Vücudum soğuktan kasılmıştı ve yine o sağırlık hissi gelmişti. Aslında duyduğum tek bir şey vardı. Kuzenlerimin hayvansı kahkahası. Utkan'a bunu birgün ödeteceğime dair kendime söz verdim ve Alçin'in uzattığı elini tutup denizden çıktım. Utkan'la böyle kalırsak bütün yazı sümüklü sümüklü geçirebilirdik. Asel kızı kurtarmanın verdiği havayla ;
''Hazır girmişken bir iki balık tutaydınız, bir yemek öğünümüz çıkardı''
''Asel, götümün şuan Kutup'ta yaşadığından şüphe ediyorum.'' diyerek 'sus bence' bakışımı attım.
Utkan'la küçük kızın babası yan cafeden üzerimize bir şeyler almak için gidip geldiklerinde daha mutlu hissediyordum. Adam sırtıma doğru pikeyi koyarken;
''Gençler gerçekten ne desem bilmiyorum. Küçük bir bisiklet gezisinde bunların olacağını da kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.'' Utkan'ın omzunu sıvazlayarak;
''Seninde f16'dan bir farkın yokmuş vallahi. Ne yaptın öyle, gerçekten çok üzgünüm ama bir yandan da hareketin için çok teşekkür ediyorum'' Utkan adamın söylediklerine gülümsedikten sonra küçük kıza doğru eğilip;
''Sende iyisin değil mi, küçük hanım.'' derken kız başını salladı. Adam mahçup oluşunu söze döktükten sonra;
''Arabam hemen evin önünde, yakında. Bu halde böyle duramazsınız gelin sizi eve bırakayım''
Utkan ''Teşekkür ederiz hiç gerek yok, zaten bizim evde çok yakın, hemen gideriz şimdi. Hem macera sever kuzenler için komik bir anı oldu.'' derken sırıttı.
''Çılgınlığınız çok bariz. Bu arada adım Oğuz. Ve gençler böyle durmamalısınız, hemen eve geçin. Bu arada ilerideki Venedik Site'sinde oturuyoruz. Bir uğramanızı beklerim.’’
‘’İlginiz için teşekkürler, görüşmek üzere’’ dediğimde veda faslı sonunda bitmişti. Önümüze çıkan sempatik ikiliyi arkamızda bıraktıktan sonra bir kıkırdama sesi geldi. Utkan yine komiğine giden bir şeyler bulmuştu. Utkan’ın kıkırdamasına Alçin de eşlik ederek kahkahayı patlattılar. Ortada gülüncek bir şey olmadığını farkettiğimde huysuzluğumu ön plana çıkardım ve daha hızlı yürüdüm. Nasıl olurda Utkan üşümez?
Utkan ‘'Bu arada kızın adını sormadık değil mi ya? Çokta şirin bir şeydi’’
Alçin ‘’Necmiye falandır, ne olacak başka’’
Utkan ‘’Yok Yarmagül’’
Kahkahayla birlikte eve yaklaştığımızda Utkan deha fikrini ortaya attı.
‘’Olum ne yiyeceğiz biz?’’ dedikten sonra mahalleyi inleterek Japoncasını konuşturdu ‘’Harahettaaaaaa’’
Olmayan şeyimize takmadığımızda Alçin;
‘’Bence kızarmış tavuk iyi giderdi’’ dediğinde hayran dolu bakışlarımı fırlattım. Asel:
‘’Aa haklısın bence de pizza çok iyi giderdi’’
Utkan ‘’Son karar makarna değil mi? Haydi o zaman eve. :D’’