Taehyung'un bakış açısı:
"Bay Kim ve Bay Jeon!" Öğretmen ikimize bakarak bağırdı.
Daha şimdi sınıfa girmiştim ve sınıfın girişinde dikilen Jungkook'la bütün sınıfı oturur halde bulmuştum.
Zamanı farkedemeyip dersim olduğunu unutuşuma karşı siktir, diye kendime küfrettim.
"Bu size hiç yakışmadı, Bay Jeon! Sizden daha iyisini beklerdim!" Bayan Sikimdebileolmayan, başını eğmiş, mahçup Jungkook'u azarlıyordu.
Gözlerimi kısarak, Jungkook'a baktım, o sırıtıyor muydu? Kafam karışmış bir şekilde ona bakarken kendi kendime düşündüm.
Demek ki o herkesin öyle olduğunu sandığı uslu oğlan değildi.
"BAY KIM!" Öğretmen bana bağırıp, kafamı kaldırarak sinirli suratına bakmama sebep oldu.
"Bunu senden de beklemezdim- uh... şeyi... uh..." Bir anlığına düşünmek için duraksadığında zaferle gülümsemiştim.
"Yani dersi bölmeyi?" Soru sorar bir biçimde söyledi, "E-Evet, onu." Gözlerimi devirmeme neden olacak şekilde devam etti.
Bana göz kırpıp sırıtan Jimin'e baktım. Ne düşündüğünü anlayarak, ona ateş püsküren gözlerimi diktim. Aslında pekte yanılıyor sayılmazdı.
"Her neyse... Cezalısınız! İkiniz de!" Bize oturmamızı işaret etmeden önce söylendi.
Aslında onunla cezaya kalmayı sorun etmem, bu onun kinklerini bulmam için daha fazla özel zaman demektir, diye düşünerek sırama otururdum.
~zaman atlaması~
"Millet, size diyorum, o düşündüğünüz gibi biri değil!" Fısıldayarak bağırdım, önümdeki ergenlerden sıkılmış bakışlar kazanmıştım.
"Tae, paranoyaklaşıyorsun, kafanda kurmayı kes." Yoongi hamburgerinden bir ısırık daha almadan önce söylenmişti.
"Benimle kirli konuşmalar yaptı! Neden ikimizde geç kaldık sanıyorsunuz???" diye açık bir tonda sordum.
"Belki de bir şeyini dolapta unutmuştur?" dedi Namjoon, Jin'in tabağından kızartma almaya çalışırken bir homurdanma ve bir de bakış kazandı.
"Millet size diyorum! Neden bana inanmıyorsunu-" Meleksi bir ton konuştuğunda, lafım yarıda kalmıştı.
"M-Merhaba, um... s-sizinle oturabilir m-miyim?" Ses arkamdan geliyordu.
Oh, lütfen bana onun olduğunu söylemeyin-
"Tabii Jungkook." Ben gözlerimi açıp ona öldürücü bakışlar atarken Jimin çoktan konuşmuştu.
"T-Teşekkürler." Jungkook utangaç bir şekilde konuştuktan sonra tabağını benimkinin yanına koydu ve yanıma oturdu.
"Madem öyle... Jungkook, neler yapmaktan hoşlanırsın?" Namjoon genç olana şefkatle bakarak sormuştu.
"Pekâla... şarkı söylemekten, dans etmekten ve çizim yapmaktan hoşlanırım." Jungkook cevaplayıp, ardından bir tavşan gülümsemesi sundu.
"Wow, çok yeteneklisin, bir gün şarkı söyleyişini dinlemek isteri-"
"Yahhhhhhh," Namjoon, sonunda bakışlarını yemeğinden ayıran Jin tarafından bölündü.
Jin beni sandalyemden itip, Jungkook'a yakından baktı.
"Ne- JIN!" diye sızlandım, ona şaşkınca bakıyordum. "Sakin ol," deyip beni tersledi.
"Şu tavşanın tatlılığına da bir bakın!!! Seni daha önceden nasıl görmem? Adın ne? Kaç yaşındasın?" Jin, Jungkook'un yanaklarını sıkarak ve ona genişçe gülümseyerek sordu.
"Adım Jongook ve 16 yaşındoyım." Jin onun tüm yüzünü sıkıştırdığından sesi boğukça geliyordu.
"Awwwwww, çok tatlısıııın. Namjoon, o da bize katılabilir mi??? Lütfeeeen." Jin hâla Jungkook'un yanaklarını tutarken Namjoon'a baktı, ve sordu.
"Uh, p-pekâla, zaten bu dördüne sahibiz, yine de bir tane daha istiyor mus-"
"Eveeeettt lütfeeen Jooonnnieeee!" Jin onu yeniden bölüp, yavru köpek bakışları attı.
"Ughh, tamam." Namjoon notlarımdan bile daha çabuk yeniliyordu.
"Yaşaaasınn, artık sen de bizdensin!" Jin haykırıp, Jungkook'u sıkı, sevgi dolu bir kucaklaşmanın içine çekti.
"Merhaba???? Ben hâla buradayım?" deyip yerde uzanırken onların dikkatini çekmeye çalıştım.
"Uhhh, evet, evet." Jin kendi sandalyesine dönüp, ayağa kalkmama ve oturmama fırsat verirken söylendi.
"B-Bekleyin, artık sizden biriyim de ne demek?" Jungkook büyük, masum gözlerle sormuştu.
Wow, buna alışık değilim, kahrolası şehvetli yanı nerede?
"Pekâla, görüyorsun ki, Jin grubumuza girebilecek ve giremeyecek kişileri seçiyor. Buna izin verdiğine göre seni bir hayli sevmiş olmalı."
Hoseok açıklayıp, hepimizden onaylama dolu baş sallamalar kazandı.
"Peki ya Namjoon? Neden Namjoon'dan izin aldık?" Jungkook kaşlarını çatarak sormuştu.
"Namjoon ve Jin hatırlayamadığım kadar uzun bir süredir birlikteler, bu yüzden Jin sevgilisi olmadan hiçbir karar almıyor." Hoseok tamamlayıp, lokmasını çiğneyerek sevimli gamzelerini gösterdi.
"Ohhhh, anladım." Jungkook gülümseyip, yemeğine dönmeden önce tavşan dişlerini gösterdi.
-
baktım ki my kinky baby boy seviliyor, bekletmeyeyim dedim.
♥🍒
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my kinky baby boy. [tr]
Fanfiction※【taekook】 "Peki ya... şaplak fantazisi?" "Bilmem... belki de sen keşfetmelisindir." Kim Taehyung, hyungları ile, sessiz, yakışıklı çocuk Jeon Jungkook'un fantazilerini keşfetmesi konusunda bir iddiaya girerse ne olur? Taehyung'un bilmediği şey ise...