Carmen.
"Tamam, böyle iyi." Diye mırıldandım kendi kendime ayağımı sardıktan hemen sonra. Elimle destek alarak bedenimi doğrulttum ve tereddüt ile ayak tabanını halının yüzeyine yerleştirdim. Alt dudağımı dişlerken ağırlığımı sonunda verdim ve canımın eskisi kadar acımadığını fark ettiğimde hafifçe gülümsedim.
Hızlıca adım attığımda hareketim tökezleyerek dizimin burkulmasına sebep oldu, belki kısa bir süre için de tökezlem gerekebilirdi.
Yaşıyor olmam dahi kesinlikle bir mucizeydi. Asla tamamen pes etmesem de içten içe Shawn'ın o tetiği çekeceğini düşünmüştüm. Zihnime gelen düşünceler beni rahatsız ettiğinde yutkundum ve uçup gitmesini sağladıktan sonra daha dikkatli ve ağır adımlarla adımlarımı atarak odadan çıktım.
Gün doğmaya yakındı ve ev sonunda ürkütücü karanlıktan kurtulmuş, turuncu renkleri yavaşça içine almaya başlamıştı. Aklımda her saniye sadece onun nasıl olduğu geçiyordu. Bu takıntılı bir durumdu belki de fakat, yaşadığı şeyleri düşündükçe bunların aklımın bile kaçırmasına sebep olabileceği bir gerçekti. Düşününce onun bütün bu olanlara iyi karşı geldiği bir gerçekti.
Kapıdan çıkıp merdivenlere yönelecektim ki, ayağımın soğuk bir şeye çarpaması ile duraksadım, başımı eğdiğimde direkt olarak gördüğüm silah, bir anda bütün oluşturmaya çalıştığım pozitif enerjimi silip süpürmüştü. Canımı yakan gerçeklerden kaçmakta üzerime yoktu. Şuanda bile ne yaptığımı bilmiyordum. Kafayı yemiş gibi davranıyor, canımı hiçe sayıyordum.
Ama biraz bile onu bırakıp, güvende olmayı istemiş olsaydım, şuan çoktan yapmam gerekeni yapmış olur ve onu polis teslim eder, evimde güvenle oturuyor olurdum.
Fakat tek bildiğim asla aklımdan çıkmayacak oluşuydu. Yanlız bir şekilde bu evde ona ne olduğunu düşünmek gözüme gelen en korkutucu şeydi şuan için, bir kaç hafta bunu yaşamıştım. Ve cehennemden farklı değil gibiydi.
Silahı elime alıp geri doğrulduktan sonra merdivenlere doğru yöneldim. Şuan nerede olduğunu bilmiyordum ve dün gece duyduğum hala kafamın içini meşgul eden kısık ağlama seslerinden sonra nasıl olduğunu deli gibi merak ediyordum.
Aşağıya indiğimde etraftaki dağınıklık kafamı biraz karıştırmış olsa da umursamadım ve gözlerimle hızlıca mutfağı da taradım. Tezgahın üzerindeki boş meyve kasesi tekrardan günlerdir hiçbir şey yemediğimi bana hatırlattığında karnım açlıkla yanma hissini oluşturdu.
Arkama dönüp onu aramaya devam edeceğim sırada bir el, kim olduğunu tahmin etmem uzun sürmemişti, sertçe bileğimden yakalayıp beni kendisine çevirdiğinde Shawn tekrardan sert bir hareketle elimdeki silahı çekip aldı. Gözleri yorgun, ama dün gecenin aksine tekrardan kötü bir ifade ile gözlerime bakıyordu.
İtmesinin etkisi ile hafifçe geriye doğru adımladım. Elindeki silahı sıkıca kavrarken, "Ne yapmaya çalışıyordun sen?" Diye sordu. Kaşlarım çatıldığında ne demek istediğini bile anlamamıştım.
"Ben," dediğimde elindeki silahı neredeyse tekrardan doğrultacağını zannettim ki, kendini tutarak buna engel oldu. "Elinde silahla sessizce burada dolaşmak gibi bir saçmalığı açıklayacak değilsin ya. Uykumda gelip kafama sıkmayı falan mı planlıyordun?"
Gözlerim şokla aralanırken neden böyle düşündüğünü bile anlayamıyordum. Bu tamamen saçmalıktı. "Ne? Hayır, tabi ki hayır!" Dedim kesin konuşmaya dikkat ederek. Kafasını iki yana sallarken omuzuma çarparak yanımdan geçti ve koltuklardan birine oturdu. Avuçlarını gözlerine sıkıca bastırdıktan sonra kafasını geri kaldırdı. Hala ayakta olan bedenim, ne yapacağını pek bilmiyor olmalıydı ki dediği şeyi hala sindiremiyordum, onu öldürmek mi?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Death / Shawn Mendes
Hayran Kurgu"Ünlü şarkıcı ve söz yazarı Shawn Mendes, evinde aşırı dozdan dolayı ölü bulundu. Ekipler şuan cesedini almak için evine girmiş bulunmakta. İntihar mı kaza mı olduğu bilinmiyor."