Pazar günü.
Merhaba Jungkook,
Bak, şimdi ben evdeyim. Saat ise gecenin bilmem kaçı. Ve ben burada ölmek üzereyim..
Yani şöyle ki senin yüzünden bu haldeyim. Anlıyorsun, değil mi?
Buraya yazarak rahatlamayı düşünüyorum. Ya da suya falan mı anlatsam? Yok, yok burası iyi. En iyisi ben buraya yazayım. Neyse.. Ah! Evet, başlayalım.
Lanet beynim ve lanet ben sıkıldığım için dışarı çıkmaya karar vermiştik. Evimin oralarda ise güzel, büyük ve genelde sakin olan lanet bir park vardı. Aklımca oraya gidip, bir kaç saat oturup, kafa dinleyecektim..
Ama tabiki de böyle bir şey olmadı. Daha doğrusu olamadı Bay Lanet Olası Jeon Jungkook..
Neden evimin yakınlarında ki parkta bile karşıma çıkmak zorundaydın ki!?
Şimdi tam yaşadığım gibi anlatacağım.. Iyi dinle beni.
《 Evden çıkıp yavaşça adımlarımı parka doğru yönlendirdim. Tek istediğim birazcık kafa dağıtmaktı. Evde bunalmıştım zaten.
Parka geldiğimde çok fazla kişinin olmadığını gördüm. Park sakinliğini koruyordu. Her zaman ki gibi..
Çimenlik yere oturmak için adım atmıştım ki tanıdık bir sesin kulaklarıma dolmasıyla olduğum yerde kalakaldım. Bu sesin sahibi sanki şeydi.. Şey. Jungkook..
"Taehyung."
Etrafa wtf bakışları atarak ve sakin olmaya çalışarak arkamı döndüm. Bu cidden sendin..Beni burada bulmana mı şaşırsam yoksa bana adımla seslenmene mi karar veremiyordum. Adımı nereden biliyordun ki?
"Evet."
Kekelemeden konuşabilmiştim ki eğer kekeleseydim bana içinden 'mal mı bu' derdin. Çünkü sendin bu. Derdin yani.."Naber?"
Sorusuyla afallasam da pek belli etmedim. Neden durup dururken benle konuşmaya başladı, beynim bir türlü bu soruya cevap veremiyordu."Iyiyim. Fakat tanıyamadım?"
Onu tanımamazlıktan gelmek en iyisi olur diye düşündüm. Belki de okulda onu kestiģimi görmüş ve bir şeylerden şüphelenmişti. Fakat dedikleri yüzünden bunu dememin yanlış olduğunu anlamam uzun sürmedi."Beni tanımadığından emin misin Kim Taehyung?"
İğrenç bir sırıtmayla bana doğru geliyordu. Hiçbir şey anlamıyordum. Neden böyleydi, gerçekten hiçbir şey anlamıyordum.."Evet?"
Duygularımı saklayabilen biriydim. Bu birazda yüzümden kaynaklanıyor olabilirdi. Sert duruşluydum. Ve Tanrı sağolsun rol yapmakta üstüme yoktu."Peki öyleyse. Tanışalım."
Cevap vermeden çimenlerin üzerine oturdum. O da gelip tam(!) yanıma oturdu. Bacakları bacaklarıma değiyordu. Aptal çocuğun kafasında ne dönüyordu böyle?"Jeon Jungkook. Sende Kim Taehyung'sın."
Gözlerimi onda sabitleyip yine hiçbir mimik oynatmadan kafa salladım. Gülerek bana daha da döndü ve lanet olası bir şey yaptı."Bana kendinden bahsetsene."
Sağ elini tam olarak bacağımın üst kısmına koyup okşadı. Elini çekmeyince dilimi ağzımın içinde döndürdüm ve içimden küfür ettim. "Siktir.""Ne dedin? Anlayamadım."
Içimden bile konuşmayı beceremiyordum. Eli hala oralardayken hiçbir şeye odaklanamıyordum. Sanki şuan burada sadece ben ve onun eli vardık. Bu mantıklı gelmiyordu. Kendimi hemen ona kaptırmamalıydım."Ne bilmek istiyorsun?"
Dişlerimi sıkarak cevap verdiğimde gülüşü yüzünde soldu ve gözleri önce bacağımdaki eline sonra yüzüme ve tekrar ordaki eline gitti. Aptal, yaptığını anladığında telaşla elini çekti."Sadece seni tanımak istiyorum."
Kafamı iki yana salladım. Beni tanımamalıydı. Yani, şimdilik."Neden?"
O kadar soğuk cevaplar veriyordum ki anlamayan gerçekten salaktı. Bunu Jungkook'ta fark etmiş olacak ki derin bir nefes alıp aynı anda çektiği nefesi dışarı üfledi."Boşver. Herneyse, benim bir işim vardı. Gitmem lazım sonra görüşürüz."
Lütfen görüşelim, diye geçirdim içimden. Bir hışımla oturduğu yerden kalkıp hızlıca gözden kayboldu. Az önce ne yaşamıştım ben?Hala şoktaydım. Eve gidip bir duş alsam iyi olabilirdim. Onun arkasından hemen bende ayaklandım.. 》
*
*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aware; vkook
Fanfiction"Şansını fazla zorluyorsun Kim Taehyung." Kafamı iki yana salladım. "Zorlarsam ne yaparsın Jeon Jungkook?" Beni sertçe duvara doğru itip bir hışımla üzerime geldi ve duvarla arasına sıkıştı. "Öperim." 《91118》