medya, Taehyung'un bölümde nasıl göründüğü.
Taehyung'un bakış açısı:
"UGHHHHH SUSSSS" diye bağırdım, beni huzurlu uykumdan uyandıran sinir bozucu bip sesine karşı.
Gözlerimi yastığıma bastırıp, yüzümü, ayrılmak istemediğim açıkça belli olan yumuşak çarşaflara gömdüm.
Uyuz olduğumu ifade eden saniyelik söylentilerimin ardından kalkıp, telefonuma ulaştım ve sinir bozucu bip sesini kapattım.
Tekrar yatağıma döndüğümde, yalnızca birkaç saniye daha sessiz bir uyku isterken iğrenç ses tekrar kulaklarıma dolmuştu.
"Ugh, benimle dalga mı geçiyorsun?" diye yeniden bağırıp , telefonuma doğru yöneldim, bu defa telefonu ahşap masadan kaldırıp pencereden fırlatacaktım, "Seni küçük bok, şimdi seni-" Annemin rahatlatıcı sesini duyar duymaz aniden olduğum yerde duraksadım.
"Balım, kalktın mı?" diye sorup, kapımı kibarca çalmıştı. "Uh, evet anne, birazdan aşağıya inerim." deyip, telefonumu yatağıma fırlatarak, telefonun yumuşak çarşaflarla buluşmasını izledim.
Uyuya kaldığımdan duş alamamıştım, bu yüzden de siyah giyinmiş ve saçımı düzeltmeye üşendiğimden kafama yalnızca bir kep geçirmiştim.
Odamdaki banyoya yönelip, dişlerimi fırçaladım ve biraz parfümle deodorant sıktım.
Alt kata indim, az öncekinden çok daha dinç hissederken mutfak masamızın yanındaki sandalyeye oturdum.
"Günaydın anne." dedim uyku ihtiyacıyla esnerken. Annem de, "Günaydın tatlım." demiş, bir tabak tost ve yumurtayı önüme koymuştu.
"Pankek yok mu?" dudak büzüp, ona yavru köpek bakışları atmıştım, o ise birazcık kıkırdayarak mutfak masasına doğru eğilmişti. "Geç kalacaksın, pankeki de yarın yaparım." dedi ve bulaşıkları yıkamak adına arkasına döndü.
Okula gitmek için yalnızca 15 dakikam kaldığını görünce gözlerim kocaman açıldı. Hızla kahvaltımı edip, anneme veda etmeye çalışarak ihtiyacım olan her şeyi aldım ve acele ile evden çıktım.
Arabama bindim, motoru çalıştırdım ve park ettiğim yerden çıktım.
Bigbang'ten 'Baebae' dinleyerek okula doğru sürdüm.
Annem hakkında düşünmeye başladım, onu çok seviyordum, gerçekten de harika bir hayatım vardı, harika bir anneye, harika bir eve, harika arkadaşlara sahip olduğumdan, dürüst olmak gerekirse daha fazlasını isteyemezdim.
Hemen okulun yanına park edip arabadan indim, arabayı kilitleyip okul kapısına doğru yürüdüm.
Okul kapısından girer girmez koridordaki arkadaş grubumu gördüm, koridordaki kız okyanusundan yükselen çığlıkları görmezden gelerek, onlara doğru yöneldim.
"Selam millet." dedim onlardan birkaç santim uzaktayken.
"TAETAE." Jimin bağırarak ellerini omzuma koydu ve boy farkı yüzünden birazcık eğilmeme sebep oldu.
"Çık üstümden Jimin, ağırsın." dedim, ve iç çektikten sonra kafama vurmak yerine tutuşunu sıkılaştırdığını farkettim.
"Jimin değil, Jimin hyung." deyip bana dik dik bakan erkek arkadaşına geri dönmüştü.
"Evet, evet, üzgünüm, her neyse çoc-" İlk dersin başladığını belli eden zil tarafından lafım bölünmüştü, şansıma ilk ders tamamen bizimkilerleydim.
"Hadi gidelim." dedi Yoongi, Jimin'in belini kavradı ve kendine çekerek, matematik sınıfına doğru ilerledi.
Bir grup kızın arkamızdan bağırdığını duyarak yürümeye başladık.
Yürümeye devam ederken gözlerimi devirmiştim. Sikik bir gayim, beni rahat bırakın diye düşünerek sınıfa girerken daha fazla cıyaklama ile karşılandık.
Çetem ve ben BTS diye adlandırılmıştık, okulun en popüler çocuklarıydık, tüm kızlar bizi arzulardı, tüm çocuklar bizim yerimizde olmak isterdi, ve şaşırtıcı bir şekilde bazı oğlanlar bile bazen bize hayranlık ederdi, aslında pek umursamazdım ama bazı sınırlar olmalıydı.
Jeon Jungkook'un, ağzından tek kelime çıkmayan, sınıfın utangaç çocuğunun önünde ki sırama oturdum.
Arkamda ki çocuğa bakıp, tüm vücudunu süzdüm. Dar siyah bir kot ve basit beyaz bir tişört giymişti.
Dürüst olmak gerekirse Jeon ateşliydi, hatta çok ateşli. Düz bir yüz ifadesine sahip olması onu gizemli kılıyordu, ve bu da beni deli ediyordu.
Gözlerim, siktiğimin öğretmeni Bayan Sikimdebileolmayan sınıfa girip, sessiz olmamız adına bize bağırdığına bölünmüştü.
Kulaklıklarımı takıp herkesi iteleyerek, o sürtük yerine müziğin dersi kontrol altına almasına izin verdim.
20 Bigbang ve 5 Red Velvet şarkısının ardından, sonunda zil çaldı, ve herkesin süratle ayağa kalkıp arkalarında onlara bağıran bir öğretmen bırakarak sınıf kapısından çıkmasına sebep oldu.
Sınıftan yükselen sese karşı oluşan hoşnutsuzluğumla gözlerimi devirdim.
Ayaklanıp çantamı kavradım, ve sınıf kapısına yönelerek, boş sınıfta oturmaya devam çocuktan bir bakış kazandım.
Omuz silktim, her seferinde bana baktığını biliyordum, ardından arkadaşlarımı bulmak üzere kantine yürüdüm.
-
selam millet, şu bahsi geçen güzeller güzeli uke kook çevirim ile karşınızdayım, ve evet geçiş bölümü olduğu için size tek düze gelmiş olabilir ancak hemen ardından hızlı bir şekilde akacak, ve eminim ki truth or dare seven kesim bu kitabı da en az truth or dare kadar sevecek.
İYİ OKUMALAR ♥✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my kinky baby boy. [tr]
Fanfiction※【taekook】 "Peki ya... şaplak fantazisi?" "Bilmem... belki de sen keşfetmelisindir." Kim Taehyung, hyungları ile, sessiz, yakışıklı çocuk Jeon Jungkook'un fantazilerini keşfetmesi konusunda bir iddiaya girerse ne olur? Taehyung'un bilmediği şey ise...