Bölüm 11

3.8K 374 11
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR LÜTFEN YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİN...

Joset büyülenmiş gibiydi. İki kuş, onlar için hazırlanan özel bir yatakta yatıyorlardı. Kadifeden bir yastık genişçe bir sepetin içine yerleştirilmişti. İki kızıl tüyleri olan büyükçe kuş yastıkta yatıyorlardı. Gözleri kapalıydı ve düzenli bir şekilde nefes alıyorlardı.

Joset, başını çevirip anne ve babasına baktı. Torin, kolunu İrene' in omzuna atmış onu kendine çekmişti. İkisinin de yüzünde huzurlu bir ifade vardı. "Anne" dedi Joset, İrene' in dikkatini sepetten kendisine çekerek. "Bende bu kadar küçük müydüm kuş halimle?"

İrene bunun üzerine kıkırdadı. Boğazdan gelen çok narin ve hoş bir sesti. "Hayır, aşkım" dedi sevecen bir şekilde. "Sen onlardan çok daha küçüktün"

Küçük kız bunun üzerine suratını astı. "Ya"

Torin gülerek kızına baktı. "Eğer senin için teselli olacaksa bende doğduğumda bu kuşlardan çok daha küçüktüm. Annemin söylediğine göre avuç içinde rahatlıkla hoplayıp zıplıyormuşum"

Joset güldü. İrene meraklı bir şekilde ona baktı. Torin, onun şaşkın yüzüne baktı. "Sizi küçücük bir kuş olarak düşünemiyorum, Lordum" dedi neşeli bir şekilde.

Torin başını eğdi ve onun dudaklarını öptü. "Benimle ilgili düşünemeyeceğin pek çok şey var, güzelim" dedi. Burnunu onun burnuna sürttü. "Lordum çok yabancı, İrene. Bana yalnız kaldığımızda adımla hitap et. Senin sesinle ismimi duymaktan asla bıkmam"

Genç kadının kalbi o kadar hızlı atıyordu ki yerinden çıkacak gibiydi. Onun ateş kırmızısı gözlerine bakarken karnında kelebekler uçuşuyordu. Hipnoz olmuş gibi birbirlerine bakıyorlardı. Aralarındaki ateş yükselmiş bütün odayı ele geçirmiş gibiydi. Torin onun tatlı dudaklarında kendini kaybetmek istiyordu tam o anda.

"Bakın, bakın biri gözlerini açtı"

Joset' in yerinde hoplayarak bağırmasıyla ortamdaki elektrikli hava etkisini kaybetti. İrene başını çevirip küçük kuşa baktığı anda içinde bir şeyler daha önce hissetmediği bir şekilde ayağa kalktı. Safir mavisi gözleri ve kızıl tüyleri olan bir kuş, gözlerini direk ona dikmişti. Öyle ki sanki onun kim olduğunu biliyor gibi bir hali vardı.

İrene daha ne yaptığını anlayamadan ileri uzandı ve iki avcunu kuşun önünde açtı. Kuş, hiç tedirgin olmadan onun avcuna atladı. Kuş direk onun gözlerinin içine bakıyordu. İrene' in gözleri dolmuştu. Çok nazik bir şekilde işret parmağıyla kuşun başından sırtına kadar okşadı. Kuş bundan hoşlanmış gibi önce titredi sonra başını onun hareketlerine uygun bir şekilde kaldırıp indirdi.

İrene şaşkın bir şekilde bebeğe baktı. Sonra Torin' e döndü. "Peki, ama hangisi kız hangisi erkek olduğunu nasıl anlayacağız?"

Bunun üzerine Torin kıkırdadı. "Elindeki erkek" dedi sakince. "Hala uyumakta olansa kız."

İrene şaşkın bir şekilde avucundaki kuşa baktı. "Demek sen kahraman prensimizsin" dedi hafifçe gülümseyerek. "Ve orada yatan da uyuyan güzelimiz" hafifçe kıkırdadı. "Çok güzelsiniz" dedi ondan sonra. Sanki büyülenmiş gibiydi.

Torin, İrene' in yanına geldi. Joset' de merakla kuşa bakıyordu. En sonunda annesine döndü. "Bende tutabilir miyim?" dedi merakla. İrene hafifçe ona döndü ve çok yavaşça kuşu onun eline bıraktı. "Çok dikkatli ol, aşkım" dedi hafifçe.

Joset kuşu eline aldı ve nazikçe onu okşamaya başladı. Bu arada minik uyuyan kuşta gözlerini açtı ve çılgın gibi ötmeye başladı. Ardından yatağından kanatlarını çırparak atladı ancak henüz yeni doğmuştu ve kanatları daha çok zayıftı. Torin onu yere düşmeden tuttu ve gülerek İrene' e baktı. "Bu uyuyan güzel çok hareketli çıktı" dedi. Kuş sanki bunu desteklemek istercesine neşeyle öttü.

ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin