Kolumu tutan bir elle refleks olarak ona döndüm.
Ciddi olamazsın!
"Pişmanım Asya lütfen senin olsun" hı? bu ne lan şindik? Noluyoz. Bu beni nerden buldu? Yakında araba felan var mi diye ortalığa baktım evet var. Hemde siyah mercedes. Birde ona baktım. Koluma ve ona
"Cevap versene!" kafamı hızlıca iki yana salladım. Hala şaşkındım. Bu beni nasıl buldu?
"Ne diyorsun sen Gamze?" dedim. Kafam sorudan pufff olacak. Niye geldin yaaaa?
"Kaan ile öpüşürken ben istedim. Zorladım. Sen hızlıca gittikten sonra. Oda gitti. Ertesi gün ben taburcu olduğumda -Giydiği çok ince ceketten sıyırdı kolunu gösterdi- beni sıktı. Bağırdı çağırdı" dedi yanağından yaş süzülürken. Vücudumu ona çevirdim. Biliyordum dedi içimdeki ses. Derin bir nefes alıp verdim "Sen bunu hak ettin, Almışsın karşılığını" dedim koluna bakarak morartmış. Bir süre koluna baktım "Şu aralar görüşmek istediğimi sanmıyorum" dedim. Kolumu çektim. Ve habersiz tuttuğum nefesi dışarı verdim.
Tamam, en azından o değilde Gamze piçi yaptırmış. Ama sanırım Kaan'nın da suçu var. Öyle hissediyorum. Karşılığını almış. Ama o hala devam eder beni rezil etmeye. Nasıl olsa yılda bir sevgili değiştiriyormuş. Unutur. Ama koluda fazla morarmış. off off. Niye geldi bu kız şimdi. Heeh! birde telefonum çalıyor. Elime aldım.
Siyahparem. Ehehe nasıl ama Tabiside Kaan.
Eh düşünmektense açayım daha iyi;
-Hala mı sinirlisin?
+Hayır şaşkın.
-Neden?
+Gamze buraya gelip senin ne yaptığını ve pişman olduğunu anlattı. Ve ben hak ettiğini söyledim.
-Ee peki şimdii... bana kızgın mısın?
+Bilmiyorum partide görüşürüz.
Dedim kapattım. Bu duygu ne biçim yaa! Bir erkek için ağlamam asla kendi suçu. Her zaman. Partide belki daha kötüsü olacak. Pufff. İster istemez onunla gidecem ama. Belki Rüzgarlarla giderim. Tabii ya o kendi başına gitsin öğrenir. Öpüşmek güzel mi?! Evime çoktan gelmişim. Kapıyı çaldım. Açan yok annem bir yere gitmiştir. Babam işte. Anahtarla kapoyı açayım dedim. Hı?! anahtar yok. Nasıl len? Karıştırıyım. Yok vallaha yok. Off bu ne yaa. Şansızlık lotosu mu oynadım anlamadım ki? Gökçelere gidecem artık. Hem ona yardım ederim. Evet yani.
Onu aradım.
+Gökçe evde misiniz?
-Hayır bebeğim. Annemle markete gittik.
+Hı?
-Ya ne bileyim ben? annem beni markete sürükledi. Ne oldu? sorun mu var?
+Evet ya anahtar yok bende dışarda kaldım.
-E tamam ben sana marketi söyleyem.
+Ya yok ya hiç yürüyesim yok.
Annesi oradan bağırdı.
"Asya masya lazım değil"
-Ya üzgünüm kızım ya.
+Önemli değil.
Telefonu kapattım. Ofladım. Köşeye oturdum. Gelen geçenleri izledim. Annemde gelmek bilmedi. O sırada önümde araba. -mini cooper- durdu. Arabadan Ateş çıktı "Kapıda mı kalmış?" alay ediyor birde kafamı başka yöne çevirdim. Ofladım. Yanıma geldi oturdu "Tamam yenge bir şey demedim" sırıttım. Omzuna vurdum "Sus len" güldü. Arabasına baktım incelerken yine alay etti "Senin olsun mu?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarı Yellozlar
HumorBirden bağırdım "Kızlar başımıza DAŞ düşmüş!" "Ne diyon amk!" dedi Gökçe. "Ne diyon Melisa! Ben göremiyorum" diye baygın bir şekilde bana bakan Asya'ya ve Gökçe'ye "Şu çılgın kafanızı çalıştırın. Ben çalıştırdım. Aha bak -Elimle gösterdim- Şu ikisi...