|İ.1|

16 0 0
                                    

Selaam!🌝öncelikle ilk kitabım ile karşınızdayım💃🏻umarım beğeneceğiniz bir kitap olur, o zaman hadi okumaya başlayalıımm!🌊

Okumaya başladığınız tarihi yazar mısınız?🙈🔗

Hayatınızda en çok mutlu olduğunuz an hangi andı? En çok mutlu olduğunuz anı dondurmak istemiş miydiniz daha sonradan? Ya da değerini bilmeyip daha sonra anlamış mıydınız değerini o anın?

Ne kadar aptaldım, sevdiğim insanlarla, ailemle geçirdiğim her anın, her saniyenin, her dakikanın değerini bilmeden yaşamıştım.

Ne kadar aptaldım ki babama karşı içimdeki sevginin büyüklüğünü ona gösteremeden, hissettiremeden kaybetmiştim onu. Belki de hissettirmiştim? Sadece onu kaybettiğim içindi bu içimdeki ona karşı bütün sevgimi gösteremeden kaybetme hissi.

Ben babasına düşkün bir kızdım, doğduğum ilk andan itibaren sadece babacıydım ben. Küçükken annemle gezmek yerine babamla şirketine giderek odasında onunla ödev yapmayı seçen bir kız çocuğuydum. Annesiyle alışverişe gittiği zaman yanında babasını sürükleyen, bir sıkıntısı olduğunda direkt olarak babasına koşan bir kız çocuğu...şimdi? Şimdi içimde hissettiğim koca boşluk? Ben babam varken tamdım, şimdi ise bomboş kalmıştım. Güçsüz, baba ne kadar önemliydi üstelik o dünyanın en iyi en güzel babası denilebilirdi. Mükemmeldi, kusursuzdu. Her işte, fakat benim için en ön planda olan sadece babalığıydı. Babalığının kusursuzluğu. Bizlere gösterdiği sevgi, bizlere verdiği güven. Bir anne ve baba bence her şeyden önemli çocuklarına sevgi ve güven vermeliydi mal mülk değil. Bir çocuk sevgiyle şımarmalıydı, bir çocuk attığı her adımda güvende olduğunu hissetmeliydi babası yanında olmamasına rağmen. Bilmeliydiki bir sorun olduğunda o zarar göremeden babasının onu kurtaracağını bilmeliydi. Anne ve baba ilk önce sevgisini daha sonra ise güvenini vermeliydi, gerisi boştu. Ve benim babam ise beni bizleri sevgisiyle şımartmış güveniyle ise hiç bir zaman korkmamamızı sağlamıştı.

Şimdi?

Güvende değildim sanki, şu an evimizde annemin ve kardeşlerimin yanımda olduğunu bildiğim halde güvende hissetmiyordum kendimi. Ben bir daldım sanki, dalı kırılmış ağacını kaybetmiş dal. Bir daha nasıl eskisi gibi olacağını bilmeyen kırılmış bir dal gibi.

Sevgi, sanki sevgisizliğin içerisinde boğuluyordum. Babamın bana gösterdiği sevgiyi kaybetmiş ve sevgisizliğin içerisine atılmış gibiydim.

Bomboştum.

Sırtım bomboş kalmış salonumuzun soğuk duvarına yaslı, bacaklarım karnıma çekilmiş bir şekilde yerde oturuyordum. Gözlerimi yumulu kısık kısık aldığım nefeslerle içimde çıkan savaşla baş etmeye çalışıyordum. Ne kadar zordu ne kadar acıydı. Ne kadar zordu, ne kadar acıydı...babamın intihar etti haberinden sonra öldüğü düşünülen babamın bedeninin bile bulunmaması..intihar. Babamın intihar etmeyeceğini biliyorun bana kim ne söylerse söylesin inanmayacağımıda biliyorum böyle bir şeye. Çünkü babamın bizi ailesini bırakmayacağına eminim, bunu bildiğim halde içimde bu yüzden dönen fırtınanın hatti hesabı yoktu.

Ya intihar ettiyse? İntihar?

Murat ve intihar, babamın ismi ve intihar kelimesi yan yana geldiğinde bile canımı yakarken eğer bu söylenti doğrulanırsa nasıl dayanabilirdim ki ben? Babama o kadar yakın olmama rağmen onun sıkıntısını göremediysem, canının yandığını, çaresiz kaldığını göremediysem nasıl bir evlattım ki ben? Hayatım boyunca, nefes aldığım süre boyunca affedemezdim ki kendimi...

Gözlerimden akıp giden bir damla yaş yavaşça yanağımdan aşağı süzüldü, yarım saattir boşalmış salonumuzun içerisinde tek başımaydım. İflas etmiştik ve evimiz satılmıştı, sanki yavaşça her şeyi kaybediyordum. Korkuyordum sıradaki kaybedeceğim şeyden korkuyordum..

İMTİHAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin