10

229 19 3
                                    


Hızlıca hazırlanıp evden çıktım. Okula nasıl gidecektim bilmiyordum. Aslında tek düşündüğüm Jungkook'tu. Neden yapmıştı ki bunu?

Okula vardığımda hiçbir şey düşünmemeye çalışarak derin bir nefes alıp kapıdan girdim ve hızla sınıfıma çıkmaya başladım. Kimse geldiğimi farketmemişti bile. Içten içe sevinmişim.

Çantamı sıraya koyduğumda ince bir ses duydum ve bakışlarımı o yöne çevirdim. Bu çocukta kimdi böyle?

"Merhaba Taehyung."
Kaşlarımı çatarak kafamı salladım. Benimkilere benzer saçları vardı ve yok denecek kadar minnacık bir burnu vardı.

"Konuşabilir miyiz?"
Ne konuşacağını merak etmiştim açıkçası. O da diğerleri gibi dalga mı geçecekti yoksa? Pek sanmıyordum çünkü onun diğerlerinden farklı olduğuna yemin bile edebilirdim.

"Tabi, gel."
Bana göre çok ufak kalan bedeniyle minik adımlar atarak hızla yanıma geldi ve hemen sağımdaki boş sıraya oturdu.

"Geçen gün sana yapılanları gördüm. Üzülme..
Jungkook bunu birilerine hep yapar."
Ellerini önünde birleştirip elleriyle oynamaya başladı. Kafasını aşağı eğerek tekrar konuşmaya başladı. "Bir zamanlar bana da yapmıştı."

Sadece kafa sallamakla yetinmiştim. Başka ne diyebilirdim ki? Asıl ucube olan bizler değildik. Bu aptal fikirleriyle asıl ucube onlardı. Her insan özgür olabilmek için yaşardı sonuçta. Ve bizlerde özgür olabilmeyi seçmiş insanlardık.

"Yani fazla takılma. Insanlar çoktan o olayı unuttu bile."
Gülümseyerek yüzüne bakıp kafamı salladım. O da bana bakıyordu. Hafiften tebessüm etmeye başladığında kapı gürültü ile açıldı.

Jungkook'u gördüğümde hiçbir şey hissetmemiştim. Ne sevgi, ne nefret.. ne de iki günün getirdiği özlem..

"Iki ucube bir araya gelmemeliydi."
Kafasını iki yana sallayarak bize doğru gelmeye başladı. Gözlerimi devirerek yanımda oturan çocuğa döndüm.

"Çıkışta beni bekler misin? Beraber gideriz eve."
Çocuğun gülümsemesi daha da büyüyünce kafa sallayıp yerinden kalktı ve sınıfın dışına doğru ilerlemeye başladı.

Kafamı kaldırıp başımda dikilen Jungkook'a baktığımda dişlerini sıktığını gördüm. Tam bir dengesizdi.

"Ne istiyorsun?"
Kafasını biraz eğip yüksek sesle bağırdı.

"O çocukla ne işin vardı?"
Komiğime gitmişti bu dediği. Ona neydi ki? O benim neyimdi ve bana bunu sorabiliyordu?

"Sanane."
Bu dediğim onu sinirlendirmiş olmalı ki sertçe kolumdan tutup kaldırdı ve tuvalete doğru sürüklemeye başladı. Ben ise gözlerimi devirmekle meşguldum.

Yine sert bir şekilde kapıyı açıp beni resmen fırlattı ve sırtım soğuk zemine çarpınca istemsizce ağzımdan ufak bir inilti kaçtı. O da kapıyı kitleyip çabucak yanımda bitmişti.

"Bir daha hiç kimseyle konuşmayacaksın, anladın mı?"
Yerimde dikleşerek yamuk bir gülüş attım ve kafamı iki yana salladım.
Bu onu daha da delirtti ve ellerini belime sararak beni duvarla arasına aldı. Nefesi dudağıma çarparken yutkunmuştum.

"Ne o? Sevgilin miydi yoksa?"
Dudaklarına bakmamak için kendimi o kadar çok zorlamıştım ki terden sırılsıklam olmuştum. Nefeslerimi bile kontrol edemiyordum.

"H-hayır."
Kekelememe engel olamamıştım. Yani nasıl kendime hakim olabilirdim ki? Normal şartlar altında olsaydık kekelemezdim ama işte şartlar normal değildi. Hala nefesini dudaklarımda hissediyordum ve neredeyse düşüp bayılacaktım.

"Güzel. Hiç kimse sana dokunsun istemiyorum. Temiz insanları da kirletme diye."
Dediği şeye gülmüştüm. Bu sefer kendimi ezdirmeyecektim. Dudaklarımı yalayıp konuşmaya başladım.

"Ya kirli olan birine dokunursam? Ben kirletmiş olmam, değil mi?"
Sağ elini saçlarıma çıkarıp tebessüm ederek okşadı ve gözlerimin içine bakarak konuştu.

"Bilmeni isterim ki bende kirliyim.."
Dediğinden bir şey anlamamıştım. Kafam fazla adrenalinden dolayı çalışmıyordu sanırsam.

Gözleri dudaklarıma kaydığında bir müddet bakıp gözlerini kapattı ve iç çekti. Onu gerçekten anlayamıyordum. Daha sonra da benden ellerini çekip hiçbir şey demeden yanımdan hızla ayrıldı. Bende fazla durmadan çıkmıştım tuvaletten.

Sınıfa girdiğimde daha öğretmen gelmemişti ki bu iyi bir şeydi. Kafamı sıraya koyup öğretmeni beklemeye başladım. Ama gözlerim kapanıyordu. Bende kendime engel olmadım ve uykuya daldım.

*
*

aware; vkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin