Merhaba, Hello, Bonjour vs. vs. Kararımı verdim... ilk olarak 4 BÖLÜM YAYIMLADIM AMA BİR B*K OLMADI bunun için dertteyim... Ne olursunuz gelin akedeş...
---------------------
Bunu duyduğumda koma, yok yok... şok, yok yok... tramva evet tramva geçirdim "Nasıl lan?!" diye haykırdım. Asya eliyle elimi tutmaya çalıştı, ben ona yardım ettim "Asya eğer şakaysa ben seni kör ederim" diye Melisa bağırdı arkamdan. Doktor ellerini cebine soktu "Bakın hamımlar kör olacak demedim. Kesin değil ama ihtimal, büyük değil" Rahatlayayım mı? İfadesiz mi kalayım?
Bizi dışarı çıkardılar ardından odaya hemşire girip kapıyı kapattı. Ben Melisa ile bir köşede annesinin ve babasının ise karşımızda oturduğunu gördüm. O sırada telefonum çaldı Annem arıyordu;,
+Efendim anne
-Kızım Asyalar hastanedeymiş niye aramadın ah be kızım!
+Anne önemli bir şey yok biber gazı etki göstermiş gelmenize gerek yok. Anne ben sana her şeyi anlatırım
-İyi peki her şeyi anlat sonra onlara başsağlığına gideceğiz.
+Tamam anne hadi kapat.
Telefonu cebime tıkıştırırken elime kağıt parçası geldi. Rüzgar'ın numarası belki onunla iyi olabilirim -ayıcığım yerine o bin basardı- titrek ellerimle numarayı tuşladım.
İlk çalışta açtı;
-Efendim
+Rüzgar... benim Gökçe... gelir misin?
-Tamam neredesin?
Hastanenin adını söyledim, ve beni aşağıda beklememi söyledi.
Asya ya da Melisa için kötü durum olsa o sanki bana saplanmış sanki kendi sorunummuş gibi oluyor. Bizim bağımız var. Sanki birbirimize baktığımızda aynaya bakıyormuşsun gibi geliyordu. Bir tek bunun için sinirli değildim aslında. Liseye başladığımdan beri sinirliydim.
Bir korna sesi ile düşüncelerimden sıyrıldım. Rüzgar'ın köpek balığı mavisi bir arabadan çıktığını gördüm. Ben ona sap gibi bakıyordum yanıma geldiğinde gözlerim doldu "Gökçe iyi misin?" ona "sence" diye mırıldandım.
Bana sarıldı onun sarılışı beni rahatlatırken illa ki burnuma girecek olan kokuyu burnuma çektim. Sonra bende ona sarıldım. Ellerini çekmeden "ne oldu anlatacak mısın Gökçe?" dedi ondan ayrıldım "saçma bulursun" dedim. Kollarımı tuttu "Ne olursa anlat"
"Asya kör olabilirmiş"
"Asya?"
Olanları anlattım başını salladı "Demek Gamze yüzünden, onu müdüreye söylediniz mi?" kafamı iki yana salladım "ama söyleyen olmuşdur onu şu aralar hiç görmedim, ama bunun yüzünden değil sizin lise beni sinir etti. Hele o resim" ağlamaya başladım.
Beni okulun sürtüğü tanıyorlardı. Sinirimden ağlıyordum. Yine ona sarıldım "Ama halletmemiş miydik?" dedi sarılıyordum ona hala "Halletmiş olsakda bazı kişiler yine beni kullanır Rüzgar bundan korkuyorum. Ayrıca senden başka o lisede arkadaşım yok"
"Gözyaşlarını sil güzellik hadi içeri girelim" dedi gözyaşlarımı sildim. Derin bir nefes alıp içeri girdim. Rüzgar elini belime yerleştirdi ilk titreyip elini çeksede sorun yok dedim yeniden belime yerleştirdi.
Melisa gülüyordu annesinin babasının moralide iyi "Melisa, Melisa ne oldu iyi haberler mi var?" Kız sevinçden otuz iki diş sırıttı "Evet gel içeri girelim" Melisa kısa bir anlığına Rüzgar'a baktı. Daha sonra içeri girdik Asya gözlerini açmış bize bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarı Yellozlar
HumorBirden bağırdım "Kızlar başımıza DAŞ düşmüş!" "Ne diyon amk!" dedi Gökçe. "Ne diyon Melisa! Ben göremiyorum" diye baygın bir şekilde bana bakan Asya'ya ve Gökçe'ye "Şu çılgın kafanızı çalıştırın. Ben çalıştırdım. Aha bak -Elimle gösterdim- Şu ikisi...