"Buyurun?" Diye kıza ne istediğini sorarcasına bakarken arkamdan Ege ve Kayra da gelmiş ve kıza bakıyordu. Tepki veremediklerine bakınca, demek ki onlar da tanımıyordu kızı.
Kız, gözlerini kaldırıp onlara bakıp tekrar bana çevirdi. Ve gözleri kayarak bayıldı. Biz korkuyla ona bakarken Kayra kızı alıp içerdeki koltuğa yatırdı. Ege koşup su getirirken ben öylece duruyordum. Ne olmuştu öyle?
Kayra az önce üzerimize örtdüğümüz battaniyeni ıslanmış kızın üstüne örtdü. Ege avucuna su döküp kızın zaten ıslak olan yüzünü ıslatıyordu ayıltmak için. Kızı hafif sarsarak kendine getirmeye çalışıyordu. Üçümüz de ne yapmamız gerektiğini bilmiyorduk. Sonuçta her gün kapımızda biri bayılmıyordu.
Kız gözlerini açınca bize bakıyordu. "İyi misin? Ne oldu?" Kayra'nın elini, kızın yanağına koyarak sorduğu sorunun karşısında kız ağlamaya başladı. Ben kaşlarımı çatmış olayı çözmeye çalışıyordum.
Soru yok. Temas yok.Abim kıza sarılıp onu sakinleştirecek şeyler söylerken, ben sonunda kafamda oturduğum puzzlelardan sonra konuşa bilmiştim. "Baban nerede?" Ege bana dönünce suratımda gördüğü ifade ile artık o da anladı evimizdeki yabancının kim olduğunu. Bakışları değişince kıza bakdı. Kayra hala birşey anlamadan kıza bakıyordu. İsmini bile bilmediğimiz kız ağlamasını zar zor durdurup bana cevap verdi "O-o adamlar onu aldılar." Kayra'nın "Hangi adamlar?" demesi sanki herşeyi anladı da bir adamları tanımamış gibi. Kız devam etdi "Ben, saklandım ve b-buraya geldim. Beni bulamayacakları güvenli yer burasıymış. B-babam öyle söyledi." Babası öyle söylemiş. "Ben birşey anlamadım. Senin baban kim? Sen kimsin?" Kayra bir saatdir sorması gerekenleri şimdi sorduğunda, bize döndü. Suratımızdan 'biz her şeyi biliyoruz' ifadesini görünce, kasılan suratıyla ondan sakladığımız için suçlu hiss etdim. "B-ben, Bahar. Bahar Güneş. Sizin ka-kardeşinizmişim." Demesiyle Kayra'nın gözleri büyüdü. Bize dönünce Ege kafasını yerden kaldırmıyordu. Benden daha çok suçlu hiss ediyordu, o adamla konuşup görüştüğü için. Kayra'ya ihanet etmiş gibi hiss ediyordu eminim. Çünkü ben de öyle hiss ediyordum. Ağabeyimizden asla birşey saklamamalı, gizlememeliydik. Bu gerçekten kötü hissetdiriyordu.
Kızın dediklerine karşılık "Sen bizim kardeşimiz değilsin. Sadece, senin baban bizim biyolojik babamız. Ve şuan sizin ailecek ne yaşadığınız umrumuzda değil. Buraya da gelmemeliydin. Düşüncesiz, bencil baban seni korumak için kendi pisliğini bize bulaştırıp, bizi tehlikeye atıcak öyle mi?" Sakin ve alay dolu bir konuşma sürdükten sonra, kızın henüz durdurduğu ağlaması yine başladı. Kayra bana "Baharı odana götürüp üzerini değiştirmesi için kıyafet verir misin Lili?." Soru şeklindeki emri sinirim iki katına çıkartdı. Hiçbir şeyi sorgulamadan, hiçbir şey olmamış gibi davranamazdı.
"Hayır." Dedim keskin bir ses tonuyla. Ege "Ben kendi kıyafetlerimden getiririm." Deyip odaya çıkdı.
Avukat Kayra Güneş, cici kızkardeşini sorguya çekmişti. Bize birşey sormadı bile. "Babanı kim aldı?" diye sordu kıza. Kız iç çekerek ağlamasının ardından zar zor cevapladı "Ö-önceden çalıştığı a-adamlar. Onu öl-öldürecekler." Deyip tekrar ağlamaya başladı. Bize ne yani? Neden bize gelip ağlıyor bu kız? Polise gitsin."Tamam. Şimdi yakınını ara gelip seni alsın. Polise mi gidersiniz, hastaneleri mi arasınız orası size kalmış." Dememle kız "B-benim kimsem yok ki. Bir tek siz varsınız." Dedi.
Ben, "Ben yokum." derken Kayra bana dişlerini sıkarak uyarıcı bir "Liliya!" Deyince. Çöktüğüm koltuk başlığından bir hışım kalkıp "Bu kızı evimde görmek istemiyorum." Dedim bağırarak. Kız korkudan yerinden sıçrarken bu defa da Ege'nin merdivenlerden inerken ki, "Liliya!" Diye uyarısını duydum. "Bu kadar mı? On üç dakikadır tanıdığınız 'cici kardeşiniz' için beni göz ardı mı edeceksiniz?" dediğimde Kayra "Sadece sakinleş ve bana anlatmadığınız olayı anlamama izin ver." Dedi hafif sesini yükseltirken bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kapımdaki Yabancı
Misteri / ThrillerBir gün kapınız çalar ve hiç tanımadığınız biri, hayatınızın tam merkezine çöker.