Bölüm 5 - Good Girls Love Bad Boys

891 21 4
                                    

Koltukta uzanmış, tavana bakıyordum. Ve mal mal sırıtıyordum. Bacak aramdaki sızlamayı hissettikçe aklıma dün gece ve bugün mutfakta olanlar geliyor. Justin.. Benim ilkimdi. Bana sahip olmuştu. Kaç yıldır kurduğum hayal dün gece gerçek olmuştu. Dün gece çok ateşliydi ve ben ona daha da aşık olmuştum..

Aklıma tekrar Mac geldi de..

Az daha Justin yetişmeseydi, bekaretimin sahibi o olacaktı. İğrenç. Sonsuza kadar üzerimde kirli bir izi olacaktı. Justin’e olan minnetliğim daha da arttı. Beni koruyordu. Bana değer veriyordu. Kapıdan girdiğindeki surat ifadesi.. Bi anlık sevincim hemen bozuldu. O beni kardeşi -yada sex kölesi mi demeliyim- olarak görüyordu. Zaten dün gecede göt etmişti. ‘’ Bu zor olmayacak.’’

Gözlerim dolduğunda doğruldum. Elimin tersiyle göz yaşlarımı silerken gözüm saate takıldı. 7.30. Tanrım. Yarım saatim kalmıştı. Justin arayıp beni arkadaşlarıyla tanıştıracağını söyledi. Bilirsiniz şu bad boylarla. Aklıma gelmişken ne derler ‘’ Good Girls Love Bad Boys.’’ Ben Justin’i sevdiğime göre good girl ben oluyorum. Çok iyi bir insanım söylemesi ayıp. 

Kafamdaki düşünceleri bir kenara bırakıp hazırlanmak için yukarı çıkmaya başladım. Büyük ihtimal bara giderdik, o zaman o mekana uygun bir şey giymem lazımdı. Mini kot etek ve askılı bluz giydim. Saçlarımı doğal haline bıraktım. Bir de düzleştirmek için kendimi yoramam. Biraz  maskara ve çilekli dudak parlatıcısıyla hazırdım.

Çilekli parlatıcıyı sürmem tamamen Justin’i kışkırtmak içindi. İçimdeki sürtük daldığı uykudan uyandı. Uyanır uyanmaz da ‘’ Onu başka türden kışkırtmaya devam et.’’ Dedi.Resmen bana herkesin içinde Justin’e gözlerini devir, sürekli dudaklarını ısır diyordu.

Ve sanırsam yapacaktım. 

Çalan kapı ile Justin’in geldiğini anladım. Işıkları söndürüp aşağıya indim. Tasarruflu olmak lazım. Sonuçta faturaları Justin ödüyor. Onun cebinede yazık. Ben ne saçmalıyorum yaa. Justin! Aklımı başımdan alan O.

Kapıyı açıp ona kocaman gülümsedim. Gözleri direk dudaklarıma kaydı. İşe yarayacağını biliyordum. Dudaklarıma eğilirken durdurdum onu. ‘’ Hey bunu sadece yatak odasında yapabilirisin. Arkadaşlığımız orada geçerli.’’ Geri çekilirken yüzündeki ifade morarmış bir ifadeydi. İçimdeki sürtük dans etmeye başlamıştı. 

Kendini düzelterek ‘’ Biliyorsun, çilekli parlatıcılara zaafım var.’’ Dedi. ‘’ Ahh pardon, unutmuşum. İstersen silip başka bir parlatıcı süreyim?’’ Ne unutması külliyen yalan.‘’ Unut gitsin, hesabını akşama sorarım.’’ Dedi 32 diş sırıtarak. ‘’ Tabi tabi.’’ Diye mırıldandım. ‘’ Bir şey mi dedin?’’  ‘’ Yok bir şey.’’ Diye yürümeye başladım. Kollarımdan tutup ‘’ Hadi ama söyle.’’ ‘’ Dedimki tabi tabi.’’ Sırıtmaya başladı. Tanrım ne kadar çok sırıtıyordu. Ağzı öyle kalacak diye korkmaya başladım.

‘’ Ne yani hesabını soramaz mıyım?’’ sorusuna karşı kafamı salladım. ‘’ Demek ki sen dün gece Jerry’in neler yapabileceğini öğrenememişsin. Yada bu  sabah mı demeliyim?’’ Ahh hayır. Kızarmaya başlamıştım. ‘’ Uff kes sesini ve yürü hadi.’’ Kıkırdayarak arkamdan yürümeye başladı. Arabanın oraya geldiğimizde kapıyı açması için bekledim. 

PROMISE OF CHILDHOOD(Bir Justin Bieber Hikayesi.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin