Bölüm Elli Üç: "Gözyaşı"

706 75 8
                                    

Yorum ve vote atmayı unutmayalım shipper dostlarım 💫

-


"Baba, ben gidiyorum." Dedi Magnus elindeki bavulları taşırken.

Asmodeus dağınık çalışma masasından kafasını zar zor kaldırdı. Göz altlarında torbalar oluşmuştu. Magnus onun dün gece hiç uyuyamadığını biliyordu.

Bugün Magnus'ın Hogwarts'a ilk gidişi olacaktı ve Magnus gitmeden önce ailesinden kalan son kişiyi görmek istemişti. Küçük elleri bavulu sürüklerken yorulmuştu ama bunu belli etmedi. Agatha onu gördüğü an yardım etmek için gelmişti.

Asmodeus koyu renk gözlerini çocuğuna dikti. "Buraya gel oğlum," dedi Magnus'a onu şaşırtacak şekilde. Asmodeus neredeyse hiç konuşmazdı ama şimdi oğlunu yanına çağırıyordu.

Magnus yavaşça yanına yaklaştı, onun ne yapacağını ya da ne diyeceğini bilmediği için içini bir korku kaplamıştı.

"Sana çok önemli bir şey söyleyeceğim Magnus, bunu asla unutmasan iyi edersin." Dedi Asmodeus.

Magnus büyük bir dikkatle onu dinledi ve başını salladı.

Asmodeus ellerini oğlunun omuzlarına koydu. Aralarında bir bağ oluşturma ister gibiydi.

"Sakın Safkan olmayanlarla arkadaş olma." Dedi Asmodeus ve devam etti. "Catarina Loss ile de görüşmeni istemiyorum, o kız seni kötü etkiliyor. Sana söyleyeceğim bir diğer önemli şeyi de muhakkak aklının bir köşesine yazmanı istiyorum."

Magnus onun dediklerine pek katılmasa da itiraz edemedi. Babası ne derse desin itiraz etmeyecekti, çünkü eğer bir yorum yaparsa, babasının onunla bir daha konuşmayacağından korkuyordu.

Babası onunla o kadar az konuşuyordu ki yanlış olduğunu düşündüğü şeyleri söylerken bile, sırf onun kendisiyle konuşmasını görmek için sessiz kaldı, babasına ihtiyacı vardı. Ailesinde birinin ona nasihat verdiğini görmeliydi. Fikirlerine katılmasa bile.

"Bir gün, sana bir mesaj yollayacağım evlat." Dedi Asmodeus ve devam etti. "Ne yazacağımı sana şimdi söyleyemem ama mesajı aldığında anlayacaksın. Senden istediğim, her ne yapıyorsan o şeyi bırakman. Ve sadece ikinci mesajımı beklemen." Dedi. Magnus ne düşüneceğini bilmediğinden bu sefer soru sormak istedi.

"Yani hiçbir şey yapmayayım mı baba?" Dedi Magnus, aynı annesi gibi tek kaşını kaldırmıştı.

Asmodeus oğlunun omuzlarını daha sıkı tuttu. "Sadece ikinci emrini bekleyeceksin tamam mı? O vakit geldiğinde kimseyle iletişime geçme, dışarı çıkma ve en önemlisi kimseye güvenme." Dedi, ve yürek burkan bir şevkatle oğlunun gözlerine baktı.

Magnus neredeyse ağlayacaktı. Babası en son ne zaman ona böyle bakmıştı? Bu da yetmezmiş gibi Asmodeus oğlunun yanağına elini koydu ve Magnus iyice heyecanlandı. "Bunu benim için yapar mısın oğlum?" Dedi.

Magnus ikinci kere düşünmedi bile. "Yaparım baba." Dedi. Sonra cesur bir hamleyle babasının yanağındaki eline dokundu. "Söz veriyorum."


-

"Magnus? Magnus uyan!" Dedi Alec onu sarsarken.

İkisi de Magnus'ın yatağında uyuyorlardı ve gecenin geç saatleriydi.

Magnus acı içinde inleyerek Alec'in elini tuttu ve uyandı. Nefes nefese kalmıştı.

"Magnus noldu?" Dedi Alec endişe içinde.

Daha sonra Magnus yaklaşıp başını Alec'in göğüsüne gömdü. Alec onun vücudundaki aşırı sıcaklığı ve nefes nefese kalışını fark etmişti. Bu yüzden soru sormayı kesti ve onun yerine Magnus'ın saçlarıyla oynadı.

"Geçti, sadece bir rüyaydı tamam mı?" Dedi Alec saçlarıyla oynamaya devam ederken.

Magnus zar zor kafasını salladı ve kedine gelebilmek için bir süre Alec'in kokusunu içine çekti. Aradan biraz zaman geçince kendini çok daha iyi hissetmişti.

"Hey, bana bak." Dedi Alec yumuşak bir sesle, sonra elini Magnus'ın çenesine götürdü ve gözlerini görebilmek için başını yukarı kaldırttı.

Ama gördüğü şey hiç hoşuna gitmemişti. Magnus Bane ağlıyordu.

"Ah, Magnus. Sorun ne?" Dedi Alec yatakta oturur pozisyona geçerken, bir yandan da baş parmaklarını Magnus'ın yüzüne sabitledi ve gözyaşlarını sildi. Magnus'ta onun beraber oturmuş ve sırtını Alec'in omuzuna yaslamıştı. "Kabus gördüm, önemli bir şey değildi." Dedi.

"Eğer istiyorsan anlatabilirsin, seni dinleyeceğimi biliyorsun." Dedi Alec kolunu onun omuzuna koyarken.

"Elbette biliyorum. Sadece babamı gördüm hepsi bu. Onunla kolay bir ilişkimiz hiç olmadı." Dedi Magnus.

Alec keşke onun nasıl hissettiğini daha iyi anlayabilseydi ama yapabileceği bir şey yoktu. Alec annesi ve babası tarafında sevilmişti ve üç kardeşiyle beraber olduğundan sürekli oyun oynar ve iblislerle savaşmasını öğrenirdi. Ama Magnus'ın eski yaşantısı çok çetrefilli geçmişti. Tekti ve bir aile sevgisi görememişti. Annesiyle tanışamamıştı. Babasını doğru düzgün tanıyamamıştı ve bir kardeşi yoktu. Bu yüzden Alec Magnus'ın neden Anita konusunda bu kadar hassas olduğunu anlıyordu.

"Belki ilerde baban değişir ha ne dersin? Belki aslında göründüğü kadar soğuk değildir." Dedi Alec.

"Keşke dediğin gibi olsa Alexander, ama sanmıyorum." Dedi Magnus, Alec'in kalp atışlarını dinlerken.

"Benimle birlikte olacağını da sanmıyordun." Dedi Alec gülerek.

Magnus bunu duyduktan sonra sırıttı. "Hayatın mucizesi işte." Dedi.

Alec bir süre düşündükten sonra tekrar konuşmaya başladı. "Bu sefer seninle aynı rüyayı görmediğimi fark ettin mi? Belki de bu şey sona ermiştir?" Dedi.

Magnus ve Alec, zihinfender ve zihinbendar olmalarına sağken birbirlerinin hafızalarına girebilmişlerdi, aynı rüyayı gördükleri zamanlar olmuştu. Ama beden bu sefer Magnus kabusunu tek başına görmüştü?

"Cevaplayamadığım çok fazla soru var ve bu sadece samanlıkta iğne." Dedi Magnus bitkin bir ses tonuyla konuştu ve nefes verdi.

"Yarın bunları tekrar konuşuruz, şimdi uyumaya çalış tamam mı? Yorgun uyanmak istemezsin." Dedi ve saçlarının arasına bir öpücük kondurdu.

"Teşekkür ederim Alexander, her şey için." Dedi ve onun elini tutarak dudaklarına küçük ama anlamlı bir öpücük verdi.

Magnus başını yastığa geri koydu ve uykusu gelene kadar Alec'in gözlerine baktı. Bir süre sonra uykuya daldığında Alec onu biraz daha seyretti.

-
Çok soft bir bölüm oldu bu benden beklenmeyen davranışlar nerden geliyor aq

-Çok soft bir bölüm oldu bu benden beklenmeyen davranışlar nerden geliyor aq

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çok minnoştu paylaşmak istedim.

ALWAYS [MALEC]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin