Bölüm 13/ İşler Tersine Dönüyor

321 20 6
                                    

Bir Önceki Bölümün Son Kısmı;

'' O gece sana söylemek istediğim bir şeyvardı.'' Zar zor boğazımı temizleyerek konuştum. '' Neydi?'' Ellerini yanaklarıma koyup fısıldadı. '' Benim kalp ritmimi değiştiren tek kişisensin.'' Cümlesini bitirdiğinde titrek dudaklarını, soğuk dudaklarıma sundu.Bunca hasretten sonra, nedensiz kabul ettim.

13.Bölüm

Gözlerimi, son zamanlar alışık olduğum kokuyla açtım. Hastane kokusu -.- .
Elimdeki baskıyla gözlerimi yan tarafıma çevirdim. Annem.

Ağladığı her halinden belli gözlerini kırpıştırarak bakıyordu bana. '' Hey, ben iyiyim.'' derken gülümsemeye çalıştım. O da bana gülümsedi. '' Evet, sadece düzenli beslenmen gerekiyormuş.''

Sonra sırıtarak anneme döndüm. '' Benimle konuşuyorsun.'' dedim. '' Ahh, deli kız.Sen benim kızımsın. Ne yaparsan yap. Her zaman seni seveceğim ve gurur duyacağım. Ve aslında, torun fikrine baştan alışamadım. Bir kaç kez hayal kurdum ve muhteşem bir duygu olduğuna karar verdim. O senin parçan, sende benim parçamsın.'' Diyerek elleri karnımdaki ellerime gitti. Gözlerim dolmuştu. Ahh,yine mi?

Annem fark ederek konuştu. ''Aynı bana çekmişsin. Bende sende hamileyken çok duygusaldım. Ve biraz sıkıntılı bir hamilelik yaşamıştım. Umarım sende de öyle olmaz.'' dedi. Bir saniye. Bu anlar bana bir yerden tanıdık geliyordu. Bu konuşmaları daha önce yapmıştık. İçimdeki sürtük gerçekleri bana öğretmeye devam ediyordu. Az evvel yaşadıklarının hepsi rüyaydı seni ahmak.

Ne yani? Her şey, Justin'in ünlü olması, benim için ağlaması, beni asansörün içinde öpmesi.. Her şey, her şey bir rüya mıydı?

'' Buna izin veremezdim. Lütfen bana kızma. Seni görmesi gereken biri var.'' Annem endişeyle konuştuğunda ona baktım. Ama buradan sonrası rüyamdaki gibi gitmiyordu.

Ayağa kalkıp kapının oraya gitti. '' İçeriye girebilirsin.''Elleriyle içeriyi işaret etmişti. Kapıda biri vardı. Kim olduğunu göremiyordum. O kişi içeriye girdiğinde donup kaldım. '' Ben sizi yalnız bırakayım.'' Deyip annem dışarıya çıktı. Onu görmeyeli bir yada bir buçuk hafta olmuştu. Ama bana bu zaman dilimi bir asır gibi gelmişti. Onu karşımda görünce ne kadar çok özlediğimi, yada şöyle mi demeliyim özlediğim sandığım miktardan daha fazlası kadar özlediğimi anladım.(Cümle fail :D)

''Merhaba.'' Dedi yatağımın ucuna oturup. Kızım Alanis, bu sefer olsa hemen yumuşama. Sen çok kırıldın. '' Merhaba.'' Dedim onun sesinin aksine daha soğuk bir sesle. Kafamı pencere tarafına çevirdim. '' Nasılsın? Yada Nasılsınız?''dedi . Ona döndüğümde karnımı işaret etti. Utanmıştım. '' İyi sayılır.'' Deyip tekrardan pencereye döndüm. '' Böyle yapmaya devam mı edeceksin?'' diye sorunca tıslayarak güldüm.

'' Alanis.'' İstemsizce ona döndüm. '' Sana duygu yok demiştim.'' Dedi gözlerimin içine bakarak. Bunca yolu bunu söylemek için mi gelmişti. Hadi ama!

'' Seninde ben gibi hissedeceğini sanmıştım, yani bu ilişki sadece arkadaşlık arasında olacaktı.'' Beni iyice yerin dibine sokuyordu.Kalbim hızlı bir tempo tutturmuş devam ediyordu. '' Sorun şu ki Alanis..''Cümlenin devamını getiremedi. Ona baktığımda kaşlarımı kaldırarak devam etmesini istedim. '' Duygularımdan ben bile emin değilmişim.'' Ne demek oluyordu bu? Devam et seni lanet olası. Hemen şimdi..

'' N-Ne demek bu?'' konuşmaya devam etmeyince tutamadım kendimi. '' Demek oluyor ki..'' Derin nefes aldı. '' Evet?'' Duymak istediğim şeyi söylemesini istiyordum. '' Seninle aynı duyguları paylaşıyorum.'' İşte! Duymak istediğim buydu. Ama çok geç Justin. Benim canımı çok yaktın. Seni terk ettiğimde mi aklın başına geliyor? Birazda sen bensiz dur. '' Ahh, Justin. Bekle.'' Gülümseyerek ona bakıyordum. Ani ruh değişikliğime şaşırmış olacak ki gözlerini açıp beni dinlemeye koyuldu. ''Sandığın gibi değil, ben duygularımı yok etmeyi başardım. Bir anlık bir şeymiş. Mektubu filan şuan çok gereksiz buluyorum. Acaba hangi kafayla yazdım onu?''diyerek kahkaha attım. Kızarmıştı. Bende bunu istiyordum. Birazda onun kızarmasını istiyordum. Sonra kurnazca gülümseyerek konuşmaya başladı. '' Bu yalanlara inanacağımı mı sanıyorsun?'' Gözleriyle kalbimin olduğu yeri göstererek '' Ritmini buradan duyabiliyorum.'' Hadi ama duymuş olamaz değil mi?

'' H-hayır, ilaçlar yüzünden ritminde bozulma oluyor. ''Bulabildiğim en iyi yalan buydu. '' Peki ya rüyalarından 'Justin' diye bağırarak uyanman. Her gece adımı sayıklayarak ağlaman? Daha sayayım mı?''Elimi havaya kaldırdım. Sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Neden inanmıyordu?Sevmiyorsam sevmiyorum. Dur bir dakika. Ben onu seviyorum, ona yalan söylüyorum. Birde kendimi inandırıyordum. Ahh!

'' Sevmiyorum diyorum, anlamıyor musun?'' Ellerimi karnıma koyup devam ettim. '' Bebeği de sadece bir bebek katili olmamak için doğuracağım.Yoksa yanlış anlama, seni sevmiyorum.'' Ayağa kalkarak gözlerini devirdi. ''Ben gidiyorum, birkaç işim var. Bir şey söylüyor musun?'' dedi kaşlarını kaldırarak. '' Seni sev-mi-yo-rum.!'' Heceleyerek bağırmıştım. Yanıma gelip ''Bende seni seviyorum. Akşama görüşürüz, kendine ve bebeğimize iyi bak.'' Deyip dudaklarımdan öptü. Göz kırpıp, kapıdan dışarıya çıktı. Kalbim dedikleri ve öpücügü karşısında gümlesede tüm sinirimle elimde ki yastığı alıp kapının arkasından fırlattım. Aynı zamanda da '' Fuck You.'' Diye arkasından bağırdım. Kapıyı açıp bana öpücük gönderdi. Sonra tekrardan kapıyı kapatıp beni odada yalnız bıraktı.

Sonra bir an donup kaldım. Beni öpmüştü. Bana beni sevdiğini söylemişti. Karnımdaki küçük nokta için bebeğimiz demişti. Bu sefer ben terslemiştim, o alttan almıştı. Ne oluyordu? İşler tersine mi dönüyordu? Ne oluyorsa devam etmeliydi. Bu çok güzeldi. En iyisi terslemeye devam etmeliydim.Şuan her şey çok anlamlı geliyordu. Ahh, işte başlıyoruz.

~&

Eve geldiğimde artık daha heyecanlıydım. Fakat bir sorun vardı .Bu konuyu annemle konuşmam lazımdı. Koltuğa oturduğumda anneme de yanıma oturması için işaret verdim. Soran gözlerle bana baktığında sorguya başladım. '' Justin'i neden çağırdın anne? Ben gururumu incitmemek için onunla bir daha iletişime geçmeyecektim.'' Söylediklerim külliyen yanlıştı. Justin'in buraya gelmesi hoşuma kaçmıştı. Ya da işime gelmişti. Sürünsün biraz kuş beyinli. Ne kadarda saftım. Bana iki güzel kelime etti diye bi taraflarım kalkmıştı. Her neyse.

'' Sen bayılınca kötü bir şey oldu zannettim. Bebeğinin babasını da çağırmam gerektiğini düşündüm. Hem seni yeni affetmişken bağırma bana alırım ayağımın altına.'' Gözlerimi açıp korkuyla ona baktığımda tekrar konuşmak için ağzını açtı. '' Bu arada Justin bana her şeyden bahsetti.'' Tanrım! Her şeyden mi? Faydalı arkadaşlıktan da mı? Ahh Justin! Utanarak anneme baktım.

''Evlenmişsiniz, bunda utanılacak bir şey yok. Her ne kadar formalite olsa da bu benim işime geldi. Bebek için evli kalacaksınız. Zaten Justin'in seni bırakma gibi bir niyeti de yok gördüğüm kadarıyla.'' Bana karşı sert tepkisi tuhafıma gitmişti. Yinede Justin şu faydalı arkadaşlık konusunu anlatmadığı için bir miktar rahatlama hissetmiştim.

Mutfakta benim ısrarlarım karşısında anneme yardım ederken sokak kapısının açıldığını duydum. Şaşırarak kimin geldiğine baktım.

Bendeki de salaklık. Tabikii Justin. Başka kim olacak? Arkamı dönüp tam mutfağa giderken topuklarımın üstünde geri döndüm. Justin mi? '' Senin burada ne işin var?''dedim gözlerimi açarak. '' Sana akşama görüşeceğimizi söylemiştim.'' Dedi çok normalmiş gibi. '' Ben sandım ki-'' '' Ahh Justin, geldin mi oğlum?'' dedi annem mutfak kapısının oradan bize bakarak.

'' Hayır halen daha dışarıda anne.'' Dedim gözlerimi devirerek. Belimde acı hissetmemle oraya baktım. Justin bana çimdik atmıştı. Çünkü gözlerini devirdin seni ahmak. İçimde ki sürtükle çok güzel anlaşıyorduk. Ben ona sürtük diyordum o bana ahmak! Ve Justin bana çimdik atmıştı. Arzu tüm bedenimde yayılmıştı. '' Ukalalık yapma Alanis.'' Annem taraf mı değiştirmişti. Sanki Justin oğlu, ben gelini. Justin ellerini belime koyup beni yanına çekerek ''Ben onu bu haliyle seviyorum efendim.'' 32 diş sırıtarak anneme bakıyordu. Annem bize bakıp, iç çekip tekrar mutfağa girdi. Hemen ondan uzaklaştım. '' Ne yaptığını sanıyorsun sen? Benden uzak dur!'' Gözleri hayal kırıklığıyla parlasa da pek bozuntuya vermedi. Elindeki anahtarları göstererek '' Yeni yuvamıza gitmeye hazır mısın?'' dedi. Ben sorusuyla bir kez daha şoka uğrarken hiçte şaka yapıyormuş gibi görünmüyordu.

PROMISE OF CHILDHOOD(Bir Justin Bieber Hikayesi.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin