Bölüm On Yedi: "Kelid Aynası"

1.6K 117 207
                                    

Bölüm Şarkısı: Lil Wayne ~ Miror

"Nasıl yani?" diye sordu Jack gülmekten gelen göz yaşlarını tek eliyle silerken.

"Anlattığım gibi işte, ona oyun oynadım ve yemi yuttu." dedim ciddi bir şekilde ama ben de gülümsememi tutamadım.

Gece olmuştu ve ikimizde pijamalarımızı giyinip yatakta karşılıklı oturmuştuk. Jack ise yaklaşık iki saattir anlatıklarıma haykırarak gülüyordu.

Resmen ortamda kızların yaptığı şu pijama partisi havası vardı.

"Oğlum bu çok iyi, böyle şeyler yapabileceğini düşünmezdim, ne çakalmışsın sen öyle." dedi ve omuzuma vurdu.

"Abartma lütfen." dedim kısa keserek.

"Ne abartması, resmen Hogwarts'ın en gözde çocuğunu parmağında oynatmışsın, bence şuan verdiğim tepki bile az." dedi Jack.

"Ee, anlat bakalım" dedi bir kız gibi eğilip yere uzandı ve ellerini çenesine koyarak yatakta sutün görevi gördü kolları, sonra ise genç aşıklar gibi bacaklarını yukarı doğru sallandırdı. "Onun hakkında ne hissediyorsun?" dedi.

"İstersen kızlar gecesi yapalım? Isabelle ve Clary'i de çağırırız, birbirimizin saçlarını örüp erkeklerden konuşuruz, ne dersin?" dedim ciddiyetle.

Ama o buna pek aldırış etmemiş gibi görünüyordu. "Hadi ama Alec, Magnus ile çok fazla olay yaşadın, hissettiğin bir şeyler olmuştur mutlaka." dedi.

"Bilmiyorum Jack. Onu gördüğüm ilk andan beri bana kötü davranıyor ve bu beni yoruyor. Sonra kavga ediyoruz ama bir anda kötü halinden çıkıp bana yaklaşıyor. Beni öpüyor ve dokunuşlarıyla sanki içimi ejderhalar yakıyor. Sonra bir anda gidip hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. Bu git gel durumu beni artık o kadar usandırdı ki bir şey söylediğinde ne tepki vereceğimi şaşırıyorum. Geliyor, iltifat ediyor ama sonra bana Bulanık diyor, sanki içinde yaşayan başka bir sürü karakter varmışta, onunla olduğum her seferde başka bir karakteriyle konuşuyormuş gibiyim. Bazı sözleri beni yıkarken bazıları kalbimin hızlanmasına neden oluyor. Sebebi nedir bilmiyorum, ama onu merak ediyorum, Camielle'dan ve kalan herkesten kıskanmama neden oluyor, bana neler oluyor bilmiyorum ama aklım sürekli ona gidiyor." dedim içimi bir anda ona dökerek, çünkü bunu yapabileceğim başka kişi yoktu.

"Vay canına, bu kadar kolay dökülmeni beklememiştim Alec." dedi Jack.

Küçük bir an gözlerimin içine baktığında odada derin sessizlik oldu.

"Odaya girdiği her seferde nefesin kesiliyor mu?" dedi Jack sonra.

"Evet." demekle yetindim.

"Yanından geçtiğinde kalbinin atışı hızlanıyor mu?" dedi tüm ciddiyetiyle.

"Her defasında."

"Nefesini hissedecek kadar yakın durduğunda, tenin karıncalanıyor mu?" dedi.

"E-evet..." dedim. Ardından konuşmayı kesip yere doğru bakmaya başladım.

Jack'te ne diyeceğini bilemiyor gibiydi. "Ne diyebileceğimi bilemiyorum Alec. Bu belirtilerin bir adı var ama henüz bunu duymaya hazır mısın bilmiyorum. Bence içten içe bunun sende farkındasın ama henüz bunu kabullenmeye hazır değilsin, biraz daha kafanı toparla, biraz kendinle kal ve hiç kimsenin düşüncelerini varsaymadan sadece kendi hislerine odaklan, böylesi senin için daha iyi olur." dedi. "Ama insanlar ne düşünür diye düşündüğünü sanmıyorum, sonuçta okulumuzun müdürü bile eşcinsel." dedi.

ALWAYS [MALEC]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin