Yatağımda rahattım bir rahatlık çökmüştü Ateş ile sarılarak uyutmuştuk ve evet.
İç çamaşırlarımızla.
Evet yapmıştım.
O istediğini almıştı ve bana dahada bağlanmıştı.
İnanan yada inanmayan! cidden yapmıştım.
Gözlerimi açtım Ateş hala uyuyordu ve elleri çıplak tenime sarılmıştı anneme ne diyecektim. En iyisi gizlemekti ha bu arada beni aramamıştı sadece 'kendine iyi bak kızım' diye mesaj atmıştı.
Kendime çok iyi bakmıştım(!) Ateş'in gözleri açılmıştı onun yüzünü gördüğümde utanasım gelmişti. Hemen yorgana baktım.
"Teşekkür ederim" dediğinde yüzüm iyice kızarmıştı elini yanağıma getirdi ona baktım gülümsedim yanağımı okşadı.
Bana dahada yaklaştı diğer eli belimin altındaydı "Seni çok seviyorum" diye fısıldadı bir düre ona bakmadım sonra gözlerimi ona çevirdim "Bende seni" diye mırıldandım.
Beni yine öptü karşılık verdim, nazikçe öpüyordu sonra dudaklarını ayırdı.
"Hala inanamıyorum" diye fısıldadım. Ne olduysa o an olmuştu hala inanamıyordum. Ve size anlatmak istemiyordum "Bende" dediğini duydum bu poziyondan kalkmak istemiyordum. Ama kalkacaktık.
Popomdan tutup kendine çekti "Yumuşacık popon var" dediğinde hafiften vurdun "Kapa çeneni" diye azarladım "Bebek gibi tenin var" diye devam etti bende ona ters döndüm beni kendine çevirdi "Tamam bir daha demem" diye alay etti. Yüzünü şu an görmek istemiyordum çünkü aklıma o sahne geliyordu. Fakat o gayet normalmiş gibi bakıyordu nede olsa onca kız ile yattı. Bu onun için fark etmez "Bu benim için çok farklıydı, yani sevdiğim biriyle-" dediğinde parmağımla onu susturdum sanki aklımı okumuştu.
Kızardığımı hissettim parmağımı tuttu aşağı indirdi "Şey artık kalksak iyi olacak" dedim sıkıla sıkıla.
Bana dahada sarıldı "Tamam biraz daha ne olursun?" masum köpek gibi konuşmuştu bende ellerimi çıplak sırtına sardım. Bugün Pazar günü Ateş ve seninim.
Gökçe'den
Pazartesi sıkıcı bir okul günü.
Hocanın ders anlatışı çok mikemmeldi(!) Bir konu yirmi saatte mi çözülür? Bende yatmakla geçirdim ama Asya uyumuyordu ders dinliyordu "Hşşt inek! sınavda kopya verirsin" dedim kafamı yine sıraya koydum Melisa yine yoktu. Sormadım Ateş de yoktu normalde okulda takılırdı ama bir hafta ne Melisa ne de o vardı. Zaten perşembe gününe kadar yoktuk. Ne kalmış şunun şurasında. Dört gün. Cuma. Cumartesi. Pazar ve Pazartesi.
Kafamı bu düşüncelerden sildim çünkü Asya'nın kafama vurmasıyla yerine geldim "79" dedi ve bir kaç şey daha fısıldadı.
Hocanın beni dürtmesiyle kalktım "Evet Gökçe tahtadaki denklemi çöz bakalım" deyince sadece "Siktir" diye mırıldandım.
Asya'nın dediğini şimdi anlamıştım. Derin bir nefes aldım ayağa kalktım sınıftakilerin bazıları bana alaycı bakışlarla bakıyordu. Aldanmadım.
E yuh yani Einstein bile bunu yazmaya üşenir amk? Biraz çözüyormuş gibi yaptım. Sonra sonucu yazdım hoca görmeden sırama oturdum.
Hoca ayağa kalktığında "Evet Gökçe nasıl yaptın anlatır mısın?" dediğinde hay ağzına sıçayım kel kafalı, dört göz, götü kurumuş orospu hoca.
Derin bir nefes aldım veee hayatımın kurtarıcısı olan her zaman kan kardeş olduğum beyaz atlı prensim teneffüs çaldı.
"Çıkabilirsiniz" demesiyle hemen dışarı çıktım. Asya kahkaha atmaya başladı onu dürtüm daha doğrusu cimcirdim kolunu ovuşturmaya başladı "Ben dedim sana uyuma diye boku yicektin bak. Hem ben o hocanın dersini boşuna dinlemiom" yine kıkırdadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarı Yellozlar
HumorBirden bağırdım "Kızlar başımıza DAŞ düşmüş!" "Ne diyon amk!" dedi Gökçe. "Ne diyon Melisa! Ben göremiyorum" diye baygın bir şekilde bana bakan Asya'ya ve Gökçe'ye "Şu çılgın kafanızı çalıştırın. Ben çalıştırdım. Aha bak -Elimle gösterdim- Şu ikisi...