı. Bu koca ve uzun bedeni fena bir şekilde çöküyor gibi hissediyordu.
"Carmen-"
"Eğer gitmeme izin verirsen, her şeyi, herkese anlatırım." Dedi dudakları titrerken. "Gitmeme izin veremezsin." Shawn başını çevirip kıza bakarken yüz ifadesinden bir şeyler elde etmeye çalışıyordu. Şaka yapıyor olabilirdi, ama donuk bakışları gayet ciddi duruyordu.
"Eğer ki," diye konuştu Mallory başını ne yapacağını bilmeden hafifçe kaşırken.
"Beni öldürmeye karar verirsen, odamda olacağım."
Shawn'ın silah tutan eli gevşerken, sadece bedeni acıyan kızın hafifçe topallayarak odadan çıkışını öylece izledi.
.
Zaten sadece 5 bölüm olan kitaba yeni bölümü neden bu kadar geç attım bilmiyorum ama,
Umarım beğenmişsinizdir.
Bir de yeni bölümü yarın atabilirim.
Kalp zkzjwbizwbz ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Death / Shawn Mendes
Fanfic"Ünlü şarkıcı ve söz yazarı Shawn Mendes, evinde aşırı dozdan dolayı ölü bulundu. Ekipler şuan cesedini almak için evine girmiş bulunmakta. İntihar mı kaza mı olduğu bilinmiyor."