Aradan bir hafta geçmişti. Ev ve iş arası geçiyordu günler yoğun bi hafta olmuştu ve bugün izinliydi. Biraz dışarı çıkıp hava almak istedi Nisa!
Ne kadar da güzel bir gün. Çok seviyorum yazı her yer cıvıl cıvıl sokaklar, caddeler.
Her yeri ayrı güzel bir şehir..İstanbul, islamın bol yaşandığı şehir!
Çarşıya gidip biraz alışveriş yaptı. Akşam olmak üzeriydi. Tam eve dönüyordu ki köşe başında yine onu gördü
"Ay Allah yine o çocuk"
Diye mırıldandı. Bıkmamış mıydı her gün yolumu gözlemekten ben bıktım o bıkmıyor. Daha nasıl anlatılır bilemiyorum bırak artık peşimi diye tüm sokak sesimi duyana kadar bağırmak istedim. Ama olmaz bağıramazdım. Sonra ne derdi konu komşu, hemde bitişik binamızda oturuyordu. Esmer, siyah gözlü bu sıska çocuk. Gerçi Ben de 1.68 boyunda 50 kilo civarındaydım yani sıska denecek kadar ben de zayıftım ama, bu genç yakışıklı olmasına rağmen çirkin geliyordu gözüme.
Hızlı adımlarla binanın kapısına doğru ilerledim. Çantadan anahtarı çıkartıyordum ki arkamda bir nefes hissettim. Hayır olamaz, peşimden gelmiş olamazdı. Başımı hafifçe çevirdim. Simsiyah bir göz vardı karşımda. Öyle kalmıştım.
"Neden bana bir şans vermeyi denemiyorsun"
dedi..
"Peki sen neden anlamıyorsun olmaz diyorum olmaz" çok sinirlenmiştim kaşlarımı çattım, hem benim bi sevdiğim var hasretle yollarını gözlediğim diye düşündüm bi an;
"Düş artık peşimden istemiyorum anlıyor musun seninle tanışmak, seni tanımak istemiyorum!"
Hızla çantadan anahtarı çıkardı kapıyı açtı asansörün gelmesini beklemeden çıktı yukarıya çift çift çıkıyordu adeta basamakları..
Annesi koşma sesini duymuş olmalı ki Nisa zile basmadan açmıştı kapıyı
"Hayırdır kızım kötü birşey olmamıştır inşallah. Neden nefes nefese kaldın böyle"
Zor da olsa gülümsedi Nisa
"Yok bişey anneciğim geç kaldım diye hızlı çıktım babam geldi mi yoksa" tek çıkmasına izin vermiyordu babası ya yanında ağabeyi olmalıydı yada ablası.. Kızına güvenirdi güvenmesine de etraf kötü derdi hep. Haklıydı da, çeşit çeşit insan yaşıyordu bu koca şehirde.."Yok kızım henüz gelmedi haydi feracen ve eşarbını çıkart üzerini değiştir de mutfağa gel bir salata kaldı. Gel bana yardım et ki hemen masayı hazırlayalım" dedi
Üzerini değiştirip geldi herşey hazırdı ve annesinin lezzetli yemeklerini yemek için sabırsızlanıyordu.
"Nisa! Nisa kızım haydi kalk" babasının sesiydi bu ama nasıl olur alarm kurmuştu çalmamış mıydı ki acaba yada çaldıysa Nisa neden duymamıştı. Gözlerini açtı
" haydi kızım kalk vakit neredeyse dolmak üzere kalk ve sabah namazını eda et."
Hızlıca yataktan kalktı hemen banyoya geçip abdest aldı ve Rabbimize yöneldi
Tek hayali bir gün kabei muazzamanın karşısında da sabah namazını kılıp günün doğuşunu seyretmekti
Dua etti etti.....Bugün de fazlasıyla yorucuydu çünkü marketin düzeninden de Nisa sorumluydu tüm reyonları kontrol ettikten sonra tekrar kasanın başına geçti
Bi an telefonunun çaldığını farketti. Elini önlüğünün cebine attı telefonu çıkarttı. Ekranda tanımadığı bir numara vardı. Kim ki acaba diye düşündü. Ve nihayetinde açtı..
"Efendim"
" merhaba Nisa" dedi telefonun diğer ucundaki ses
"Buyurun" dedi şaşkınlıkla "kimsiniz çıkartamadım da"
Aslında yabancı değildi telefonun ucundaki diğer ses ama günün yorgunluğundan olsa gerek çıkartamamıştı kim olduğunu"Nisa, benim Züleyha! Zeyd'in ablası" ? ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış aşk
Teen FictionEn büyük suçu sevmekti oysaki Ve insanlar...... kendi tercihleri ile kaderlerini imzalarlar!