ölümün doğuşu

86 3 0
                                    

Multimedya: Bulut                                


"lütfen tanrım eğer varsan lütfen beni duy bende güzel olmak istiyorum sevilmek ve beğenilmek istiyorum. Poyraz bana sarılırken, benimle buluşmak isterken sırf ben üzülmiyim diye yapmasın bunları. Bana gerçekten aşık olduğu, beni gerçekten sevip özlediği için yapsın. Tanrım lütfen eğer gerçekten var isen yıllardır duymadığın sesimi duy artık" kız kafasını koyduğu okul sırasında gözleri kapalı bir şekilde içinden sürekli bunları tekrarlıyordu. Aslında o kadar da çirkin bir kız sayılmazdı hatta tatlı bir siması bile vardı ama yinede bu ne ona nede çok sevdiği poyrazına yetiyordu. Bir süre sonra nefes alamadığı ( astım hastalığı olduğu) için başını kaldırdı ama bu işte bir terslik vardı  gözlerini açtığında üstünde ne okul forması vardı nede okuldaydi. Etrafına biraz bakindiktan sonra bir banka geçip oturdu bir tuhaflık vardı hissediyordu kendini bile taniyamiyordu biraz sonra bir şey farketti bu kız bu kadar uzun değildi ki!

MARA' NIN BAKIŞ ACİSİNDAN

Ben ne zaman bu kadar uzadim ayrıca saçlarımın  rengini ne zaman değiştirdim? Neler oluyor bana. Bu düşünceler içinde kaybolarak yürümeye başladım  biraz daha yürüdükten sonra elektronik cihazlar satan bir yerdeki dışarı doğru bakan televizyon da tanıdık birini gördüm durun! Hayır, bu olamaz, imkansız! Ama ama nasıl  bu kız benim hemen içeri girip sesli bir şekilde izlemeye başladım bu Bir haber kanaliydi  (spiker)" sayın seyirciler bu gün bir trafik terörüne kurban giden 17 yaşındaki asya isimli lise öğrencisi magandalarin silahından çıkan bir kurşunla vurularak hayatını kaybetti, olay yerinde can veren genç kızın annesinin feryadı yürek dağladi" ne anne! Ama ben ölmedim ki yaşıyorum burdayım işte. televizyon kapanınca siyah ekranda kendimi gördüm  ama bu kişi ben değilim ben değilim noldu bana noldu

Kimim ben yada kim oldum, nasıl oldu bu ? Kafamın içinde dönüp dolaşan bu sorular beynimi kemiriyor   mantıklı bir açıklama aramaya başladım. Ne oluyor böyle, burası gerçek dünya mı? Yoksa öldüm mü ben! Uf ağlıyacam ama ya.
Nerede kalıcam ben eve gitsem annem inanır mı acaba, ay bi dk! Sırtımda bi ağırlık var! Ayş çantaymış hemde bana ait olmayan bir çanta çantayı kollarimdan çıkararak elime aldım, bir duvara oturup, içini açtım tuhaf bir gözlük, bir defter, bir zarf, ve uha yüksek meblağda para içinde başka şeyler de vardı lakin zarfın üzerine Kendi adımı görünce elime aldım okumadan önce çok tatlı görünen gözlüğü de taktım ve okudum.
Sevgili Asya
Biliyorum şu an şoktasın ve ne olduğu hakkında en ufak bir fikrin bile yok, daha fazla meraklandırmadan sana ne olduğunu izzah edeyim.
Ben senin içinde taşıdığın kırgın çocuğun gelecekte ki haliyim, beni hiç bir zaman unutmandin ve hep içinde taşıdın asla öldürmedin hep ilgilendin bazen beni dışarı çıkarıp çocuk olup çocuk ca davrandın ve bundan asla utanç duymadın. Bende bir vakit sonra büyüdüm tabi sen bunu fark etmedin ama merak etme içinde yine bir çocuk bıraktım senden saflığını ve iyiliğini asla almadım, sadece o çocuk içinde saklı ve ortaya çıkmayı bekliyor bu yüzdendir ki hayattan şu sıralar keyif almıyorsun. Nasıl  değiştiğine gelecek olursak hatırlıyor musun sen küçüklüğünden beri hep mucizelere inanan bir kızdın ve hiç bırakmadın inanmayı bir gün karşına çıkacak günü sabırla bekledin tıpkı uslu çocukların her ormana gidişinde şirinleri görmeyi umması gibi onları sadece uslu çocuklar görürmüş sende hep iyi bir çocuk olmaya çalıştın ve hep hayalperesttin her yıl başında noel babanın gelmesini ve onu görmeyi istedin ama asla hediye istemedin çünkü senin istediğin' Noel Baba diye biri yok'  diyenlere karşı hep mucize arayışındi, mucizelere inanmaktan hiç vazgeçmedin bu da senin sabrının sonucunda sana verilmiş bir mucize. Asla mucizelere inanmaktan vazgeçme. Şimdi bu çantadakilerle ne yapacağını anlaticam, bunları dikkatlice oku.!
Çantanın içinde bir miktar para var bir kaç yıl seni idare edecek kadar o parayı gerektiğinde kullanmaktan asla çekinmene gerek yok onlar senin bir de gözlük var

Bu gözlüklere karşı olan sevdan için sana küçük bir hediye, defter ise geçirdiğin her gününü yazman için günlük gibi düşün yazmayı sevdiğini bildiğimden bundan sıkılmazsın çantanın ön cebinde bir anahtar görüceksin o da senin evinin anahtarı, evet yanlış okumadın senin evin, sokakta kalamazdın ya. Sevgili Asya biliyorsun sen yani eski sen artık bir ölüsün ve yeni bir hayata adım attın bugün, ailenin yanına gidip ben asya diyemezsin biliyorum bu çok zor ama yapmak zorundasın! Asya artık ismin asya değil Mara! Yeni bir hayat yeni bir isim öyle değil mi. Birazdan bu kağıdı okumayı bitirdikten sonra yanına biri gelecek ve seni evine kadar götürücek sen onu tanımıyorsun ama o seni tanıyor o konuda endişe etme, Mara satırlar son bulurken artık sana veda etmek zorundayım şunları bil, bundan sonra yalnızsın ve belki de zor bir dönemden geçeceksin ama daha sonra çok mutlu olucaksın seninle bir daha asla iletişime gecemiyebiliriz ama ben hep senin içinde olucam yeter ki bul beni ve kaybetme, öldürme! Dikkatli ol Mara ve eğer kendini çok yalnız olursan kollarını kendine sar ve sarıl bana ben hep seninle olucam. Bir şey daha mucizelere inanmaktan asla vazgeçme Mara mucizeler her gün oluyor...
İnanamıyorum ben yani Asya öldü o artık yok oysa ben vedalaşamadım bile ne ailemle nede kendimle ben öldüm! Beynim bu cümleyi henüz idrak bile edemedi Asya öldü, Mara doğdu bu ölümün tekrardan canlanamsı gibi zaman bir hayata gebeydi ve bugün doğdu: ölümün doğuşu oldu Mara 'nın doğumu.
Ben bunları düşünürken yanıma bir motor yaklaştı ona bakarken kaskını çıkardı motoru kullanan çocuk  "merhaba Mara" şaşırarak cevap verdim "sende kimsin?" kaşlarımı çatıp çocuğa bakmaya devam ettim  "zarfı okudun orda bahsedilen kişi benim. Hadi gel seni evimize götüreyim" ağzımı açıp şaşırdım bu sefer "evimize mi? Ama burda senin evin yazıyordu" çocuk hafif gülümsedi "sanırım sen korkmayasın diye öyle yazılmış orası ikimizin evi aslında benim ama senin durumunu göz önünde bulundurursak evimi seninle paylaşmaktan gocunmam". Bu çocuk beni biliyor tanıyordu iyi ama nasıl, ne zamandır? "Beni tanıyor musun" diye sordum direk  "sence tanımasam ve olayını bilmesem Burda yanında olur muydum?"  Bir an durdum çocuğu tanımıyorum nereden bilebilirim ki sorunun cevabını "bilemiyorum"  çocuk nefesini dışarı verdi sıkkınca "neyse boşver bu arada bu kadar değişeceğini tahmin etmiyordum doğrusu her şeyin değişmiş, tamamen başkası olmuşsun görünüş olarak, umarım kalbin de değişmez" evet haklıydı değişmiştim kendimi o ekranda gördüğüm kadarıyla da gerçekten güzel görünüyordum hatt- bir dakika bu çocuk beni önceden tanıyor mydu yani" beni ne zamandır tanıyorsun?" Çocuk konuşamadan bir süre gözlerime daldı ve konuştu " gözlerinin rengi bile değişik ama bakışlar hayla aynı bakışlar, soruna gelecek olursak uzun süredir tanıyorum seni"
" Ne kadar uzun süre?"
"Çok uzun süre, her neyse bin artık eve gidip daha sana bir sürü şey anlatmam lazım" dediğini yaptım binmeden önce bana ikinci kaskı verdi bende kafama geçirip oturdum ve kollarımı beline sardım motoru çalıştırdı sürmeden önce bana son bir cümle söyledi "iyi ki doğdun Mara".

Bu Gün Ölüm Günün, İyiki DoğdunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin