18.Bölüm

168K 7.3K 660
                                    

15.3K okunma,1,1K vote ve en çok korktuğum sayı:666 yorum :) Şu sayıdan kurtulalım arkadaşlar,pls...Kısa bir bolum oldu ozur dilerim...

°•°••°•°•°•°•°•°•°•°

Bu not kime yazılmıştı acaba?Bana mı?Yok artık,Irmak!Her şeye kendini niye sokuyorsun ki?!Ama dün bana senin sevinebileceğim bir şey demişti?Bununla bağdaştırabilirim.

Ona açıl,sevgini göstermeye başla~Senin sevineceğim bir şey

Benim sevinebileceğim şey,onun beni sevmesi mi?Benim sevinebileceğim bir şey diyorsa da,benim onu sevdiğimi mi düşünüyor?Allah'ım yarabbim,lütfen onu sevdiğimi biliyor olmasın,lütfen!Amin.

Notu kitaplıktaki bir yere sıkıştırdım.Yatağa yatıp,gözlerimi kapadım.Belki yeniden uyuyabilirdim.

°•°•°•°•°•°•°•°

Sabah uyanıp,hemen kendi üstlerimi giymeye başladım.Aşağıya indim.Batuhan ve onun arkadaşları,salonda oturuyorlardı.Kapının oradan,onlara seslendim.

"Ben gidiyorum."deyip,kapıyı açtım.

"Kahvaltı?"dedi Batuhan,ayağa kalkıp,yanıma gelerek.Mutfağa bakındım.Masada falan hiçbir şey gözükmüyordu.Gülümsedim ve Batuhan'a baktım.

"Yok,teşekkürler.Size zahmet olmasın."deyip,ayakkabılarımı giymeye başladım.

"Peki,iyi günler."dedi Batuhan ve kapıyı kapattı.Vohhooo!Ne nazik,ne ince düşünceli bir çocuk(!)

Merdivenlerden koşa koşa inip,bahçe kapısını açtım ve hızlıca eve girdim.Zile bastım!Açılmadı?Ah,tabii annemler anneannemlere kalmaya gitmişlerdi ve anahtarı her zaman ki(!) yere koyduklarını söylemişti.Şimdi,anahtarı arama zamanı!

Çimenlere baktım,kaldırımların aralarına baktım,salıncağın her tarafına baktım.Yok!

En sonunda,bahçe koltuklarını aramaya başladım,minderlerin altlarına baktım ve buldum!

Anahtarı alıp,kapıyı açtım.Bize geçen sene hırsız girmişti,eve tek başıma girerken ve evde kimse olmadığında falan hep "Selamün Aleyküm!'diye bağırırdım.Şimdi de öyle yapıp,salona geçtim.Salonda bir şey yok,mutfak temiz,yukarı çık,odalar temiz.Yani eve hırsız girmemiş!

Aşağıya inip,televizyonu açtım.Bir müzik kanalında durup,son ses açtım ve mutfağa geçtim.Şimdi marifetlerimi konuşturma vakti!

Yumurtayı,tavaya kırıp bir güzel pişirdim.Salatalık ve domatesleri doğrayıp,bir tabağa dizdim.Yeşil zeytini ve beyaz peyniri çıkarttım.Peyniri küp küp kesmeye çalıştım ama beceremedim maalesef.O yüzden öylesine kesip,peynire daha fazla eziyet etmeden küçük bir tabağa koydum.

Güzel bir ziyafet çekip,tabakları zorlukla bulaşık makinesine koydum.Salona geçip,müziğin sesini biraz kıstım.

"Evde tek başınaysanız,müziğin sesini sonuna kadar açmayın,zira bir hırsız sizin zilinizi çalıp,evde olup olmadığınızı öğrenmeye çalışabilir.Bu yüzden müziğin sesini kısın ve zil sesini duyun..."

-Yeliz Elmas.

Yani annem.

Zil çalınca,yerimden sıçradım ve hemen kapıya koştum.Delikten baktım.Batuhan!

Kapıyı açtım.

"Telefonunu unutmuşsun."deyip,telefonu bana verdi ve alaylı bir gülümseme yüzünde,bana bakıyordu.

"Ah,sağol."deyip,telefonu elime aldım.

"Arka plan güzelmiş.'deyip gitti.İlk önce anlayamasamda,sonradan jeton düştü!OhaOhaOha!Bin kere oha,on bin kere oha,yüz milyon,trilyon kere Oha!

Arkaplanda onun resmi vardı!Onun!Resmi!Vardı!Ve!O!Gördü!

Benim,onu sevdiğimi biliyor!Kesin biliyor!Allah'ım!Kalbim,yerinden çıkacak!Hay,benim...Niye arkaplana onu koyuyorum ki!Niye onun evinde arkaplanı değiştirmedim ki!Öf,öf,öf!

Kapıyı sertçe kapadım.Kendimi dövmek istiyordum.Allah'ım!Bir dakika,bir dakika!Eskilere gidelim...

Ben İnstagram'a girmiştim.Batuhan,benim resmimi koymuştu,güzelkız,tatlı,gözetleme gibi kelimelerle de etiketlemişti?Bende onun resmini arkaplan yaptım.O,benim resmimi çekti,ben onun resmini indirdim.Yani,yani işte...

O zaman sorun yok.

Kendimi rahatlatmaya başlamıştım.Huh!Valla,soğuk terler boşaldı yüzümden yemin ederim.

°•°•°•°•°•°

Bu en kısa bölüm oldu,özür dilerim.Ama aklıma hiçbir şey gelmedi.Heemn erkenden bölüm yazmak istedim.Böyle kısa bir bölüm çıktı işte.Diğer bölümü bayağı uzun yazmaya çalışacağım.Beni affedin lütfen :*

HapşırıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin