KORE..
Park chi soo odasında her sabah ki gibi okul için hazırlanıyordu.Ceketini almak için dolabını açtı.Hangisini giysem diye düşünürken gözü en altta ki sandıkta durdu.O sandık onun için çok değerliydi.Her baktığında hayatta değer verdiği ve kaybettiği iki kişi aklına gelirdi..Babasının bir atölyesi vardı,hemen evin yanındaydı.Chi soo hep oraya gider babasının yaptıklarına bakardı.Onu büyük bir hayranlık ile seyrederdi.Birgün babası onu yanına otutturmuş ve onunda deneyip denemeyeceğini sormuştu.Çok sevinmişti.Hiçbir işe o kadar önem verip uğraşmamıştı.babası ile birlikte bilyelerini koymak için kocaman bir sandık yapmışlardı..Babasını kaybettikten sonra onu hatırlatan en büyük neden o sandık olmuştu.O zamanlar daha 9 yaşındaydı.Sokakta bir kız vardı.Saçları uzundu beline kadar ve uçları dalgalıydı.Elinde de aynı kendisine benzeyen bir oyuncak bebek vardı.Chi soo babası için parkta ağlarken kız görmüş ve yanına gitmişti.Akan gözyaşlarını silmiş ve eline bir bilye vermişti.Bilye bembeyazdı içinde mavi mavi yıldız şekilleri vardı.Bilyeyi vermiş ve hiçbirşey demeden oradan uzaklaşmıştı.Onu görmek sanki iyi gelmişti.Elinde ki bilyeyi sıktıkca acısının azaldığını hissetmişti.Ama daha önce o kızı hiç görmemişti, acaba yeni mi taşındılar diye düşünmüştü.Onu sormuştu bütün arkadaşlarına en son hiç duymak istemediği birşey öğrenmişti.Kızın hasta olduğunu ve hiç dışarıya çıkmadığını zaten kimseninde onu yanında istemediğini duymak onu çok üzmüştü.O günden sonra hep onun yanında olmuştu.Taa ki Koreden ayrılmaları gerektiği güne kadar...Sevdiği diğer bir insanda onu bırakmıştı.Onu da kaybetmişti.O kıza ait herşey o sandıkta aynı onun kalbinde olduğu gibi gizlenmiş duruyordu.......Bir ses duydu.
--Gelmiyor musun?
Kim olabilirdi ki başka arkadaşı Hyun Ki Moon’du.Kendine geldi ve içindekileri şimdilik unutup en eğlenceli halini takınıp aşağıya indi.
Chi soo:Geldim ne bu telaş.
Ki moon:Arkadaşım her sabah seni bu kadar beklemek zorunda mıyım yaa.Kime süsleniyorsun bu kadar yakışıklısın anladık J
Chi soo:Çok konuşma sen bekleyeceksin tabi beklemede gör dedi ve omzuna kolunu atıp itti.
Chi soo onu severdi kafasına göre olan tek arkadaşıydı.Okula geldiklerinde panolarda duyurular gördüler.Ama okumaya fırsat olmadan okulun dedikodu makineleri çoktan gelmişti bile.Ca Do Hwa ve Seo Gyu Ki!
Do hwa:Duydun mu Chi soo okulumuza misafir öğrenciler gelecekmiş.Her panoda bu yazıyor.
Chi soo:Tam bakacaktım ama fırsat vermedin ki!
Do hwa:Bir yıl burada eğitim göreceklermiş ne gerek varsa .
Chi soo:Okuyorum bir dk Do hwa.
Do hwa:Senin okumana ne gerek var canım ben sana anlatırım gel sen benimle, dedi ve koluna girdi.Yüzünde kocaman bir sırıtma vardı.Tam bu sırada Ki Moon arkadaşının halini anlamış olacak ki hemen atladı.
Ki moon:Senin benimle gelmen lazımdı hatırlasana ııı... şeyy...heh sen benimle tuvalete gelecektin ya Do hwa izninle onu alıyorum dedi ve hızlıca çekip ilerledi.
Arkadan sesleri duyuluyordu.---- ne tuvaleti yaa niye? Tek gidemiyor sanki off.
Chi soo:evet gerçekten nasıl bir bahanedir beraber tuvalete gitmek yaa komiksin ciddenJ.
Ki moon:ne bileyim birden o geldi aklıma.Orada Do hwa ile durmayı tercih ederdin galiba hıı? Dedi gülerek.
Chi soo:yoook yok gel biz tuvalete gidelim seninle..
Ki moon:Hee bu arada senin şu kuzeninden naber ya hiç konuştunuz mu gttiğinden beri?
Chi soo:Tabi ki konuştuk.Gelmeyi planlıyordu en son ama son kararını bilmiyorum.Umarım gelir artık ..